'Bürokratik formaliteler' MHK'in ayak bağı olmaya devam ediyor

2024.11.11 17:08 - Son Güncellenme: 2024.11.11 17:11
A

Cihan Aydın Bursa futbol hakemliğinin yüz akı isimlerinden birisi.

Yükselen bir ivmesi var ve her sezon üstüne koyarak devam ediyor.

Bu sezona da iyi başlayıp, kritik maçlardan yüzünün akıyla çıkınca kendisiyle bir röportaj yapmak istedim.

A Klasmanına yükseldiği yıl yine kendisiyle o zamanlar çalıştığım Yeni Dönem Gazetesi'nde bir araya gelerek güzel bir söyleşi gerçekleştirmiş;

Hem onun, hem de benim bayağı hoşuma gitmişti.

Cihan Aydın söz konusu sezonunu genelde havuzda bekletilerek geçirdi.

MHK lüzum gördükçe görev verdi;

Süper Lig'den ziyade alt liglerde maçlar yöneterek mesleğini idame ettirdi.

Sanırım bir 4 yıl geçmiştir o söyleşimizin üzerinden.

Hakemliğinin üzerine katarak devam eden Cihan Aydın o günden bugüne kendini çok geliştirdi.

An itibariyle Süper Lig seviyesinde aranılan bir isim oldu.

Ben de 'yeniden vakti zamanı geldi' diyerek bir kez daha kapısını çaldım başarılı hakemin.

Acemilikten, ustalık dönemine adım attığı günlerinin perde arkasını spor severlere aktarırken, yanı sıra 'bilmeyen, tanısın, Cihan Aydın kimdir öğrensin' istedim.

Olay bu kadar basit...

Basit de; MHK denilen kurum basitin ötesinde bir yer; iki satırlık söyleşime zorluk çıkartmak için ellerinden ne gelirse yaptılar süreç içinde.

'Bürokratik oligarşi' diye siyasi terminolojide yerleşmiş; çok sık kullanılan söylem vardır;

İşte futbolun MHK'sı bu söylemin tıpa tıp ruh ikizi gibi.

Benim de huyumdur;

Bir şeyi kafaya takarsam peşini kolay, kolay bırakmam. 

İzin için gereken prosedürlere riayet ederek önce Cihan Aydın'dan sorumlu olan bölgenin müdürü, eski hakem Manisalı Yunus Yıldırım'ı aradım.

İlkinde de onunla temas kurmuştum.

Yanıtı aynen şöyle oldu.

'Tek başına benim izin vermem yetmez; MHK'nin böyle konularla ilgili sorumlu ismi Tayfur Özkan'ı bilgilendirmen gerekiyor. Sonrasına bakarız'...

Sonrasına bakması için (!) mailimi attım söz konusu beyefendiye;

Sonra da dönsün diye beklemeye başladım;

Bir hafta, iki hafta, üç hafta!

Ses seda yok;

Bir mail daha; yazımın içinde neredeyse ağlamadığım kaldı!

Prosedörü bilen, prosedöre uyanı yine takmayınca  Yunus Yıldırım'ı yeniden arayarak ricamı tekrarladım.

'Ben haftaya İstanbu'la gidince kendisiyle konuşur, sana da bilgi veririm!'

Neredeyse iki ay oldu; dönen filan olmadı, beklemeye devam.

Sizin olsun izniniz; tepe tep kullanın.

Olmuyorsa bir zahmet 'vermiyoruz arkadaş, MHK için böyle röportajlar sakıncalı' dersiniz olur biter.

Bu kadar mı zor bunu söylemek?

Nezaket sınıfta kalmış ama; biz kendimizi boşuna yırtıyoruz.

Cihan Aydın'ı spor camiası tanımış olsa kötü mü olurdu?

Görgü, kural nedir iyi biliriz; 'off the record' dediğiniz kırmızı noktalarda gereğini yerine getirirdik.

Cihan hocanın da kulağını çekmiş olacaklar ki, sonraki süreç içinde arasam da ne telefonlarıma çıktı, ne de whatsApp'dan dönüş yaptı!

Futbolda işlerin yamuk, yumuk yürümesine bu yaşadıklarımdan sonra şaşırmadım dersem yalan olur.

Kafa yormaya değmezmiş, kendi kendime kızdım.

Sözün özü balık baştan kokmuş, biz niye peşinden koşturuyoruz ki?

Bursa'nın değeri Arda Kardeşler'i büyüklerin canını sıktığı için afaroz eden, yıldızı yeni yeni parlamaya başlayan Cihan Aydın'ı da Fenerbahçe'nin ricası üzerine (!) FİFA listesinden çıkartanlardan ne beklersiniz ki? 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları