Ömer Furkan Banaz sonunda bıraktı!

Niyetleri yoktu oysa; 'devam edeceğiz' diyorlardı.

Son dakikada neler oldu da; görüşleri değişti çok ilginç.

Üst akıl mı telkinde bulundu!

Yoksa tünelin ucunda bir ışık mı göremediler?

O kadarını bilemiyorum.

Çünkü;

Havuz geliri mazide kaldı, hasılat özel güvenliğin masrafını karşılamaya yetecek kadar; naklen yayın zaten yok; maç başı galibiyet primi de en son 4 yıl önce kulüp hesaplarına yatırılmıştı.

Yani neresinden bakarsanız bakın, 'her yer karanlık!'

Adım atmanın para olduğu günümüzde transfer de kapıya dayanmış durumda.

Nereden bulup, kimi alacaksın; kendimizi kandırmayalım.

Büyükşehir'in gölgesi hep üstlerinde olsa da; sürdürülebilirliği öngörmemiş olabilirler.

Yine de 'iyi olmadı' paldır, kültür bırakmaları.

Keşke iç transferle hoca işini hallederek gitselerdi...

Normali ve olması gerekeni buydu.

Kadronun mihenk taşları Enver Cenk Şahin ile Hasan Ayaroğlu'nun devam etmeleri için devir teslime kadar zamanları var.

İkisi de kaçıp giderse; seneye iyice çoluk çocuğa kalacak takım.

Özer Hurmacı düşük paralara çalışıyordu; profesyonel adam seni mi bekleyecek? 

İçimizden yetişenleri de taraftar beğenmiyor!.

Buyurun cenaze namazına;

Bu durumda dışarıdan başka birisini mevcut ekonomik portföyümüzle Bursaspor'u çalıştırmaya ikna edemezsiniz!..

Bırakmadan önce iki kez daha düşünün derim.

Sezon içinde parasal süreci nasıl en küçük bir sorun yaşatmadan idare ettiyseniz; söz konusu oyuncularla teknik kadronun sözleşmelerini isterseniz yenilerine bırakmadan yine uzatabilirsiniz.

Bunu neden mi rica ediyorum?

Gelenlerinde kulübe bir hayrı dokunmayacak ta onun için!

(Yazımın sonunda neden hayırlarının dokunmayacağına geleceğim.)

Biliyorum çok üzerinize geldiler, haksız yere eleştirildiyseniz de; son iyiliğiniz yapacağınız bu hamle olmalı Bursaspor için.

Şimdi;

Takke düştüğüne göre, artık kelin de görünmesinin zamanı gelmiştir!..

Siz de beklediniz değil mi benim gibi?

Olağanüstü kongre kararı alınır alınmaz ortalığa başkan adaylarının sapır sapır dökülmesini yani!

Şimdi kaçak güreşmece yok.

Listeler cebinde bekleyenlerle; sosyal medyadan 'gölge etmeyin, başka ihsan istemiyoruz' nutukları atarak algı operasyonu çekenleri meydana çıkmaya davet ediyoruz!

Nasılsa artık Alinur başkan da yok, maaşlı memuru Ömer Furkan Banaz'da!

Bir siyasi parti de; kulübün tepesinde demoklesin kılıcı gibi sallanamayacak!.

Sözün özü; tam istediğiniz gibi partiler üstü bir ortamın kapıları aralanmış durumda (!), içeri girerek yönetin Bursaspor'u!

Er meydanına bekleniyorsunuz yani (!) mazeret üretmek bu dakikadan sonra geçersizdir!

Ortalıkta dolaşan aday profillerine gelince.

Bursa futbolunda  yönetici bağlamında bir marka olan Ekrem Senal benim de gönlümdeki başkan adayı olsa da; tek başına bu kadar yükün altına girebilir mi hiç sanmıyorum.

Yukarılarda 'gelenlerin de bu kulübe bir hayrı dokunmayacak' demiştim.

Bakın eski dost Yüksel Çolak nelerin altını çizmiş açıklamasında; ben şifreyi çözdüm,okuyup bitirince siz ne düşündünüz merak ediyorum.

'Bu şehrin problemi bu şehrin seçmiş olduklarıyla, bu şehri yönetenlerle ve sorunun değil çözümün bir parçası olma potansiyeline sahip olanlarla bir masa etrafında toplanarak çözülebilir.

Bir duvar inşa edeceksek bir tek tuğlaya bile ihtiyaç duyulurken, ben şahsım ve çevremle, bir değil birkaç sıra ile o duvarın parçası olmaya bugün de hazır olduğumun bilinmesini isterim.'

Anlam çıkartamayan bir değil, bir kaç kez okusun (!) derim.

Çolak aynen şunu ima etmiş;

'Ben tek başıma bu yükün altından kalmamam. Tek bir tuğla ile duvar örülmez. Ben bir kaç sıra duvarın tuğlası olmaya hazır olsam da; bina bir çok tuğlanın yığılmasıyla tamamlanır.'

Yani;

Adaylığımla, şahsıma gösterilen ilgiye çok teşekkür eriyorum...

Yük o kadar büyük ki; ben alırsam tek başıma bu duvarın altında kalırım!

Sevgili Yüksel farz edelim başkan seçildi; ilk günü ilk icraatı 'katkını esirgeme Alinur Aktaş' şeklinde mesaj göndermek olur!

Sonra da  tek tek eski başkanlarla, kent elitlerinin kapılarını çalarak 'gelin Bursaspor için hepimiz elimizi taşın altına sokalım' ricasında bulunur!

Başka birileri çıkar mı; yoksa yine mevcut yönetim olağan kongreye kadar görev yapmaya ikna edilir mi?

Bekleyip, göreceğiz.

Ne diyelim Allah sonumuzu hayır etsin!