4-6-0 diye yazılır, 4-4-2 diye okunur!

2023.10.13 17:27 - Son Güncellenme: 2023.10.13 17:27
A

Bazı futbol yorumcuları; A Milli Futbol Takımının 1-0'lık tarihi Hırvatistan galibiyetini; çiçeği burnunda teknik direktör İtalyan Vincenzo Montella'nın sihirli dokunuşlarına bağlamış.

'Montella elinde iyi bir kadro daha doğrusu forvet yokken; sahada 4-6-0 gibi dizilir; en uçta Belhanda, Emre Akbababa'yı kullanır, top rakipteyken önde basarak kazandıklarıyla çok hızlı hücuma çıkardı.

Aslında oynanılan sistem 4-4-2 olsa da; sahada diziliş itibariyle forvetsiz bu görüntü ortaya çıkardı.'

Montella'nın futbol mantalitesine hayranlığını her fırsatta dile getiren meslektaşım Uğur Meleke'nin bu değerlendirmesine katılsam da; dün akşam milliler maçı '4-4-2 görüntülü 4-6-0 ile' değil yüreği, cesareti ve enerjisiyle kazandı!

Dünya Kupaları'nda bir kez final oynayan (2018 Rusya / Fransa ile (2-4)), iki kez de üçüncü olma başarını gösteren (1998 ve 2022'de) bir ülkeyi evinde devirirken, oyuncularımızın ortaya koyduğu performansı en üst düzeydeydi.

Top yekun savunmadan sonra top yekun hücuma çıkma sistemimiz kusursuz işledi.

İlk yarıda attığımızdan fazlasını kaçırırken, Hırvatistan'a maçın son dakikaları hariç doğru dürüst pozisyon bile vermedik.

Üçüncü bölgeye geldiğimizde final paslarında biraz daha akılcı tercihler yapabilseydik; maç çok daha farklı bir yerlerde bitebilirdi.

Kısacası;

Öyle böyle iyi değil, bayağı iyiydik Hırvatlar önünde.

Yediğimiz baskı görüntüde kaldı; ofsaytla biten pozisyonun dışında doğru dürüst tek tehlikeli atakları bile yoktu.

Belki topla daha çok oynayıp, ayağa pas yapsalar da; 90 dakikanın en net pozisyonlarıyla, şutları bizim çocukların ayağından çıktı.

Üç günde kimi getirirseniz, getirin şıp diye bir değişim sağlayamaz.

Çocuklar bu galibiyetle Almanya için rezervasyon yaptırırken; inanmışlığın, birlikteliğin, başlarında nihayet güvenilebilecek bir teknik direktörün göreve getirilmesinin sonucunu aldılar.

Bakın işte bu detay çok önemli (!) ve yüzde yüz doğruluğu kanıtlanmıştır...

Örnek mi buyurun en iyisinden.

Golden sonra takım halinde kenara koşup, sevinçlerini staffla paylaşmaları; oyuncuların yeni teknik direktörlerini kabullenmiş olmasının refleksi gibiydi.

Kulübenin VAR'dan dönen penaltı daha karara bağlanmadan, pozisyonu tabletten izledikten sonra verdikleri ortak tepkileri de 'tek yürek olmalarının' görüntülü belgesi yerine geçti.

Montella geleli şurada kaç gün oldu ki?

Elinde sihirli bir değnek de yok.

O zaman;

Dünden bugüne, gece ile gündüz gibi iki farklı görüntüyü;

Hoca değişiminin yarattığı sinerji ile moral motivasyonuna yorumlamak abartı sayılmamalı.

Sahanın içine gelecek olursak;

Geriye dönüp bakınca; eski kadrodan çok kişi değişmişti perşembe akşamı.

Teknik Direktör Vincenzo Montella, Ermenistan karşılaşmasının 11'inde 4'ü zorunlu 6 değişiklik yaparak takımını sahaya sürmüş;

Ermenistan maçının 11'in de görev yapan Mert Günok, Merih Demiral, Çağlar Söyüncü, Zeki Çelik, Orkun Kökçü ve Cengiz Ünder'in yerlerine Uğurcan Çakır, Ferdi Kadıoğlu, Samet Akaydın, Abdülkerim Bardakcı, Salih Özcan ve İrfan Can Kahveci'yi ilk 11'de oynatmıştı.

Bu düzenin en uçundaki ikili Hakan ve Barış'a orta sahadan da yoğun destek geldi.

Özellikle İsmail Yüksek belki de kariyer maçlarından birisini oynarken, kazanılan 3 puanın da tartışmasız baş aktörü oluyordu.

Her topa basan, top çalan ve uzun ve derin paslarla ileride arkadaşlarına pozisyonlar hazırlayan İsmail Yüksek'i izlerken bizler yorulduk.

Müthiş bir enerji ile sahada ayak basmadık yer bırakmayan İsmail Yüksek Bursaspor alt yapısından yetişme.

Birinci Lig sezonunda kiralık olarak Fenerbahçe'den gelmiş ve sonra yine oraya dönmüştü.

Hırvatistan'a karşı orta sahanın ortasında Xavi, geriye koşup ön liberoya konuşlanınca da Bosquet gibiydi!

Yani atakları kesip, hücumları başlatan bir maestro.

Ustalık kokan kendisine özgü topu saklama yeteneği ve ince paslarıyla unutulmaz Barcelona'nın unutulmaz virtüözlerine selam çakıp, starlığa adımını attı.

Opta verilerine göre de bu maçtaki performansıyla Euro 2024 elemelerinde bir maçta hem 15+ ikili mücadele (16) hem de 10+ sahipsiz top (12) kazanan ilk oyuncusu olma gururunu yaşadı.

Meleke'nin 'bence zaten esas önemli olan Kuntz döneminde kaybettiğimiz puanlar değil, oynamadan yenildiğimiz maçlardı. Büyük takım davranışı göstermememizdi. Önde baskı isteksizliğiydi. Hiçbir maçta favori olduğunu düşünmeyen bir teknik adamımız olmasıydı kenarda. Montella'nın zihniyeti daha farklı' görüşüne katılmamak mümkün değil.

Barış Alper Yılmaz'ın usta işi aşırtma vuruşuyla Hırvatistan'dan 3 puan çıkartan Ay Yıldızlılar, grupta yeniden zirveye yerleşti.

Grubun diğer maçında son sıradaki Letonya, gruptan çıkmayı hedefleyen Ermenistan'ı 2-0 yenerek bir yerde bize çalışmış oldu.

15 Ekim Pazar günü Letonya ile Konya'da karşılaşacak millilerimiz kazandıkları taktirde Almanya'ya gitmeyi garantilenmiş olacaklar.

Ay-Yıldızlılar, 21 Kasım'da deplasmanda oynayacağı Galler maçı ile elemeleri tamamlamış olacak.

Bitirirken bir de kulis haberi aktaralım.

A Milliler'in Hırvatları yendiği maçın ilk yarısının son dakikalarında şok bir olay yaşandı. Hırvatistan tribünlerinde bir grup, Bosna ve Türk haklı hakkında ırkçı ifadeler içeren Ustaşa Marşı'nı söylemeye başladı. Tribünler marşın, 'Adım adım, genç Ustaşa bayrağın altında. Savaş veriliyor, savaşılıyor, Ustaşa bayrağı özgürlük ve vatan için dalgalanıyor.' bölümünü söyledi.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları