2021 yılında Türk Metal Sendikası bir ilki gerçekleştirmişti. Sendika tarihinde bir ilk yaşanarak, ilk kez bir kadın sendikacı şube başkanı olmuştu.

Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanlığına, yaşamını sendikal mücadeleyle geçiren, ağır ve erkek yoğun bir işkolu olan metal sektöründe Bursa Kadın Kolları Sorumlusu olan Selda Tekman getirilmişti.

Selda Tekman'ı yıllardır tanırım.

Kadın kollarında çeşitli çalışmalar yürüttü ve önemli projelere imza attı.

Birkaç gün önce Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Selda Tekman'ı ziyaret ettim.

Selda Tekman ile sohbet ederken, üyelerinin hayatına her yönüyle dokunmak istediklerini ve eğitime çok fazla önem verdiklerinin altını çizdi.

"Kadınlarla ilgili projeleriniz devam edecek mi?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi:

"Kadınlarla ilgili projelerimiz elbette devam edecek. Daha da güçlenerek devam edeceğiz. Öte yandan ağır işkollarından biri olmasına rağmen, metal işkolunda kadın işçi sayısı her geçen gün artıyor. Çeşitli işyerlerimizde çalışan ve sendikamıza üye yaklaşık 17 bin kadın işçimiz var. Bursa'da 6 bine yakın kadın üyemiz var. Bursa Kadın Kolları olarak önemli projeler ürettik ve üretmeye devam edeceğiz."

Türkiye ekonomisinin daha güçlü bir yapıya kavuşmasında, sanayi sektörünün hızlı gelişiminin önemli bir payı var.

En kritik konulardan biri de kadın istihdamının düşük olması.

Kadın çalışanların istihdam edilmesi ile ilgili olarak çocuk sahibi olmak iş hayatı önünde bir engel olarak gösteriliyordu.

Kreş sayısının yetersizliği, ücretlerin yüksekliği ve hizmet kalitesine olan güvensizlik, annelerin iş hayatı yerine çocuk bakımını üstlenmesine neden oluyor.

Kadınlar çalışma kararı alırken, evde çocuklarını kimler tarafından bakılacağını göz önünde bulundurmak zorunda kalıyor.

Bu ayrımcılık günümüzde artık kabul edilmeyen bir anlayış olsa da, hala çocuk sahibi kadın çalışanlar için çözümlerin yetersiz kalması söz konusu olabiliyor.

Uygun çocuk bakım tesislerinin eksikliğinin kadınların çalışma yaşamlarını doğrudan etkilediğine değindik ve şu noktanın altını çizdi:

"Kadınların iş gücüne katılımı için kreş açılması son derece önemlidir. Metal sektöründe kreş ile ilgili çok ciddi bir sorunumuz yok, fakat genel anlamda kreş sorunumuz var. Asgari ücretle veya ona yakın ücretle çalışan kadınların, piyasadan bakım hizmeti alma imkânları yok. Kadın istihdamına yönelik politikalar oluşturulmalı. Kreşler açılarak kadınların üzerindeki sorumluluklar alınmalıdır. Kadın istihdamının artması için elimizi taşın altına koymalıyız, çünkü üreten kadın yaşamını değiştirebilecektir. Metal sektöründe kreşi olan daha fazla fabrikalarımız var. Hepimizin taşın altına elimizi koyup,  kreş projesini oluşturulması lazım. Kreş projesini gündeme tekrar taşımayı düşünüyorum. Kreş projemiz ile kadınların istihdam edilmelerinin önündeki en büyük engellerden biri olan çocuk bakımı konusuna odaklanarak, kadınlara işgücüne katılımları için destek vermeyi amaçlıyorum. Çalışan kadınlarımızın daha da güçlenmeleri için elimizden geleni yapacağız. Daha çok çalışmalı, üretmeliyiz."

