Çalınamayan bir düdük, Bursaspor basketbolun canını fena yaktı

2023.12.12 00:08 - Son Güncellenme: 2023.12.12 00:16
A

Naklen yayın dönemlerinin olmadığı yıllarda basketbol hakemlerini gördüklerimizin üzerinden eleştirirdik.

80'lerde maçlar iki hakemli mekanik sistemiyle oynanırdı;

Tepedeki üç saniye ve civarını kontrol ederken, pota arkasındaki çember altındaki pozisyonlarla ilgili düdük çalardı.

Görüntülü tekrar olmayınca, ne yalan söyleyeyim, işimize gelmeyen pozisyonlarda bölgecilik yaparak asar keserdik!

Süper Lig başta olmak üzere an itibariyle bir çok maç (TBL; Kadınlar Süper Ligi, Avrupa Kupası maçları) yayıncı kuruluşlar tarafından canlı verilmeye başlandığından beri her şey daha net ve açık olsa da; yine tartışmaların ardı arkası kesilmiyor.

Tartışmaların öznesi eskiden de hakemlerdi, bugün de...

Eski tas, eski hamam yani...

Canlı yayın gibi önemli bir yardımcı faktöre karşın, bu ayrıcalığın bazıları için hiç bir anlam ifade etmediğine şahit oluyoruz!

Hemen hemen her hafta hem de...

Kafalarına ve bildiklerine göre takılarak maç yönetmeyi sürdürüyorlar!

Eyyamcılıkta sınır tanımayan müstesnaların, coachlara en doğal hakları olan challenge'ı (görüntü tekrarı) bile çok gördükleri oluyor.

Bunun son canlı örneğini pazar günü Bursa'da Bursaspor İnfo Yatırım ile Merkezefendi Denizli Basketbol arasında oynanan maçta izledik.

Ev sahibi takım oyuncularıyla teknik ekibini maçın bitiminde öfke kontrolü yapamaz hale getiren bu pozisyonu; seyretmemiş olanlar için bir kez daha buradan anlatmakta yarar var.

Ev sahibi takım 85-87 geride olduğu maçın son 6 saniyesinde kendi potasının altından topu Anthony Brown ile Merkezefendi yarı alanına kadar taşıyarak, yine bu oyuncu ile bitime saniyeler kala üçlük atış kullandı.

Brown'un girmeyen şutunda Metin Türen hücum ribaundunu alıp, çembere yüklenirken, bu sırada Merkezefendi'nin Belçikalı power forveti Vrenz Bleijenberg çok net bir şekilde Türen'e faul yaptı.

Pozisyon ağır çekimde yeniden ekrana getirildiğinde Metin Türen'in süre bitmeden topu elinden çıkardığı, dolayısıyla Belçikalı oyuncunun hareketinin net bir faul olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.

Çalınamayan bu düdükle birlikte temiz geçen maçta ortalık karışıverdi.

O kaos ortamında Bursasporluların itirazlarına kulakları tıkayan hakemlerin, çareyi apar topar soyunma odasına kaçmakta bulmaları, en son başvurulacak çare olmalıydı.

Yapılması gereken ve doğru olan: hakemlerin inisiyatif kullanarak 'challenge'i kendilerinin istemesi, görüntü değerlendirdikten sonra da baş hakemin nihai kararı açıklamasıydı.

Ellerinde böyle bir olanak varken, gerek bile duymadan sıvışmaları, insanda ister istemez art niyetli bir davranış izlemini bıraktı.

Yinelersek;

Kendilerinden bu kadar emin olmalarını gerektiren pozisyonda(!) tekrar görüntüler üzerinden yapılan değerlendirmede, ortada net bir şekilde yapılmış faul söz konusu.

Bursaspor bu atışları Metin Türen'le kullanıp sayıya çevirmiş olsa maç uzatmaya gidecek.

Belki de uzatmanın sonunda kazanan taraf olacaktı.

Şimdi;

Trio olarak maç içinde iki tarafa da bir çok kez faulle alakası olmayan saçma sapan ve uyduruk düdükler çalan Mehmet Şahin, Altuğ Köselerli, Polat Parlak karşılaşmanın skoruna direkt tesir ettikleri için zan altında kaldılar.

