42 yıl öncesinin Bursasporlularını tanımak ister misiniz?

2025.03.07 18:26 - Son Güncellenme: 2025.03.07 18:27
A

Bursa Hakimiyet Gazetesi'nin yazımda paylaştığım kupürünü 'Eskimeyen kramponlar' sitesinin kurucusu sevgili arkadaşım Mehmet Ceylan'dan alıntıladım.

Bursaspor tarihine ışık tutan bir anketin sonuçlarını haberleştirmiş gazete.

Bursaspor'un kuruluşu itibariyle geride bıraktığı 20 yıl içinde formasını giymiş 'en başarılı futbolcular' okurlarıyla paylaşılmış.

Anketin yapıldığı tarih 1983.

Aradan 42 yıl geçmiş.

'Kaç kişi hatırlıyor olabilir o günün futbolcularını' diye sorarsanız;

Ben yaştakiler iyi biliriz de;

Z kuşağının bile ötesine geçen yeni jenerasyon 'Bir zamanlar Mesut, Ersel varmış' demekten öteye geçemez.

Kusuruma bakmaz ve üzerinize alınmazsanız naçizane görüşüm;

Olsa olsa Bursasporlu babanız, olmadı bir aile büyüğünüz bu isimleri kulaklarına fısıldamıştır.

Daha ötesi zaten düşünülemez.

Devam edelim.

1983'den kalma anket; kulüp tarihinin o sene itibariyle ve geriye dönük sürecini anımsayanlara 'tam isabet olmuş' deme dışında başka bir seçenek bırakmıyor.

Ya da 'nokta atışı'

Bir detayın; içeriğine girmeden önce altını çizmek isterim.

Bir başka hatırlatma;

Oyuncuların pozisyonları o günün sistemi içinde belirtilmiş.

Yani sağ bek, sol bek, sağ haf, sol haf, sağ iç, sol iç, santrfor gibi...

Haydi o zaman buyurun okumaya...

Kaleye Rasim Kara'yı uygun görmüşler.

Kendi payıma kulübün ilk file bekçilerinden Osman Uçaner'in değerlendirmeye alınmamasını, Rasim Kara'nın Bursaspor'un Avrupa Kupası maçlarındaki başarılı performansına bağlıyorum.

Sağ bekte tartışmasız Müfit Gürsu var. Ya da 'baba katili Müfit!'.

İstanbul Nişantaşılı Müfit, Beşiktaş'tan Bursaspor'a transfer olduktan sonra bir daha Bursa dışına adımını atmadı. Futbolu bıraktıktan sonra Çekirge Küçük Yıldız Oteli'nin arkasında açtığı kahve; Bursaspor camiasının buluşma noktası gibiydi. Sohbetlere Müfit'in kuru fasulye pilav partisiyle ara verilir, yemek faslı bitince de yeniden tavla,  pişpirik, okeye dönülürdü.

İstanbullu Müfit 'benim ikinci evim' dediği Bursa'da kanının son damlasına kadar Bursasporlu kaldı, Bursaspor'u sayıklayarak öldü.

Son dakikalarda kazanılan kornerlerde geriden gelerek attığı kafa golleriyle kulüp tarihinin unutulmazları arasına girdi. Nurlar içinde yatsın.

Sol bekte seçimi kazanan Allah ömürler versin Haluk Erdem çok yönlü bir futbolcuydu. Sadece sol bek değil, libero, santrfor, sol açıkta da oynatıldı.

Sonradan kaydırıldığı libero mevkiinde oynadığı maçlarla kariyerinin doruğuna çıkan Haluk Erdem, bu pozisyondaki performansıyla dikkati çekerek milli takı aday kadrosuna davet edilmişti.  

Ahmet Tuna Kozan o yıllar için çok büyük bir stoperdi (sağ haf). Galatasaray'dan gelmişti. Amiyane söylemle 'kapı gibi bir savunmacıydı'. Kolay kolay yere düşmez; dokunduğu yere yapışırdı!

Unutulmaz kafa golleriyle anımsanacak A. Tuna Kozan futbolu bırakınca yerleştiği İzmir'de beyin tümöründen vefat etti.

Son günlerinde kendisini İzmir'e kadar gelerek ziyaret eden eski takım arkadaşlarını görünce gözyaşlarına boğulmuştu.

Özer Yurteri: İzmir Göztepe'den transfer olan Özer Bursaspor'un gerçek anlamda ilk liberosuydu. Soğukkanlı oyunu ve topu oyuna sokmadaki yüksek becerisiyle farklı kulvarda yıldızlaşmıştı.

Özer Yurteri Bursa'yı çok sevdiyse de eşine sözünü geçiremedi.

Futbolu bırakma kararı alınca eski başkanlardan Cavit Çağlar kendisine o yıllarda yeni kurduğu Nergis Fabrikası'na personel müdürü olma teklifinde bulunmuş, eşinin 'tekrar İzmir'e dönelim' ısrarı üzerine kabul etmemişti.

Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu olan Özer Yurteri doğduğu İzmir'de yaşamını sürdürüyor. Arada telefonla görüşerek birbirimize hal hatır soruyoruz.

Vahit Kol (Doğan): Yiğit lakabıyla anılırmış; o zamanların tribünlerinde 'Deli Vahit' lakabıyla anılırdı.

Çok yönlü bir oyuncu olarak kulüp unutulmazları arasına adını yazdırdı. Sol bek, sol haf, hatta santrfor da bile oynamışlığı var. 1974 sezonunda Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda Dundee United'e Bursa'daki maçta neredeyse santra çizgisinden attığı o süper gol hiç unutulmadı.

Kazanılan kornerden seken topun gelişine ceza yanının çok çok dışından öyle bir çakmıştı ki; canlı izlediğim bu maçta havalara sıçrayarak sevinmiştim.

Futbolu bırakınca uzun yıllar halı sahalarda top koşturdu. Yıllar sonra eski başkanlardan Cavit Çağlar'a yalvara yakara yaptırdığı jübilesinde torunu Talha ve damadı eski futbolcu Ahmet Suphi ile birlikte top oynaması kulüp tarihinin en özel günlerinden birisi olarak anımsanacak.

Kaybedeli 2 yıl olsa da bıraktıklarıyla hiç unutulmadı.

Vedat Okyar: Yeşil sahalarda inceciliği bir sanat gibi işleyen virtüözdü. Çelimsiz fiziğine inat harika çalımlar atıp, aralara lakabıyla eş değer ince ince paslar gönderirdi.

Babası Rahmi Okyar kulübün ilk genel kaptanıdır. Rahmetli olan kardeşi kaleci Raif'de Bursaspor'da kısa bir süre forma giymişti.

Beşiktaş'a transfer olduktan sonra İstanbul'da oynanan ve 2-2 biten maçta Bursaspor tribünlerine eliyle yaptığı bir hareket çok ama çok tartışılmıştı.

Futbolu bırakınca İstanbul'da bar açan, yanı sıra Hürriyet Gazetesi'nde spor yazarlığı Vedat Oktar yazılarını bilgisayardan değil, cep telefonunda doğaçlama yazdırırdı. Kısa bir süre Bursa Hakimiyet'te de yazmıştı. O süreçte yazılarını bilgisayara dökmüş bir gazeteci olarak aramızdan ayrılan Vedat Okyar'ı saygı ve minnetle anıyorum.

Ersel Altıparmak: Bursaspor'un 'küçük dev adamı'. Minicik cüssesinden enerji fışkırır, 90 dakika sahada ayak basmadık yer bırakmazdı. Partneri Mesut Şen'le birlikte unutulmaz bir ikili olmuştu. Tribünlerin 'Mesut, Ersel gol' sloganlarıyla seslenişi, sadece kendisine değil, Mesut'a da büyük bir ithaf olarak o kuşağın belleğine yaşamaya devam ediyor.

Hem atan, hem de attıran bir oyuncu olarak hafızalara kazınan Ersel, futbolu bıraktıktan sonra yıllarca kulüp alt yapılarında antrenörlük yapmıştı. Unutulmayacaktır.

Mesut ŞEN: Benim için Türk futbolu tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sağ açığıdır ve öyle kalacaktır. Bel kıran çalımları, adresi teslim ortaları ve estetik kokan golleriyle Bursaspor'un yerli kategoride açık ara 1 numarasıdır.

