Pazartesi günü medyamızda Bursaspor başkanlığına aday olan iki ismi peş peşe ağırlardık.

Raşit Barışıcı ve Sinan Bür...

'Bu kadar yüklü borç tablosu karşısında kimse aday olarak kendini ateşe atmaz' derken Barışıcı ve Bür'ün büyük bir özveriyle ateşten gömleği giymek için adeta kendilerini feda etmeleri, yüreklerindeki Bursaspor sevdasının dışa yansımasıdır.

Bu büyük özveriye daha farklı nasıl bir anlam yüklenebilir ki?

Tabii bu talebe bir şekilde kulp takmak isteyenler de boş durmuyorlar maalesef.

Bin bir türlü seviyesiz yakıştırmalarla, laf sokuşturmalar anında sosyal medyaya manşet olmuş durumda.

Örnekler vererek konuyu açmak isterim.

Raşit Barışıcı'nın bir zamanlar BOSSEK Başkanlığı yapmış olmasını Bursaspor'a adaylığını koymasıyla ilişkilendirmek kel alaka bir durumdan başka bir şey değil.

Aynı zamanda hadsizlik de...

Otomobil sever birisinin yanı sıra Bursaspor'u da sevmeyecek diye konulmuş bir kural mı var da biz mi bilmiyoruz yoksa!

Kaldı ki Bursaspor'un kurucu ailelerinden birisinin oğlu Raşit Barışıcı ve kulübün önemli isimlerinden Ayhan Barışıcı ile de akraba.

Yani daha önceden yönetici geçmişliği olan birisi.

1992-1993'de Orhan Özselek, 1996-1998 döneminde de Remzi Cinoğlu yönetimlerinde görev yapmış.

Sanayici kimliği de önemli bir kartvizit kendisi için.

2000'lı yıllarda DOSAB (Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi) Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış.

Sonra özel nedenlerle İstanbul'a yerleşmiş.

Şişli ilçesinin efsane belediye başkanı CHP'li Mustafa Sarıgül'e danışmanlık yapmış.
Daha ne olsun?

Sporla yoğrulmuş bir yaşamın içinden geliyor sözün özü.

Birikimi var, borçlar gözünü yıldırmıyor. Kulübe dünya çapında bir sponsor kazandırmak için sonlara yaklaşıldığını söyleyerek bizleri de heyecanlandırdı konuşurken. (Birazdan bunlardan da söz edeceğim)

Sinan Bür ismini genç kuşak bilmez ama benim yaştakilerin hala hafızasındadır.

Bursaspor'un en genç kaptanı Sinan Bür...

İki farklı dönemde Cavit Çağlar ve Orhan Özselek yönetimlerinde görev yapmış tecrübeli bir isim.

Sonraki yıllarda profesyonel olarak menajerlik yapmış, şube kaptanlığı görevlerinde bulunmuş.

Adaylığını açıklar açıklamaz onun için de jet hızıyla operasyon çekmeye başladılar!

Ne de olsa burası Bursa, bu kulüp Bursaspor!

Yalanı, dolanı, iftiracısı, haysiyet cellatları hiç eksik olmamıştır başının üzerinden!

Kazanın altında yakılan ateş hiç sönmesin isterler;

Cehennem zebanileri gibi elde kepçe, dillerde yalan ve iftiralarla karıştırarak 'Bursaspor'da huzur olmasın, gün yüzü görmesin' temennilerinde bulunmayı  muhalefet etmek sanırlar!

Kendileri yapamayınca, 'başkaları da yapmasınlar' yanlışına düşmek aslında en büyük riyakarlıktır da.

Kimsenin umurunda bile olmaz!

 Bir yere uzanamayanların, bir göreve talip olanları işte böylesine sinsi ve pis yatıştırmalarıyla yıpratmaya çalışmaları; asla Bursasporluluk ve Bursaspor'u sevmek değildir!

Sinan Bür meğerse bir zamanlar menajerlik şirketi kurmuş!

Sonra bu şirket üzerinden kulübe oyuncuları kakalayarak kendisine menfaat  temin etmiş!

Sordum; 'böyle bir şirketim de olmadı. Kulübü istismar ettiğim de' dedi.

Buna benzer bir söylenti, eski başkanlardan Remzi Cinoğlu için de gündeme gelmiş olsa da aslı astarı çıkmamıştı!

Yazımın içeriğine girmeden önce iki adayla ilgili bu ön bilgilendirmeyi yapmak zorundaydım.

Doğuları savunup, doğruları yazmak; bu mesleğe başladığım ilk günden beri vazgeçilmez düsturum oldu.