Bursaspor ise bu kararla ev sahibi olduğu maçta; bu avantajını kullanamadan yenilince, önündeki zorlu 4 maçlık seriye moral bozukluğu ile gitmek zorunda bırakıldı.

Aşağıda okuyacağınız satırları eski bir FİBA hakeminden duyduğum için paylaşma gereği duydum;

'Hakemler her maçta ev sahibine 3 düdüklük avantajla top kullanma şansı sağlar. Bir daha da sonrasına karışmaz'

Anlaşılmadıysa eğer biraz daha şeffaflaştıralım!

Metin Türen'e şuta kalktıktan sonra yapılan faul çalınmış olsa ve bu faul atışları sonucunda maç kazanılsaydı karşı tarafın gıkı bile çıkmazdı!

İtiraz gelince de 'biz öyle gördük' der; challenge'e gitmeden, soyunma odasına duşa gidelerdi!

Maç oynadı bitti, bir daha da geri gelmez.

Bundan sonra iş yönetimin başkanıyla, takımın menajerine düşüyor:

Ayağa kalkmalarını bekliyoruz.

Bursaspor'un ev sahibi olma hakkını elinden çalan bu düdüğü çalamayanların cezasız bırakılmaması gerekiyor.

Bir dejavu yaparak geçen yıla gidelim mi?

Bursa'dan yetişme bir hakem Büyükçekmece maçını istediği gibi yöneterek ortamı yay gibi germiş,

Dusan Alimpijevic'i diskalifiye ederken, pantolonunun arkasındaki 24 saniye cihazını da soyunma odasında yere fırlatarak kamu malına zarar vermişti.

Bursaspor o maçı bir hakemin egosuna yenilerek kaybederken, sonradan çok arayacağı bir avantajı da elinden kaçırmıştı.

Neyse ki itirazlar karşılık kalmadı.

MHK söz konusu hakemin lisansını iptal ederek vicdanları rahatlattı. (Sonradan Tahkim'de açtığı davayı kazansa da, Hidayet Türkoğlu kendine hakemlik yaptırmıyor.)

Üç aşağı beş yukarı aynı senaryo yine gündemde.

Pazar günü çalınamayan o düdükle sadece Merkezefendi maçını değil, zor fikstürü öncesi moral ve enerjisini de tüketiverdi Bursaspor.

Küme düşme adayı bir rakibe yenilmekle, seyirci de büyük hayal kırıklığını yaşadı.

Yeni bir hatırlatma daha yapalım.

Geçen yıl takımın menajeri Beşiktaş'a geçen Nedim Yücel'di;

Federasyon Başkanı Hidayet Türkoğlu' da Yücel'in en büyük kankalarından birisi!

Bu yılın menajeri Özgün Önver'de TFF eski çalışanlarından.

Nedim Yücel kadar değilse de Hido ile dostluğu olduğunu düşünüyorum.

Başkanla, menajer bu yenilginin bedelini muhataplarına ödetmeli ki, biz de hala 'basketbolda lobimiz varmış' diyebilelim.

Türk basketbol hakemliği maalesef iyi bir konumda değil.

Adeta dünyanın sonunda bir yerde çoğunluğu.

En küçük temas ve sertliğe prim tanımadan; her gördüklerini faul sanarak rastgele düdük çalmayı maç yönetmek sanıyorlar.

Coachlara tolerans tanımadan oyundan atmak; kendileri için adeta gurur yaftası gibi.

Bir kısmı fazlasıyla afili, fiyakasından yanından geçilmiyor.

Bir kısmının saçları aslan yelesi gibi uzun ve briyantinli.

Egolular en çoğunlukta olanlar.

Sonra 'hakemlerin üzerine, üzerine gidiliyor' denilip temize çıkmaya çalışıyorlar.

Adam gibi yönetin, oyuncularla, kenara babacan ve hoşgörülü davranın, gördüğünüz değil, faul olanı çalın!

Sonra da gelin canımızı yiyin!

MHK Başkanı Recep Ankaralı hocamın bu çocuklarla çok ama çok işi var!

Allah yardımcısı olsun...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları