Basketbol dünyasında bazı coachların popülaritesi oyunculardan daha fazladır.

Bu sporun doğasında olan bir şeydir anlatmak istediğim;

Birileri atıp, tutarak; birileri de kenardan onları yöneterek şöhrete ulaşmıştır basketbolun akışı içinde.

Ben artık 'coach oldum !' diyenlerin önce 'iyi coaching' yapmaları gerekir. (takımı ve oyuncuları yönlendirme)

Bir sözüyle sahadakileri hizaya getiren, bir değişiklikle maçın kaderini değiştiren, bazı oyuncularının kapasitesi yetersiz kalmış olsa da; kulüp mali nedenlerle alternatiflerine yönelemeyince kendi formülüyle onlardan maksimum verim alabilmeyi başaran iyi coachtur;

Bunların yanı sıra oyuncusuna yerlisi, yabancısıyla kendini kabul ettirip inandıran 'büyük coach' olma noktasında yol ayırımına gelmiş demektir.

Bu statüdeki yabancılara en iyi örnek olarak Fenerbahçe'de de görev yapan, Partizan'ın efsane Sırp coachu Zeljko Obradovic'i gösterebilirim.

Daha eskilerden Bozidar Maljkovic, Mirko Novosel, NBA'den de Pat Riley, Chuck Daly, Phil Jackson, Red Auerbach sadece coachingleriyle değil, oyuncularıyla olan bireysel ilişkilerine ekledikleri eğitmenlik karakterleriyle basketbol camiasında farklı bir konseptin isimleri arasından başköşeye yerleşenlerdendir.

Bize dönersek; rahmetli Aydan Siyavuş, Türk basketbolunun efsane ismi Efe Aydan için maçın takımı aleyhine gelişmiş en zor koşullarında bile; mutlaka bir çıkış noktası bularak skoru kendi lehine çevirebilmeyi başarmış çok özel bir antrenördür.

Ergin Ataman'ı nev-i şahsına münhasır bir isim olarak bir kenara bırakırsak;

Tofaş'ta adeta etle tırnak gibi olan Orhun Ene'ye yerli hocaların yerinde saydığı sürecin en karizmatik ve aykırı çalıştırıcısı olarak özel bir sayfa açmak asla abartı olmaz.

Bu kadar güzellemelerin üstüne sözü Bursalı bir coacha;

Çömezliğinin üzerine kalın bir çizgi çizerek 'büyük coach olma yolunda' önemli mesafe kat eden Serhan Kavut'a getirmek istiyorum.

Şemsettin Baş'ın yanında antrenörlüğe başlayan Kavut, Dusan Alimpijevic yıllarından aldığı feyzin birikimiyle getirildiği baş antrenörlük görevinde hiç sırıtmadan ve falso yapmadan ses getiren başarılara imza atmaya başladı.

En başlarda camia içinde seslendirilen 'acaba başarır mı?' tereddütlerini geride bırakan Kavut, 'büyük coach' olma yolunda kat ettiği aşamalarına her maç bir başka ekleme yaparak 'yeni nesil antrenörlerin' en dikkat çekici ismi konumuna gelmiş durumunda.

Bursaspor Yörsan'ın Pazar günü İstanbul'da el ettiği Büyükçekmece galibiyeti; sadece parkede ter döken oyuncuların performansıyla değil, Kavut'tan tam zamanında gelen sihirli dokunuşlarıyla elde edildi.

Bursaspor'u yakından izleyen sporseverlerle medya için takımın lider bir oyun kurucuyla, bu ligin konseptine uygun bir uzuna ihtiyacı var.

Ekonomik nedenlerle bu transferler gerçekleştirilemese de Serhan Kavut 'iş başa düştü' diyerek kenarda pas tutan Michineau'nun yedeği olarak Pipes JR'den yavaş yavaş aldığı sürelerin hakkını vermeye çalışan 1 numara; Yine oynadığı maçların neredeyse hepsini yaşadığı erken faul sorunları nedeniyle yeteri kadar katkı yapamadan tamamlayan Joshua Sharma'dan da en gerekli sürelerde 'şaşırtıcı bir 5 numara' yaratarak meslektaşlarına coaching dersi vermeyi sürdürüyor.

Pipes, Michineau'nun kenarda oturduğu dakikalarda  Büyükçekmece'ye üç üçlükle cezayı keserken şans verilmeye ihtiyacı olduğunu kanıtladı.

Sharma ilk üç çeyrek kenarda beklemenin verdiği suskunluğu son çeyrek birikime dönüştürerek Jaylon Brown'la birlikte Bursaspor'un X faktörlerinden birisiydi.

Sharma sadece 12. 51 dakika parkede kaldığı maçta 5/8 ile iki sayı, 1/1 ile serbest atış olmak üzere toplam 11 sayı atarken, çember altından da topladığı ribauntlara savunmasını ekleyerek maçın kazanılmasına önemli bir katkı yaptı.

Tek çeyrek üzerinden değerlendirme yapılabilseydi (!) Sharma maçın MVP'si bile seçilirdi!

Çeyrek performansıyla 5 oskarlı efsane psikolojik gerilim filmi 'Kuzuların Sessizliği'nde toplam 16 dakika rol aldığı psikopat doktor Hannibal  Lecter karakteriyle 'en iyi erkek oyuncu oskarı' kazanan Anthony Hopkins'e atıfta bulunduran  Sharma muhtemelen yerine birisi gelemeyeceği için (!) Bursaspor'da oynamaya devam ederek Serhan Kavut'un yanında eksikliklerini kapatmaya çalışacak.

Serhan Kavut yetersiz olduklarını bile bile; bütçe kısıtlamasının yol açtığı bu zorunlulukta vasat iki oyuncusundan maksimum verim almayı başararak '2024'ün en iyi yerli coachları'ndan birisi olmayı fazlasıyla hak ediyor.

Onun için;

'Büyükçekmece galibiyeti Serhan Kavut'a yazar' başlığım bir abartı filan değil, Bursa'nın öz çocuğu antrenörümüze hakkının teslim edilmesidir.