Gelelim sadede...

Barışıcı ve Bür Bursaspor başkanlığına 'laf olsun' diye değil, çok samimi duygular ve projeleriyle aday oldular.

Önce Barışıcı ile sohbet ettik.

Seçim sloganı 'birliktelik, güven ve şeffaflık' üçlemesiydi Barışıcı'nın.

Kulüpte daha önce de görev yapmış iş adamlarıyla, Bursaspor'da herkesin bilip tanıdığı çevrelerden derlediği iyi bir yönetim kurulu oluşturduğunu söyledi.

Çok ısrar etsem de; aldığım prensip kararı gereği, listeyi teslim edene kadar açıklamamayı doğru buluyorum' yanıtını verdi.

Camiayı kucaklayacak güzel bir ekibin hazırlıkları için son dokunuşları yapıyormuş  Barışıcı.

Kulübün içinde bulunduğu borç sarmalını çözümlemeyi nasıl başaracağıyla ilgili de 'dünya çapında çok iyi bir sponsorla anlaşmamız aşağı yukarı bitti gibi. Onlar da seçimi kazanmadan isim vermemizin doğru olmayacağını söyleyince bu kararlarına saygı duyduk. Kazanırsak hemen açıklarız, o zaman tahtayı açmak da Bursaspor için sorun olmaz'  bilgisini verdi.

Bir saate yakın süren sohbetimizden anladığım kadarıyla Barışıcı seçimin sonucundan emin, kendisine güveniyor;

Daha sonra Sinan Bür'le konuştum.

Yanında eski takım arkadaşı ve adaşı BPFDD üyesi Sinan Oral'la birlikte gelmişti.

Bür öz kaynak kavramını kendisine meslek yaşamında düstur edinmiş bir futbol adamı.

Bursaspor'dan ayrıldıktan sonra uzun yıllar çalıştığı Futbol Federasyonu'nun Bursa bürosunda salt bu işe yoğunlaşmış.

Bursaspor'un geçmişinde ve bugününde oynayan bir çok genç oyuncuda Sinan Bür'ün emeği ile alın teri var.

Yeri gelmişken bir küçük tiyo verelim; çoğu kimse bilmeyebilir; Bursaspor'da yetişip, gittiği Fenerbahçe'de yıldızını parlatarak milli takıma kadar yükselen İsmail Yüksek'i İznik'te keşfederek Bursaspor'a kazandırmış Bür.

Seçimi kazanırlarsa ilk işinin mevcut kadroyu korumak ve onlara özgüven kazandırmak olduğunu söyledi.

Hayal satmayacaklarını, takımı ligde tutabilmenin öncelikli hedefleri olacağının altını çizdi.

'Hepsi bizim evladımız. Ben yıllarca alt yapılarda yönetici olarak hizmette bulundum. Öncelikle gençlerimizin varsa eğer maddi sorunlarını çözümleyeceğiz. Mağduriyetler giderilecek' açıklamasında bulundu.

Ligde tutarlarsa Mayıs kongresinde diğer konulara el atma sözünü verdi.

Altını çizdiği en önemli detay; tahtanın açılması için Bursa'nın topyekun ayağa kalkarak kulübe destek olmasıydı.

'Her şey ortada. Çok büyük bir borç sarmalı altında kulüp ve bu yönetimin tek başına başarabileceği bir durum değil' şeklinde devam etti.

Sinan Bür'ün listesinde eski oyuncuların ağırlıkta olduğu BPFDD'nin üyeleriyle iş adamları bulunacak.

Ömer Furkan Banaz yönetiminden de bazı isimler listesinde.

Eski futbolcuların her birisine önemli görevler yüklemeyi düşünüyor.

İş adamları ile ilgili görüşmeleri de devam ediyormuş.

O da Raşit Barışıcı gibi isim vermekten kaçındı.

'Ben başkan olursam; destek vermek için kesinlikle kendilerinden gelecek insanlarla başkanlar olacak' gibi iddialı bir söylemle yüreklere su serpti.

Seçim parolasını ise 'yeniden diriliş' şeklinde açıkladı.

Sözlerini 'Bursaspor ayağa kalkarak eskisi gibi koşmaya başlayacak' diye bitirdi.

Özetle bunlar iki başkan adayının Bursaspor'la ilgili görüşleri;

Kendilerine Bursaspor gibi kutsal bir davanın neferi olmayı kabul ederek ellerini değil, gövdelerini taşın altına soktukları için tebrik edip, başarılar diliyorum