Sporla, futbolla, hele hele Bursasporla en küçük bir ilgisi bulunmayan yerel ve genel siyaset; Bursaspor-Amed SF maçı üzerinden bodoslama yeşil sahalara dalış yaptı.

Haddin aşanlar da var, haddi olmadığı halde burnunu sokanlarda.

Bugün bunlarla ilgili bir derleme yapacağım.

Önce HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'a bilgisi olmadığı konularda ahkam kesmemesini öneririm.

En iyisi mi siyasi çizgisinde yürümeye devam etsin; belli ki pazar günkü maçla ilgili kendisini yanlış yönlendirmişler.

Konuyu özetleyelim.

Bursalının, Bursasporluların Amed ismiyle, Amedspor'a en küçük bir itirazı yok ki.

Pekala onlar da biliyor neye tepki koyduğumuzu.

Bu ülkenin, bu şehrin hassas olduğu sinir uçlarına dokunmaya kalkarsanız misliyle karşılık görürsünüz.

Kırmızı çizgilerimiz namusumuzdur; kimseye elletmeyiz de, çiğnetmeyiz de.

Bu kadar basit.

Nedir o galibiyetleri dağdaki gerillalara hediye etmeler.

Özünüze dönün, özümüzmüş gibi sarıp sarmalarız sizleri.

Şehriniz ve etnik kökeninizle alıp veremediğimiz olsaydı Teksas tribününde sizden birisine amigoluk yaptırmazdı bu şehirle taraftar.

Peki nerede anlı şanlı Bursa milletvekillerimiz?.

Amiyane söylemle hepsinden Allah razı olsun!.

Öyle bir esip gürlediler ki; korkudan dizleri titredi birilerinin!.

Bursaspor maalesef ekonomik anlamda olduğu kadar, siyasi platforma da  sahipsiz ve yalnız.

Maçlara gelmedikleri gibi, çıkan olaylarla ilgili olarak da taraftarı suçlayıp, eleştiri yönelttiler.

Sözün bittiği yerdeniz, daha fazla bir şey söylemeyeceğim.

Seçim yaklaşıyor ya; yakında boyunlarına yeşil beyaz kaşkolları takarak (!) kulübü ziyaret etmeye başlarlar.

Ben yönetimin yerine olsam kimseyi kabul etmez, geri çeviririm.

Daha fazla detaya girerek canınızı sıkmak istemem.

Geçenlerde birisi; bir büyük kulübün kongre üyesi çıkmadı mı?

Sözün özü;

Seçim dönemlerinde geçici bir süreliğine Bursalı, Bursasporlu maskesi takanlara ihtiyacı yok bu kulübün.

Şimdi gelelim sadede; çünkü fena halde içiniz kararacaktır.

Amedspor maçındaki olayların kulübe faturası maalesef yüreğimizi yaralayacak.

İki temsilci Ertuğ Büyük'le Bülent Kantar'ın yazdığı raporların çok ağır olduğunu öğrendim.

Yanı sıra gözlemci Fethi Serkan Koçak'da tribün ve saha içi olaylarıyla ilgili en küçük detayına kadar ne varsa döşenmiş.

Maç öncesi ısınmada çıkan kavga ile maç sonu soyunma odasına giden koridorlardaki saldırılar noktası virgülüne yazılı.

Bunlar neyse de; asıl belimizi bükecek tribünlere asılan siyasi içerikli pankartlar.

PFDK raporları 'ırkçı sloganlar' kapsamında değerlendirirse en az 4 maç ceza alabileceğimiz gibi, olaylara karışan oyunculara da men cezası gelebileceği iddialar arasında.

Para cezası da cabası.

Artık olan oldu; bundan sonra yapılacak şey; Ankara'da olmayan ağırlığımızı (!) devreye sorarak en az hasarla bu işten yırtmak.

Bursaspor için henüz matematiksel olarak tehlike geçmiş değil;

Siyasi otoritelerimiz top şimdi sizde!.

Kurtarın Bursaspor'u bu beladan;

Hepiniz için seçim yatırımı olabilir bu zor sürecin en az hasarla atlatılmasına yapacağınız katkılar.

84 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu; Bursaspor'un bu maçta hükmen yenik sayılması ve kalan iç saha maçlarının hepsini seyircisiz oynaması için federasyona talepte bulunmaya hazırlanıyormuş!.

Sessiz ve yalnız Bursa'mın Bursaspor'u ise an itibariyle kaderiyle baş başa.

Tersine maça gelmeyenlerin tribünlerini şikayet ettiği (!) bir siyasi mecra ile karşı karşıyayız.

Üzücü ve düşündürücü olan ise; kulübün hakkını savunmanın tüm iyi niyetiyle Devlet Bahçeli'ye düşmesi.

Bursalı şehir olarak milletvekilleri ve camiasıyla arazide, üzerine vazife olmasa da MHP Başkanı açık kapatmaya çabalıyor.

Kime teşekkür edelim şimdi?

Zaman zaman eleştirsek de sayın Devlet Bahçeli'ye mi; yoksa üç maymunu oynayıp arazi olanlara mı?

 Utandılar mı acaba anlı şanlı vekillerimiz bu çıkıştan sonra merak etmiyor değilim.