Ekonomik kriz; daha doğrusu döviz kurundaki öngörülemeyen aşırı yükseliş; normal vatandaşın günlük yaşamını olumsuz etkilediği gibi; transfer harcamalarını döviz üzerinden yapan spor kulüplerinin de elini kolunu bağlamaya devam ediyor.

Örneğin uzunca bir süre 14.30-14.50 TL bandında dolaşan doların son 1 ay içinde aşırı değerlenerek 16.50 TL bandında seyretmeye başlaması; kadrolarını yabancı oyuncularla takviye etme arifesindeki kulüpleri de zorlamaya başladı.

Sadece futbol değil, basketbol ve voleybol camiası da döviz üzerindeki bu oynaklığın bir an önce stabil hale gelmesini arzulamakta.

Yükseliş önlemezse oyuncu transferi üzerine yapılan hesaplar tutmayacağı gibi, stratejilerini de tekrar gözden geçirmek zorunda kalacaklar.

Yaptığım görüşmelerde 2022-2023 sezonu için makul dolar kurunun 20 TL bandında durağanlaşması öngörülüyor.

Bu rakamın üzerindeki her artış alınacak oyuncu sayısında revizyonu da kaçınılmaz kılacak.

Beraberinde de küçülmelerle kapanmalar birbirini izleyecek.

Çoğunluk şimdiden kara kara düşünmekte 'bu iş nerede durur' diye.

 Aldığım duyumlar ise hiç iç açıcı değil.

Basketbol ve Voleybol Ligleri'nden bir çok fire kapıda bekliyor ne yazık ki.

'Bu rakamlarla kimse başa çıkamaz. Bilindik ve parası olan bir kaç kulüp ayakta kalır, gerisi sürünür' görüşü egemen.

Devam edeceklerin büyük çoğunluğunun da yerli rotasyonlarıyla oynayarak sezonu kurtarmaya çalışabilecekleri söyleniyor.

Bu söylentiler ne derecede doğrudur bilemeyiz ama; transfer henüz başlamamışken olayın parasal yönündeki bu tahmin edilemeyen sıkıntı şimdiden yönetici pozisyonundakileri kara kara düşündürmeye başlamış bile.

Yazımda neyi anlatmaya çalıştığımı bir örnekle açmak istiyorum.

Hafta başında Bursa BŞB Spor Kulübü Başkanı Gökhan Dinçer'le konuşuyorum;

Görevinde yeniden güven tazeleyen Dinçer'le sohbet ederken söz döndü dolaştı transfere geldi.

Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübünde ikisi profesyonel bağlamda etkinlik gösteren; yaklaşık 21 branş faaliyet gösteriyor.

Profesyonel branşlardan birincisi Efeler Ligi'nde mücadele eden erkek voleybol takımı;

Diğeri de geçen yıl Basketbol Bayanlar Süper Ligi'ne yükselen bayan takımı.

Erkeklerde transfer tam gaz devam ediyor.

Antrenör belli oldu; yerli rotasyonda da takviyeler tamam gibi.

İki yabancısını halleden şubede üçüncüsü getirmek için de yoğun çaba harcanıyor.

Sözü buradan bayan basketboluna getirince; birden duraksadı Dinçer;  'Açıkçası yeni sezonda Bayanlar Süper Ligi'nde oynayıp oynamayacağımıza henüz karar veremedik' dedi.

İki profesyonel branşın kulübe büyük yük getirdiğini; Büyükşehir Belediyesi olarak sadece kendi bünyelerindeki branşlara değil, Bursa'da mücadele eden amatör kulüplere de malzeme başta olmak üzere her türlü katkıda bulunduklarını söyledi.

'Henüz kesin olmasa da; basketbola ek sponsor desteği sağlayamazsak devam ettirmemiz biraz zor gözüküyor' şeklinde konuştu.

Yazık olur böyle bir düşünce gerçeğe dönüşürse;

Yıllar sonra bayan basketbolunun en üst kademesinde oynamaya hak kazanmışken birden bire kaybetmek şok etkisi yaratır;

Buralara kadar büyük emeklerin sonunda, deyim yerindeyse tırnaklarla kazıya kazıya gelinmişti çünkü.

Sadece takım için değil, tesisler içinde yatırım yapılmıştı.

Yıldırım ilçesinde yapılan Saim Başol Tesisleri'ndeki salonun bayan basketbol şubesinin kullanımını için inşa edildiğini henüz kimse unutmuş değil.

Avrupa Bayanlar CEV Challange Kupası'nda iki şampiyonluğu bulunan kadın voleybolunun lağvedilmesinin izleri henüz taptaze dururken; benzeri bir sonla bayan basketbolunu da yüzleştirmek doğru bir tercih olmayacağı gibi; Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü'nün yıllara yayılarak elde ettiği sportif imajına da zarar verir.

Dileriz bir temenniden ibarettir bu düşünce;

Bayan basketbolu için Bursa BŞB Spor Kulübü bünyesinde mutlaka bir şeyler yapılmalı, şube küçülerek de olsa faaliyetlerini sürdürmelidir.