'Basketbolcu olmak isteyen varsa Tofaş'a gelsin'

2024.10.07 15:00 - Son Güncellenme: 2024.10.07 15:01
A

Başlığımla ne anlatmak istediğime en sonlarda geleceğim de; önce bir detayın altını kalın kalın çizmek istiyorum.

İzleyene 'ne maçtı ama?' dedirten bir karşılaşmaydı Tofaş ile Beşiktaş arasındaki mücadele.

Öyle ki seviyesi zaman zaman 'Euroleague'nin bile üzerine çıktı.

Heyecan, tempo, savunma, birbirinden güzel spektaküler smaçlar.

Doyamadığımız bu basketbol resitali bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçip gitti.

Hiç bitmesin istedik.

Ne zamandır Tofaş'ı bu kadar istekli, tempolu ve kazanma hırsı ile dolu oynarken izlememiştim.

Beşiktaş'ta bu resitale kalitesiyle ortak olunca; Nilüfer Tofaş Salonu'nu dolduran seyirciler kimin kazanacağının belli olmadığı bu nefis kapışmanın sonucunu adeta nefeslerini tutarak beklemek zorunda kaldı.

İşte basketbolun kendine özgü sihirli potansiyeli.

Ne futbola, ne voleybola; ne de diğerlerine benziyor.

Sürekli aksiyon, sürekli heyecan, birbirine nazire yaptıran enfes sayılarla, çember seviyesinin üzerinde gezinen 'Jordan havayollarının' yeni versiyonları.

'Michael Jordan gibi birisi' bundan sonra çok zor yetişse de; yeni jenerasyonda onun spektalüretisine göndermede bulunanların sayısı hiç de az değil.

İşte Tofaşlı Kris Bankston...

Hapoel Be'er Sheva'da bıraktığı yerden devam etti.

Neydi öyle Marqouıse Reed'in alley-oop pasları üzerinden vurduğu iki ters maç?

Seyirciyi çılgına çeviriverdi.

Müthiş atlet, dikey sıçrama yeteneği en üstlerde farklı bir uzun.

Tofaş'ın geçen yıldan çok farklı ve daha kaliteli kadrosu içinde kendisini bu tarz pozisyonlar sonucunda havada uzayıp, uçarken izlemek müthiş bir keyif olacak.

Geçen yıla oranla küçülen bütçesinden Tofaş'ta harika bir kadro oluşturmuş Orhun Ene.

Atanı, tutanı, hoplayanı, sıçrayanı ile çok özel ve farklı.

Rotasyonun genişlemesi Ene'nin de elini iyice rahatlatacak bu sezon.

Neredeyse eşdeğerde oyuncular yerlisi, yabancısıyla ve sıra ile rotasyona tabi tutularak süre alıyorlar.

Kalitenin artması takımın oyununu da şimdiden olumlu etkilemiş.

Savunmada çok istekliler, birlikte oynama arzuları en üst seviyelerde.

Sürekli maçın içinde kalarak ve skora takılmadan sonuna kadar ayni çizgide oynamaya başlamışlar.

Beşiktaş Fibabank maçını böyle bir ruh haliyle ve çok arzulayarak kazanırken, harika bir geri dönüşe imza attılar.

Maçın sonları sanki; bir Euroleague ya da NBA play-off final serisine nazirede bulunur gibiydi.

Sözün özü unutamadık, tadı damağımızda kaldı.

Tofaş böyle oynamayı sürdürebilirse bu sezonun sürpriz takımı olur.

Zirvenin bilindik büyükleri Anadolu Efes, Fenerbahçe BEKO, Karşıyaka'nın Bursa'da ve kendi sahalarında işleri hiç kolay olmayacak.

Yabancı sınırlamasıyla çıkılacak maçlarda şansları eşit görüyorum.

Beşiktaş maçında tribünleri dolduran seyirci ilgisini bu şekilde sürdürürse, uzun bir aradan sonra Tofaş'ı kupalardan birisine aday gösterebiliriz.

Hem Türkiye Ligi'nde, hem de Avrupa'da.

Marqouise Reed, Alex Perez ikilisiyle oyunu eski yıllara oranla daha iyi dizayn etmeyi öğrenip, topu ön alana çabuk çıkartan Tofaş bu oyuncularının skor potansiyeliyle  her maçı kazanmaya adaydır.  

