Rahatladık, içimiz boşaldı.

İple çekilen bir maçtı çünkü bu; mutlaka tepki konulması gerekiyordu.

Üst üste konulunca hepinizi anlamaya çalışıyorum.

Kızgındık, öfkeliydik;

'Kısasa, kısas' diyerek karşılığı fazlasıyla verildi.

Bursaspor kazanınca da çılgınlar gibi sevindik.

Biraz değil, fazlasıyla aşırıya kaçtık;

Pet şişe, koltuk parçaları, bozuk paralar,

Bıçak, çakı, muşta vesaire.

Ne varsa yağdırdık.

Artık sakinleşme zamanıdır.

Çünkü Amed maçının faturası çok ağır çıkacak haberiniz olsun.

Birincisi PFDK'ye sevkedildik;

Raporlar çok ağır olduğu için canımızın fena yanacağını şimdiden söyleyebilirim.

Saha kapatma, yani seyircisiz oynama yüzde yüz;

Yanında okkalı bir para cezası.

Mağdur tarafa gelirsek; rolünü gereğinden iyi oynayarak; hem kendi kamuoyunu, hem de ulusal medyayı ayağa kaldırmayı başardı.

Doğrusu Diyarbakır lobisinin bu kadar güçlü olduğunu tahmin etmiyordum.

İlk maçta sanki bir şey olmamış gibi üç maymunu oynayanların, pazar akşamı itibariyle top yekun Bursaspor'un üstüne yürüyerek yargısız infazda bulunmaları doğrusu bana çok manidar geldi.

Diyarbakır an itibariyle şehir ve siyaset olarak tüm enerjisini bu maçın üzerine yoğunlaştırmış durumda.

Milletvekilleri parlamentoda zeytinyağı gibi üste çıkarak bel altından vurmaya devam ederken;

Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu da bir şey değişmeyeceğini bile bile; maçta yaşanan olayları farklı mecralara çekme çabasında.

Bunlara diyecek bir şeyim olmasa da;

Stadyuma verilen ağır hasar için taraftarın yanlış yaptığını üstüne basa basa söylemek isterim.

Bugün kulüp müdürü Nihal Ferik'le görüştüm;

Başta koltuklar olmak üzere lavabo ve tuvaletlerde meydana gelen toplam hasarın yaklaşık 1 milyon TL civarında olduğu bilgisini verdi.

Çok sayıda koltuk parça parça kırılarak sahaya fırlatıldığı gibi;

Tuvaletlerde de neredeyse sağlam lavabo ve pisuvar bırakılmamış.

1963 Gold Tribününde mini televizyon ekranlarına verilen zarar için 'olacak şey değil' diyorum.

Orası akıllı, uslu, munis insanların mekanı çünkü.

İş adamı, esnaf, sanayici, sözün özü gelir düzeyi yüksek kişilerin gelip oturduğu koltuklar.

Bu ne öfkedir ki; ekran parçalatıyor size; hiç yakıştıramadım.

Kırılanlar ithal olduğu için, yerine yenisi konulamayacakmış.

Yazık, günah, içim sızladı.

Koltuk kırılır bir yere kadar anlarım da; biyolojik ve hijyenik ihtiyacın karşılandığı lavabo ve pisuvarlardan ne istersiniz;  bin yıl düşünsem de nedenini çıkartamam.

Stat yeni bir maç için hazırlanırken, bu eksikliklerin mutlaka giderilmesi gerekiyor.

Yani kırılan koltuklarla, lavaboların tamir edilip edilmediği ya da yenisiyle değiştirilip değiştirmediği TFF'den gelen görevliler tarafından denetleniyor maç önceleri.

Öğrendiğim kadarıyla kırılan koltukların rezervleri sıfır konumda; elde hiç kalmamış.

Kalmadığı için de Gaziantep'de bulunan üretici firmaya sipariş edilerek temini cihetine gidilecek.

Ayni şey pisuvar ve lavabolar için de söz konusu.

Bütün bu zarar, ziyan; gırtlağına kadar borca batık olduğu için yıllardır kasasına doğru dürüst para girmeyen kulübe ek bir maliyet kalemi.

Amed maçının hasılatı bile verilen zararı karşılayamıyormuş o kadarını söyleyeyim.

Maç hasılatıyla primleri ödemeyi düşünen yönetim şimdi kara kara düşünüyormuş.

Daral geldi yeminle, yazarken tansiyonumun yükseldiğini hissettim.

Bir kez daha bu köşeden rica etsek; 'yapmayın, etmeyin, böyle taraftarlık olmuyor' diye eleştirsek kaç kişinin umurunda olur ki ?.

İnşallah bu son olmuştur, inşallah taraftarlarımız bundan böyle daha sağ duyulu davranarak kendi malına bile bile zarar vermekten vazgeçerler.

Sonuç itibariyle devletin kasasından çıkıyor bu paralar.

Yenisi ya da tamiri de bizim ödediğimiz vergilerle alınıp, yerine getiriliyor.

Lütfen sağ duyu; 'keskin sirke küpüne zarar.'

Bir kaç gün önce yaşama veda eden Bursaspor Divan Kurulu üyelerinden Feyzullah Doğru en eski Bursasporlulardan birisiydi.

Kendisini gazeteciliğe başladığım yıllarda tanıma fırsatı bulmuştum.

Çağlar ve Gencoğlu yönetimlerinin demir başı gibiydi.

Beyefendi ve naif kimliğiyle camiada çok sevilen bir isim olan Feyzullah Doğru'nun ölümünden büyük üzüntü duydum.

Kendisine Tanrıdan rahmet, ailesiyle sevenlerine  sabır ve baş sağlığı diliyorum.

Mekanı cennet olur inşallah.