Fenerbahçeli sol bek Levent Engineri'yi İstanbul'da 2-2 biten bir maçta pistin dışına atan harika bilek çalımı bir futbol klasiği olarak yaşamaya devam ediyor.

Levent o çalımdan sonra kenara gelerek antrenöründen kendisini oyundan almasını istemişti.

O dönemde çalımla geçemeyeceği bek yok gibiydi. Rakip sol beklerin korkulu rüyası çalım becerisiyle Brezilyalı efsane Garrincha ile özdeşleştirilmişti.

Futbolu bırakınca Bursaspor alt yapılarında çalıştı. Yaşama veda etmeden önce son röportajını benimle yaparken, yakalandığı kanser hastalığının son evresinde bulunuyordu. 'Bir kuşak onunla 'Mesut', onunla 'Şen olmuştu' başlıklı röportajım arşivimin en anlamlı yazılarından birisi olarak bana gurur vermeye devam ediyor.

Sedat 3 'Sedat Özden': Kulüpte yönetici olsam Bursaspor tesislerinin kapısına heykelini dikeceğim nadir oyunculardan birisidir.

Bursaspor'la başlayan kariyerini Bursaspor'da bitirdi. Aktif futbol kariyerinde yaşamadığı başarı kalmadı. Wembley'e kaptan olarak çıkan ilk Bursalı ve Bursasporlu olmayı; futbol yaşamının en büyük onuru olarak taşıdığını söyler.

En çok A Milli olmuş Bursasporludur,

Yine en çok forma giyen Bursasporlulardan bir tanesidir.

Beşiktaş kariyerinin zirvede olduğu yıllarda 10 milyon artı Levent'te lüks bir daire teklif etmiş, bu rakamı elinin tersiyle geri iterken; çok komik bir rakama 3 milyona sözleşmesini yenilemiştir.

Sedat 3 benim  an itibariyle en kadim dostlarımdan birisidir, benim gözümde  en büyük Bursasporludur.

Yüreğinde yaşatmaya devam eden yeşil beyaz armanın sevgisi uğruna, servetleri geri çeviren Sedat 3 Mudanya'da yaşamını sürdürüyor.

Onunla ilgili anımı sorarsanız; genç takım oyuncularının ağırlıkta olduğu bir kadroyla Fenerbahçe Kadıköy'de Galatasaray'ın karşısına çıkan Bursaspor'un kaptanı Sedat 3'ün kaleci Haydar'a neredeyse 40 metreden attığı golü söylerim. 1-1 biten maçta kazanılan serbest vuruşu direkt kaleye füzeleyen Sedat 3'ün sert şutu üst direğin içine vurduktan sonra ağlara gitmiş, o günlerin takım kaptanı Fatih Terim son dakikalarda yenilen bu golün öfkesiyle kaleci Haydar'ı fena halde fırçalamıştı.

Sinan Bür: Her pozisyonun oyuncusu bir başka Bursasporlu daha.

Sol bekte oynadı, orta sahanın merkezinde de, sol açıkta da. En verimli pozisyonu orta sahanın merkeziydi. İyi pas atar, sol ayağıyla kalelere isabetli ve sert şutlar çekerdi.

Takım kaptanlığı da yapan Sinan Bür futbolu bırakana kadar Bursaspor'da oynadı, birileri gibi başka kulüplere transfer olmadı.

Saha içinde performansının yanı sıra; centilmenliği ve tevazuu ile de takdir kazanan Sinan Bür; rahmetli Orhan Özselek'le birlikte kulüp tarihinin futbolcu kökenli ikinci başkanıdır.

Kendisine uzun ve sağlıklı bir ömür diliyorum.

Bir gazete değerlendirmesinden yola çıkarak; kulüp tarihinin ilk 20 yılına damga vurmuş en iyi Bursasporlularını birikimim çerçevesinde;  tanıma fırsatı bulamamış bugünün yeni kuşak Bursasporlularına anlatmaya çalıştım.

Sürçülisan ettiysek af ola...

Bitirirken 'Bursasporsuz kalmayın' diyorum;

Çünkü;

Bursasporla yaşamak; dünyanın en güzel hobilerinden birisidir.

Bitirirken bu yazımda bana ilham kaynağı olan sevgili Mehmet Ceylan'a da bu satırlar aracılığıyla bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları