Bursaspor'umuzun arkasında kapı gibi 'ULUDAĞ' var

2024.07.17 17:04 - Son Güncellenme: 2024.07.17 17:04
A

Bursa'da doğdular,

Bursa'da büyüdüler;

Haliyle Bursa'yı sevip burada yaşamanın dayanılmaz hafifliğiyle Bursasporlu oldular;

Hiç zikzak çizmeden, dosdoğru ve dümdüz Bursasporlu kalabilmek dünyanın en zor işidir!

Yüzleri sahtecikten gülümserken, yürekleri başka bir kulübün renkleriyle çarpanlar 'Bursasporlu olmanın' farkına varamazlar.

Görmedik mi örneklerini, bana yine isim yazdırmayın!

Bursasporlu Levent ve Ömer Kızıl kardeşlere yeşil beyaz sevgisi, rahmetli babaları Ayhan Kızıl hocamdan mirastır.

İlk yönetimlerin basın sözcüsü ve yönetim kurulu üyesiydi Ayhan Kızıl.

Karşısına geçerek soru sormaya can atardık.

Yüzünden eksik olmayan gülümsemesine espriler katarken, büyük bir tevazu içinde yaklaşırdı bizlere.

'Sor bakalım'ın ardından da bombardıman başlardı!

Oğulları Ömer ve Levent Kızıl'ı çok sonradan tanıma olanağı buldum.

Sırasıyla başkan, yönetici olup, firmalarıyla sponsorluk yaptılar.

Babaları kendisi gibi yaşadıkları kente aidiyet duyguları yüksek iki evlat bırakmış geriye;

Mütevazi, saygılı ve sevecen...

Aynı zamanda da çok iyi birer Bursasporlu.

Ne mutlu;

Bir gün bir Bursaspor maçında yıkılan stadın yeni kale arkasına, sonraları misafir takım taraftarlarının oturtulduğu sağ köşesine bir pankart asıldı 'KANSAS' diye,

'TEKSAS' varken 'KANSAS'da ne ola ki' diye kendi kendime sorarken; yanıtını rahmetli meslek büyüğüm Aziz Bükey vermişti.

'Ayhan hocanın oğlu Levent Kızıl kendi tribününü kurmuş! İsmini de KANSAS yapmışlar. Arkadaşlarıyla orada maç seyredecekmiş bundan böyle!

'Bursaspor tribünlerinin içinde özerk bölge gibi' bir şey sanki.

Bir zamanlar o köşe FAT (Futboldan Anlayanlar Tribünü) diye anılırdı.

KANSAS ismi biraz daha sempatik gelmişti bana.

Ölesiye Bursasporluydu  iki kardeş;

Tribünden gelerek yürüdüler;

'Yürüye, yürüye' sonunda iki ünlü iş insanı oldular;

Büyürken bir tek burunları küçük kaldı!

Şimdi bile eksilmeyen heyecanlarıyla;

Kapris, kibir, 'tanıyıp da tanımamazlıktan gelmenin' semtine bile uğramadan 'en büyük Bursasporlu olarak' doğdukları şehrin takımına katkı sunmaya devam ediyorlar.

Basketbol şubesinde tamamladıkları mesailerini yeniden futbola yoğunlaştıran Erbak & Kızıl ailesi, 'Uludağ İçecek' ismiyle bu yıl da Bursaspor futbol takımının sırt sponsoru olarak görevlerini yapmanın mutluluğu içinde.

'Para istemesinler' diye delikten deliğe girmeye başlayan tatlı su kurnazlarının aksine; Kızıl & Erbak ailesinin cebinden  yılda 10 milyon TL para girecek yeşil beyazlı armanın kasasına.

Bursasporluluk budur;

Bursalı olup da Bursalı kalabilmek de; böylesine ince ve naif yürekli insanlara özgü bir duygu patlamasıdır.

Uludağ içecek'le Bursaspor Kulübü arasında imzalanan forma reklamının laysmanını takip ederken, bütün bu yazdığım anekdotlar bir film şeridi gibi geçip, gitti gözlerimin önünden.

'Gel' deyince ailece koşturuyorlar;

'Ver' deyince de eller ailece ceplerine gidiyor !.

Uludağ gibi arkasındalar Bursaspor'umuzun;

Ne mutlu Erbak & Kızıl ailesine;

Ne mutlu Bursaspor'umuza;

Şimdi izninizle 'kıssadan, hisse' diyerek kulak bükmek istiyorum.

Ne olursunuz kırmayalım böyle güzel ve sevdalı insanları bir daha;

Ağlatmayalım;

Evlerine göz yaşları dökerek değil; sevinerek dönsünler. (hatırlayanınız var mıdır acaba o 0/4'lük Fenerbahçe maçında Levent Kızıl'ın yaşadığı tarifsiz üzüntüyü)

'Uludağ kadar büyük ve yüce' olan bu aşkınız hiç eksilmesin inşallah...

İyi ki varsınız, kesenize bereket...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları