Tam bir felaket Bursaspor'un yaşadıkları.

Hem de ne felaket...

Futbol takımı yönetim; basketbol şubesi sponsor arıyor.

An itibarıyle karamsarlığın dışında bir şeyden söz etmek mümkün değil camia için.

İş mucizelere kaldı; çıkar yol bulunamazsa beklenen akibetle yüzleşilecek ki; ona da ramak kaldı.

Kötümserliğin tavan yaptığı durumlarda sıkça kullanılan 'tarihin tozlu raflarına kaldırılmak' öz deyişiyle ne kadar da örtüşüyor Bursaspor'un genel görüntüsü; fark edebiliyor musunuz?

24 saatte yaşananlar akıl alacak gibi değil.

'Elini değil, gövdesini taşın altına soktu' diye adaylığına destek verdiğimiz Recep Günay'ın şok eden bir çıkışla 'ben de yokum' resti çekmesini açıklayabilmek; normal bir insan için mümkün değil.

Neler döndü, dünden bugüne neler değişti bilemiyoruz?

Medya üzerinden yapılan ağır eleştiriler gerekçesiymiş başkan adayının!

Eleştirilerle bugüne kadar gelmiş birisinin; güneş batıp yeniden doğduktan sonra tavrını değiştirmesi size inandırıcı geliyor mu?

Doğrusu bana gelmedi; altında başka nedenler olduğunu düşünüyorum.

Şimdi ne olacak derseniz.

Prosedür gereği Divan Başkanı Galip Sakder'in 15 gün içinde yeni bir olağanüstü kongre kararı alması bekleniyor.

Yani;

Olmayan adayların (!) kulübün yeni gündemiyle ortaya çıkması beklenecek.

Bilindik senaryoların tekrarı yani;

Rızası olmayanları bu işe ikna edebilmek için yapılacak kulis çalışmalarının da bu saatten sonra bir faydası olacağını düşünmüyorum.

Yine kimse elini atmaz Bursaspor'a.

Diğer ihtimaller de çok zayıf gibi duruyor.

En başta belediyenin tekrar yönetime dahlinin olmasını kimse beklemesin.

Kongre üyelerinin çoğunluluğu böyle bir modele en başından karşı.

Güçlü muhalefet ortada dururken; tekrar başkanın kapısını çalmak 'olmayacak duaya, amin demek' gibi bir şey.

Ekonomik sıkıntının nedeni olarak gösterilen Ali Ay'ı samimi olarak tekrar başkan yapmak isteyen çok az insan var.

O zaman geriye ne kalıyor?

Hatırlar mısınız....

'Kayyum mu; hadi canım sende  olmaz öyle şey' diyorduk ya.

Bu yol elinde sonunda bir çözüm bulunamazsa kayyuma kadar çıkar; o kadar basit ve net.

Dert bir değil ki;

Futbola yanamadan; bir de basketbolun tasası düştü yüreklere.

Şubedeki belirsizliğin bir an önce sona erdirilmesi gerekiyor.

Sponsoru öyle bir zamanda çekip gitti ki; insan sorgulamadan edemiyor' bu kadar aceleniz neydi?' diye.

Sezonun en civcivli zamanı, her takım transfer bütçesini  üç aşağı beş yukarı belirlemiş;

Bursaspor olarak ' bu sene çıta biraz daha yükselsin' diye bekleşirken 'ben yokum, buraya kadar!'.

Yapılması gereken ve mantıklı olan; kendinizin yerine birini bulup bırakmaktı.

Maalesef bu jest bile çok görüldü.

Ortada bırakılan şube için yönetim kendi çapında sponsor çalışmalarına devam etse de; TAV ve Atış Yapı gibi önemli iki firmalardan olumlu dönüş gelmediğini öğrendim.

Moraller elbette bozuk ama umut hiç bir zaman bitmez.

Bir de gidenler var ki; bir kısmı gelecek sezon için opsiyonu kullanılmayacak oyuncu grubundalardı zaten.

Yiğitcan Saybir bunlardan birisi.

Kaptan Derek Needham'la, coach Dusan Alimpijevic menacer Nedim Yücel faktörü nedeniyle Beşiktaş'ı tercih ettiler!..

Hiç beklenmedik bir şekilde ve arkadan hançerlenerek.

Sözleşmesi devam edenlere neden sarkılır ki; birazdan oraya da değineceğim.

Onuralp Bitim daha 1+1 yılı olduğu için giderse kulübe para kazandırarak gider.

Zach Auguste ile Antony Clemmons'da gitti' diye üzülen var mıdır acaba !?

Hepsinin yeri dolar, hem de daha iyisinden; siz yeter ki paradan haber verin.

Bir tek Dave Dudzsinski'nin durumunu netleştiremedim; ama yeni kulübü Beşiktaş çıkarsa hiç şaşırmayacağım!.

Ölecek halimiz yok.

Sponsor çıkmazsa da; yönetim yeni sezon için kendi olanaklarıyla küçülerek devam edebilir.

Bu kadar olumsuzluklar içinde ben kendi payıma 'kümede kalınsın yeter' kabulümdür.

Gerekirse bir seneliğine Avrupa'dan da feragat edersiniz.

Bu arada EuroCup'dan Basketbol Şampiyonlar Ligi'ne evrilmeyi ben yeni dönemin hamlesi olarak nitelendiriyorum.

Atlatılan bunca badire kulaklara küpe olur da, bir daha benzeri şoklarla sarsılmaz şube.

Yazmamayım diye kendimi çok zorlasam da; Bursasporluluğum ağır bastı.

Nedim Yücel'in Beşiktaş'a kapağı atar atmaz 'Truva atı' gibi şubenin içini oymaya başlamasını hiç unutamayacağım!!.

Bu şehirde 6 yıl yaşayıp, kulübün ekmeğini yedin;

Gider gitmez ilk icraatın sözleşmeleri devam eden Needham'la Alimpijevic'i ayartarak Beşiktaş'a transfer etmek oldu!.

Acaba hiç düşündün mü?

'Ben sıfır kilometrede birisiyken, Sezer Sezgin bana kucak açarak, bir yerlere getirdi Bursaspor üzerinden' diye...

İnkar edemezsin; çünkü her kes, her şeyi çok iyi biliyor.

Küfür yiyince mahkemelik olduğun Beşiktaş'ta sana başarılar diliyorum!.

Bursaspor'da basketbol bitmez, bitmemeli; yakılan bu ateş ne olursa olsun söndürülmemeli.

Bir çıkış noktası mutlaka bulunacaktır.

Sponsor yoksa yönetim omuzlasın şubeyi, desteklemeye hazırız.

Bitirirken gelecek adına hata yapılmaması için naçizane bir önerim olacak.

Transferler mutlaka şubenin yeni bir menaceri aracılığıyla yapılmalıdır.

Sözde birisiyle anlaşılmış ama ismini bilmiyoruz; kimse paylaşın biz de öğrenelim.

Yeter ki sonradan pişmanlık yaşanmasın.