Adem Çağlayan'ın göreve getirilmesiyle yeniden ivmelenmeye başlayan Bursaspor; Kırşehir FK'dan sonra bugün de İstanbul deplasmanında Kemerkent Bulvarspor'u 4-0 yenerek şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı.

Elde ettiği farklı skorla en yakın rakibi Karşıyaka ile arasındaki 7 puan farkı korumayı başaran timsahlar, yanı sıra bitime 5 maç kala kendisine büyük moral verecek olan psikolojik momentumu da eline geçirmiş durumda.

Bursaspor bundan sonraki lig maçını 2 Nisan Çarşamba günü Kahramanmaraş deplasmanında HG Hostital K. Maraşsporla yapacak.

Ardından 6 Nisan Pazar günü saat 15.00'de evinde 23 Elazığ FK'yı konuk edecek.

Bir hafta içinde çok farklı bir kimlikle iki maç oynayıp taraftarlarını yeniden havaya sokan Bursaspor'da  teknik adam hamlesinin amiyane söylemle 'cuk oturduğunu' söyleyebiliriz.

Düne kadar 'durarak oynamaya alıştırılmış' bir takımdan koşan, kovalayan, basan bir Bursaspor'a evrilmek hangimizin hoşuna gitmedi ki?

Şimdi şu sorunun yanıtını öğrenmek, her taraftarın en doğal hakkıdır;

Bir tuşa basılınca her şey yeniden kurgulanabilecekken, illa da puan kaybetmek mi gerekiyordu?

Adem Çağlayan'ın elinde sihirli değnek yok elbette;

Teklif gelince hemen kabul etmesi; Bursaspor'un

büyüklüğüyle ilgili olduğu kadar; kendisine duyduğu öz güveninin de bir sonucudur.

Teşhisini de iyi koyunca; istediği hamleleri cesurca yaparak iki maçtır keyifle izlediğimiz bir Bursaspor profili çıkıverdi ortayla.

Oyunun akışı içinde farklı formasyonlarla oynamaya çalışmak kolay başarılacak bir  durum değildir;

Türk oyuncunun zor kabullendiği bu gibi değişimlerin takımda hemen meyvesini vermesi ise kesinlikle teknik adam becerisidir.

Bursaspor dün bir, bugün iki küllerinden yeniden doğarak sergilediği pozitif oyun kimliğiyle, geçmişin yanlışlarını söküp atmaya başladığını kanıtlaması; taraftarı da sevindiriyor kuşkusuz.

Bir detayın daha altını çizmeye çalışalım.

Yabancı oyuncunun bulunmadığı kadro; kendi meramını tercümansız direkt Türkçe olarak anlatan yeni teknik direktörüyle çok güzel bir görümüne kavuştu.

Maça gelirsek;

Bursaspor Kemerkent Bulvarspor karşısında kalecisinden sol açığına her oyuncusuyla çok istekli bir görünüm verdi.

Koşmayan oyuncusu yok gibiydi.

Yardımlaşarak oynadılar.

Her futbolcu birbirinin açığını tolere etmeye çalıştı.

Önde basarak ev sahibini kolay kolay hücuma çıkarmazken;

Savunma da iyi kapanıp, son 4 dört deplasmanından 3 puanla dönen rakibine doğru dürüst pozisyon vermeden maçı bitirmesini bildi.

İki maçta atılan 8 gol ise takımın 'golcü kimliğini' hatırlaması bağlamında iyi oldu.

'En iyisi şuydu' şeklinde bir genelleme yapmayacağım.

Gireni, çıkanıyla bütün takım iyiydi çünkü;

Kusursuz oynayarak fişi çekiverdiler.

'Düşe, düşe' dipleri gördükten sonra küllerinden yeniden doğarak ayağa kalkmaya çabalayan Bursaspor'un bugünleri görmesinde Enes Çelik başkanla yönetiminin katkıları çok büyük.

Kutluyorum....