Ardından pandemide metal sektörünü değerlendirdi:

"Pandemi süreci, her sektörü olduğu gibi metal sektörünü de etkiledi. Pandemi sebebiyle yaşanan çip sorunu sektörü derinden etkiledi. Sendikamızın faaliyet gösterdiği kurumlarda, çalışanlar ekonomik olarak bu durumdan zarar görmedi. Sektördeki olumsuzluğun faturasının çalışana kesilmemesi için uğraş verdik. Biz bu salgın dönemini en başarılı geçiren sendikayız. MESS ile imzaladığımız protokol çok önemli bir başarıydı ve bizi bu süreçte çok rahatlattı. Daha devletimiz herhangi bir karar almamışken, biz bu süreçte işçi çıkartılmayacağına ilişkin maddeyi bu anlaşmaya koyarak elimizi güçlendirdik. Hiçbir işyerimizden tek bir arkadaşımız bile işten çıkarılmadı. Yaptığımız anlaşma gereğince arkadaşlarımızın ekonomik bir kaybı olmadı. Herkes ücretlerinin tamamını aldı. Özel sektörde örgütlü diğer sendikaların yaşadığı sorunları hatta örgütsüz işçilerin yaşadıklarını gördükçe bu anlaşmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. O nedenle bu önemli bir başarıdır. Hem Genel Merkez olarak hem de şubelerimiz olarak bu süreci iyi yönettik."

Ardından ekledi:

"Pandemi dönemine rağmen, eğitimlerimizi aksatmamaya gayret ettik. Ailelerini de katarsak, üyelerimizi otellerimizde ağırladık. Pandemi dönemi ve çip sorunu derken fabrikalardaki duruşlar nedeniyle, üyemizi otellerimizde ağırladık."

Asgari ücret ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi:

"Enflasyon karşında emekçilerin iyi bir yaşam sürmeleri için kesinlikle yetmeyen bir ücrettir. Ülkemizdeki bu tablo bizim örgütlenmelerimizin ve imzaladığımız sözleşmelerin ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Asgari ücretle çalışanlar düşünüldüğünde, Türk Metal'in zaferlerle sonuçlanan toplu sözleşmeleri büyük önem kazanıyor. Sendikalı işçilerin bile büyük bölümü devletin açıkladığı resmi enflasyona göre zam alırken, biz bunun çok üzerinde rakamlara imza atarak ücret ortalamamızı yükselttik. Özellikle son imzaladığımız sözleşmemizde, üyelerimiz için çok iyi ücret artışları aldık ve herkesin mutlu olduğu bir sözleşme imzaladık. Türk Metal olarak üyelerimizin iş güvencesi için mücadele veriyoruz. Bir yandan üyelerimizin hak ve özgürlükleri için mücadele ederken, diğer yandan üyelerimizi sosyal yaşamlarında da mutlu etmek ve sorunlarına çözüm bulmak için çalışıyoruz."

Selda Tekman, şu noktanın altını çizdi:

"Genel olarak işsizlik var, özellikle beyaz yakalılarda daha çok görüyorum. Şu anda mavi yaka çalışanlarda çok ciddi bir sorun yok. Ara eleman sıkıntısı ciddi bir sorun. Kalıpçı, bakımcı, CNC operatörü gibi alanlarda ara eleman sıkıntısı var."

"En büyük işçi sendikasıyız" diyen Selda Tekman, şöyle devam etti:

"Üyelerimiz her koşulda 'benim sendikam var' diyebiliyor. Türk-Metal Sendikası üye sayısını 234 bine çıkardı. Metal işkolunda zirvedeki yerini koruyor, ciddi bir örgütlenme var. Bursa'da 57 bin üyemiz var. Eğitime çok fazla önem veriyoruz. Sağlık, eğitim, üyelerimize ve kadınlarımıza yönelik projelerimiz var. Sendikalı olmanın ayrı bir önemi var. Her koşulda Türk Metal sendikası farkını ortaya koyuyor."