Hollandalı atlet Femke Bol'un pazar günü Apeldoorn'da düzenlenen Hollanda Salon Atletizm Şampiyonası'nda 400 metreyi 49.26 ile koşarak kırdığı yeni dünya rekoru; unutulmaya yüz tutmuş bir efsane ile onun elinde bulundurduğu efsane rekorlardan birisini yıllar sonra yeniden atletizmin gündemine taşımış oldu.

Unutulmaya yüz tutmuş efsane; Çek atlet Jarmila Kratocvilova idi;

Unutulmaya yüz tutan rekoru da 49.59. (salon)

Yazımın içeriğine geçmeden önce özeleştiri yapmak mesleğimin gereği olduğu kadar, boynumun da borcudur.

Kırk yılda bir kırılacak böyle bir dereceyi gündeme taşımak spor mecrasında her babayiğidin harcı olmadığından; Bol'un ne yaptığını sadece meraklısı öğrenebildi.

Hele hele Türkiye gibi futbol egemen spor basınının yaygın olduğu bir mecrada branşlara kota uygulanıp, bilgilenmenin üzerine kabus gibi çökülüyorsa; hak ettiğiniz yere oturtulmak işin başındaki sorumlunun olaya nasıl baktığıyla ilintili maalesef.

Atletizmin 'A'sının; futbolun 'F' si kadar yeri ve önemi yoksa; çizer üstünü 'bana ne' bile diyebilir.

'Bana ne' diyenler o kadar çok ki bu güzel ülkemde; kızcağız iyi ki buralarda yaşamıyor, yoksa üzüntüsünden ince hastalık geçirebilirdi!

Öyle de oldu zaten.

Yazılı medyanın neredeyse tamamı manşetten duyurmak şöyle dursun, satır aralarında bir yerlere sıkıştırarak sanki 'kimse okumasın, kimse bilmesin' muamelesi çektiler bu muhteşem rekora.

Sanki her sene, her yarışta kırılıyormuş gibi böyle rekorlar!

Sanki bir değil, birçok adayı var da; yeni dereceleriyle atletizm severleri şaşırtmaya çalışıyor.

Hele böyle bir rekor; meraklısı dışında kimsenin fazla ilgisini çekmeyen atletizm gibi yalnız ve bahtsız bir branşın en can alıcı parçasıysa!

Sözü fazla uzattığımın farkındayım da; 2023'ün henüz başlarında kırılan böylesine tarihi bir rekorun ıssız ve sahipsiz bırakılmasını içime sindiremediğimdendir bunca isyanım.

Fembe Bol daha dünyaya gözlerini açmadan (22 yaşında) pistleri kasıp kavuruyordu Jarmina Kratochvilola. (1951)

1980 Moskova Olimpiyatları'nda 400 metreyi ikinci sırada tamamlayarak ilk büyük başarısını elde etti. 1981 IAAF Dünya Kupası'nda yarıştığı 400 metrede de yanına kimseyi yaklaştırmadan dünya şampiyonluğunu kazandı.

Ardından 1983 Dünya Atletizm Şampiyonası'nda iki farklı branşta 400 ve 800 metrelerde altın madalyayı kazanırken, atletizm dünyası erkeksi görünümlü bu atleti farklı formatta değerlendirmeye başlamıştı bile.

Doping yaptığı iddia edilse de (!); o yıllarda böyle bir kontrol mekanizması olmadığından Jarmila Kratochvilova kırdığı rekorlarıyla rakipsizliğini sürdürmeye devam etti.

1983 yılında 400 metreyi 47.99'la koşarak dünya rekoru kırarken, bu mesafeyi 48 saniyenin altını gören ilk kadın atlet olarak ismini sansasyonel bir başarıyla özdeşleştirdi.

Kratochvilova'nın açık sahada elde ettiği bu derecesi halen kırılabilmiş değil.

Ama salondaki derecesi daha bir hafta önce Hollandalı atlet Fembe Bol tarafından 49.26 ile kırılarak atletizm arşivlerindeki yerine çoktan gönderilmiş durumda. (49.59)

Femke Bal'ın bundan sonraki hedefi; salonda kırdığı 400 metre dünya rekorunu açık alanda tekrarlayarak duble yapmak.

Bu rekor; Kratochvilova ile ayni yıllar içinde koşan bir başka rekortmen atlet Doğu Alman Marita Koch'un da portföyünde bulunuyordu. (47.60)

Bol'un böyle bir başarıyı yakalayabilmesi; 400 metre açık alanda örümceklenmeye yüz tutmuş dünya ve şampiyonaya rekorlarının yeni sahibiyle el değiştirmesi gibi olacak.

Hem salonda, hem de açık alanda bu mesafeye ambargo koymak; kolay kolay tekrarlanacak bir başarı olmasa gerek.