Yazımın başlığının altına her koşulda imzamı atarım.

Bursaspor bu ligin takımı değil!

Çok fazla geliyoruz her şartta.

Ve her şeyimizle...

Kimse kusura bakmasın!

Böyle bir şehri, böyle bir taraftarı, böyle bir camiayı 3. Lig'de oynatmak futbolun doğasına aykırı bir kere.

Olmaz ya içimden 'federasyon bir defalık da olsa bize iltimas geçin' diyeceğim de

Mümkün değil, ayıp olur, diğer kulüplere çok büyük bir haksızlıktır.

Ortalık ayağa kalkar. Hatta ben bile kalkarım!

3. Lig'de bir sezonluk seyirci sayısına bir maçta ulaştık.

Tam 41. 300 bilet satıldı Tokat Belediye Plevne maçında.

Konuk takım tribünleri dışında boşluk bırakmadı Bursasporlular.

Bu satış rakamıyla Türkiye 3. Ligi'nin seyirci rekoru kırıldı ki;

Bunun yanına  kimse öyle kolay kolay yaklaşamaz. 

Belki 10, belki 20, belki 50 sene,

Geçse de kırılamaz.

Hiç sanmıyorum...

Yok ki böyle bir ikinci şehir daha güzel ülkemin sınırları içinde

Tutsun 3. Lig'de oynasın.

Yok ki böyle bir taraftar! 

TEKSAS tek başına bütün 3. Lige bedel.

Kırdığımız bu rekoru en az yarım asır elimizde tutarız. 

Biz toprak olduktan sonra çocuklarımızla bile gider bu rekor

Torunlarımız günün birinde geriye dönüp baktıklarında 'Ne rekormuş ama; yanımıza bile yaklaşamadılar. İyi ki Bursasporluyuz' derler ben inanıyorum.

Abartmıyorum;

Bu ülkede Bursa dışında şehrine aidiyet duyan, ahde vefalı başka birisini göremediğim için iddia ediyorum.

İşte şimdi böyle bir şehir, böyle bir taraftar, böyle bir camia ektiklerini biçerek 3. Lig'de oynayacak ne yazık ki...

En fazla bir sene kalacak olsa da; Bursaspor'u 3. Lig'de süründürmek yazık, günah, zaman israfı.

Ne yaparsınız ki

Hatalarımızın bedelini bir şekilde ödetecekler bizlere, olması gereken de bu zaten.

Kuşkunuz olmasın!

Kimsenin hakkını yemeden, başkalarına haksızlık yapmadan, kendimize kıyakçılık geçilmesini beklemeden, basamakları birer birer tırmanarak yeniden Süper Lig'e çıkacağız.

Dört, bilemediniz 5 yıl sonra yuvaya dönüş yapabilmek en mantıklı tahmin benim için.

Bu ligin koşullarını kabullenmek zorundayız.

Sabredeceğiz,

Rakiplere saygı duyacağız,

Kimselere tepeden bakmadan, her karşılaşmayı ayni ciddiyet içinde oynayarak kim varsa birer birer yenip, sezonun sonunu en tepede tamamlayacağız.

'Rakibimiz yok ki' diye kasım kasım kasılmak Bursasporlulara yakışmaz.

Unutmayalım ki bu ligin de, grubun da hedef takımıyız.

En küçüğünden, en büyüğüne kim varsa karşımıza bilenerek ve aşırı motive olmuş bir şekilde çıkacaklardır.

'Yenmesem de gol atmak bile bana yeter' diyen de çıkacaktır,

'Hiç olmadı 1 puan alsam süper olur' diye hesap kitap yapanlarda. 

Tarladan farksız zeminler başımızı ağrıtacak;

Mutlaka ama mutlaka haddi bilmeyen hadsiz taraftar grupları hakaretlerle moralimizi bozmaya çalışacaklardır.

Bursasporlu başkalarıyla uğraşmaz, işine bakar.

İşimize bakacağız, bir an önce Süper Lig'e dönerek, 'nerede kalmıştık' diye bıraktığımız yerden yeni tarihler yazmaya başlayacağız.

Kani Şen'le Ahmet Çakır'ı kaybettik.

Yazımı bitirirken; Pazar günü Tokat Belediye Plevne maçının girişinde fenalaştıktan sonra hastaneye kaldırılan eski başkan Kani Şen'in ölüm haberini öğrendim.

Bursaspor'un değerleri birer birer aramızdan ayrılarak ebediyete göçüyorlar.

Dürüstlük timsali, deyim yerindeyse melek gibi bir insandı Kani Şen.

Son derecede beyefendi bir kişiliğe sahipti.

Üç yıl önce sevgili eşini de evde olmadığı bir sırada geçirdiği kalp krizi sonrası kaybetmiş, kızı ile birlikte yaşamaya başlamıştı.

Çok üzgünüm.

Bursasporlulara, değerli kızıyla yakınlarına sabırlar diliyorum.

Dün aramızdan ayrılan meslektaşım Ahmet Çakır'ın da mekanı cennet olsun.

İlkeli bir gazeteciydi, hiç ödün vermeden mesleğini ifa etmeye çalıştı.

Ailesiyle, TSYD camiasına baş sağlığı dilerim.