Kümede kalınca yönetim beğenmemek! Bursaspor'un geleneksel hastalığı olmaya devam ediyor.

İstikrarın üzerine İbrahim Yazıcı döneminin sona ermesinden sonra kalın çizgi çekilmişti hatırlarsanız.

Zaten rahmetliden sonra kulübün yazgısı da değişiverdi.

Bilen, bilmeyen, anlayan, anlamayan; 'Bu şampiyon kulübün kasasında nasılsa para var' diyerek balıklama atlamadılar mı boştaki koltuğa?

Amaç Bursaspor'a hizmet değil; gayrimenkulleriyle, nakitlerine çökmekti !.

Sinek sekizliler yiyip bitirdi Bursaspor'umuzu.

Helal süt emmişleri bir tarafa bırakıyorum;

Ayağına giyecek iç çamaşırıyla, sırtına geçirecek takım elbisesi olmayanların bu süreçte köşeyi döndüklerine tanıklık ettik.

Dünyanın arsasını bilmem nerelerde haraç mezat kapattılar üstlerine;

Bursaspor üzerinden zenginleşen bir sınıf yaratıldı;

Adam topu görse bomba sanır, adama Bursaspor'un sahaya çıkan on birini say deseniz kekeler;

Adamın bu tarihi kulübün geçmişteki bir başkanını söylemeye bilgisi yetmez;

Bir sürü boş adam Bursaspor'un üzerinden kendilerini 'Adam oldum' sanarak çekip giderken;

Bursaspor'u da cıscıbıldak ortalık yerde bıraktılar.

Zengin oldular; mis gibi hayat sürüyorlar şimdi.

Çünkü Bursaspor onlar için amaç değil araçtı.

Durağa yanaşır yanaşmaz; birer birer inerek arazi oldular.

Şimdi insan içine çıkamıyorlarsa da fark eder mi?

'Yüz surat hacı murat...'

Köşeyi dönenlerin Bursaspor'a ihtiyacı yok artık.

Kimler mi?

Biliyorsunuz, yazıp da tekrar gündeme getirmeyelim.

Biraz daha açalım mı konuyu?

Menajerlerle iş tutmuş malı götürenler...

Beş kuruşluk oyuncuyu, on kuruşa pazarlayıp; kasadan çıkan fazla parayı yönetici, menajer birlikte kırışmışlar!

'Fifti fifti!.'

Nasıl olmuş bu iş peki?

Oyuncuyu / oyuncuları / da kafalamışlar imzadan önce.

'Bak durum böyle böyle; sen paran neyse alacaksın ama ötesine karışma! O da bizim komisyonumuz !'

Yazmaya klavyemin tuşları gitmiyor bu köşede; işin içinde öyle isimler var ki dudağınız uçuklar; 'yok artık' dersiniz.

 Nereden mi biliyorum?

AIPS (Dünya Spor Yazarları Derneği) tarafından '2023 yılı araştırmacı, gazetecilik' dalında özel ödüle layık bulunan Ajanspor  yazarı Atilla Türker'in 'Futbolun arka bahçesi' kitabını satın alarak baştan sona okuyun anlarsınız diyorum.

Bursaspor'da yapılan vurgunları tek tek belgeleriyle açıklamış meslektaşım Türker.

İsim filan yok ama, okuyup bitirdikten sonra 'O adam bu adam' diyor ve küçük dilinizi yutuyorsunuz!

Hararetle tavsiye ederim..

'Futbolun arka bahçesi''nde ne gizli kapaklı işler çevrilmiş meğerse;

Bu kulüp bunca hortumlamalara karşın hala ayakta durabiliyorsa eğer; geleneksel büyüklüğündendir, başka bir şeyden değil.

Sezon bitti; şimdi icraat zamanı!

Mevcut yönetim gücü oranında hizmet vermeye çalışıp, takımı kümede bıraktı!

Maaş ve prim sektirmedi, taksitler aksatılmadan ödendi, oyuncu grubu ve teknik kadro ele güne muhtaç edilmedi.

Bütün bunları da Bursa BŞB'nin el altından verdiği katkılarıyla yapmaya çalıştılar.

İnkar etseniz de, 'Hayır' deseniz de işin gerçeği böyle!

Ömer Furkan Banazla arkadaşları devam edecek olurlarsa yeni sezonda da benzerini yaşarız; ne bir fazla, ne bir eksik.

Transfer yasağı devam ettiği, tahta kapalı olduğu için ayni çocuklarla yola devam edilecek; kimse boş hayaller kurmasın.

Çoluk, çocuk sezonu kazasız belasız atlattık!

Seneye bir yaş daha büyümüş olarak başlayacaklarsa da; önemli olan futbollarını ne kadar geliştirebilecekleri!

Grupta her takım transfer yaparak, güçlenerek, kendine hedef koyarak yola koyulurken; Bursaspor mevcuduna kimseyi katamadığı için yine kümede kalmaya oynayacak.

Ömer Furkan Banaz'la arkadaşları artık istenmediğine göre; yapılan eleştirilerden mevcudundan çok daha iyi ve güçlü yönetimlerin aday olabilmek için, olağanüstü kongre kararı alınmasını beklediği anlamını çıkartıyorum.

Bursaspor sevdalıların yolu açık olsun.

İkna edebilen seçimi kazanır.

Şu da unutulmamalıdır ki;

Önemli olan aday olmak değil, camiaya somut projeleriyle umut ve güven aşılayabilmektir.