İki oyuncu ayni zamanda iyi birer savunmacı.

4 numarada J.J. O.Brian sırıt dönük oyunlarında bu sezon çok daha farklı ve potansiyelli oynuyor.

Maçın kopartan basketini bir kenar oyunu sonucunda sırtı dönük bitirerek kalitesini gösterdi.

İnsanın içinden 'geçen yıl  nerede, bu sezon nerede' demek geçiyor.

Çok güzel maçlar bizi bekliyor.

Sabırsızlanıyoruz.

'Peki bu takımın yerlileri için bir şey söylemeyecek misiniz?' derseniz;

Yazımın başlığına geliyorum.

Ligin en kaliteli ve potansiyelli yerli rotasyonu açık ara Tofaş'ta.

Yiğitcan Saybir, Berk Demir, Demircan Demir nokta transferler olmuş.

Hele hele Yiğitcan Saybir;

Beşiktaş maçında şahane oynayarak, maçı Tofaş'a kazandıran oyuncu oldu.

Öyle hırslı ki; zaman zaman kendisini cezalandıracak kadar kontrolden çıkabiliyor!..

Tanıdığı ve sevdiği Bursa'ya yeniden dönmek onu çok mutlu etmiş.

Darüşşafaka'dan gelen Berk Demir çaktırmadan 6 sayı atarken; ribaunt ve savunma katkılarıyla dikkat çekti.

Yiğitcan'la Berk gelince; Orhun Ene 4 numaraya J.J. O'Brian dışında yabancı takviyeye gerek duymadı.

Kadroda geçen yıldan Tolga Geçim ile Özgür Cengiz de var.

Normalde bu isimler başka kulüplerde oynuyor olsaydılar; yeni 4+3 kuralı çerçevesinde aldıkları dakikalar üçü beşi geçmezdi.

Ama Tofaş farklı bir camia, Orhun Ene ise çok daha farklı.

Ene ismi geçince oturup düşüneceksiniz.

Yerli oyuncusu süre alsın diye adeta kendisini yırtan, bu uğurda ömrünü harcamış bir basketbol duayenidir kendisi.

'Basketbolcu olmak isteyen yerli oyuncu varsa Tofaş'a gelsin' derim.

Oynama garantiniz olur; mutlaka bir şekilde emeğinizin hakkıyla, döktüğünüz terin karşılığını size teslim ederler.

Yabancı bolluğunda kenarda havlu sallamak, su servisi yapmak istemiyorsanız teklif alınca fazla mırın kırın yapmadan Tofaş'ı seçin derim.

Orhun Ene ile kendinizi bulur, seviye atlarsınız...

Yani;

Adam gibi oynar, basketbolcu olursunuz.

Daha ne söyleyebilirim size!

Şimdi izninizle Tofaş-Beşiktaş maçında, Tofaşlı yerli oyuncuların aldığı sürelerle ilgili  önemli bulduğum istatistiki bilgiler paylaşmak istiyorum.

Yiğitcan Saybir 40 dakikalık maçta 27.09 dakika (14 sayı), Tolga Geçim 14.46 dakika (4 sayı), Berk Demir 16.18 dakika ( 6 sayı), Özgün Cengiz 6.03 dakika ( 0 sayı) süre almış.

Topladığınız da Yiğitcan Saybir, Özgür Cengiz, Berk Demir ve Tolga Geçim birlikte toplam 64 dakika 16 saniye oynamışlar.

Var mı böyle başka bir takım daha ligde?.

(Beşiktaş'ta Dusan Alimpijeviç'in dışında.)

Nerede milyon dolarlık Anadolu Efes'le, Fenerbahçe BEKO'nin yerlileri?

Rotasyonda süre bekleyen Demircan Demir'le Cem Küçüközkan 'oynayamadıkları için' fazla üzülmesinler.

Orhun Ene'nin çalıştığı bir yerde yerli oyuncunun boynu bükük kalmaz.

Mutlaka ve zamanı gelince yerlerini alarak onlar da diğerleri gibi kendilerini mutla hissederler.

Sadece biraz sabretmeyle, zamana ihtiyaçları var.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları