Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

'Su' tehlikede!

2024.11.09 20:17 - Son Güncellenme: 2024.11.09 23:15
A

Son dönemde Türkiye'nin farklı noktalarındaki barajlarda doluluk oranlarının düştüğü konuşuluyor/ görülüyor.

Bursa, İstanbul, Kocaeli, İzmir, Ankara...

"Tehlike çanları çalıyor. Barajlar can çekişiyor" deniyor.

"Su kesintisi yapılabilir mi?" sorusu geliyor akla...

Örneğin Bursa...

"Bursa'nın içme suyu ihtiyacının karşılandığı Doğancı ve Nilüfer baraj havzalarına yeterli yağmur ve kar yağışının olmaması nedeniyle doluluk oranı yüzde 20'ler seviyesine kadar düştü" açıklaması yapılmıştı Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden...

Bugün, BUSKİ'nin verilerinden baktığımda Bursa'da barajlarımızın ortalama doluluk oranı yüzde 19,47'yi gösteriyordu.

Örneğin Kocaeli...

Kocaeli'nin içme suyu ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Başiskele ilçesindeki Yuvacık Barajı'nda su seviyesi büyük bir oranda düşerek, sadece 2 aylık su kaldığından söz ediliyor.

Örneğin İzmir...

İzmir'e en çok su sağlayan Tahtalı Barajı'ndaki su oranının yüzde 13.88'lere kadar düştüğü, Balçova Barajı'nın da sadece yüzde 13'ü dolu olduğu ve Kutlu Aktaş Barajı'nın ise yüzde 7'sinde suyun var olduğu konuşuluyor.

Örneğin İstanbul...

İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan 10 barajdaki doluluk oranının yüzde 30,18'e gerilediği konuşuluyor.

Örneğin Ankara...

ASKİ verilerine göre, Ankara baraj toplam doluluk oranı yüzde 32,84 ve aktif kullanılabilir su yüzdesi 23,75'i gösteriyordu.

"Yağmur yok, barajlar boşalıyor, susuzluk kapıda..." diyoruz.

Tedirginiz, korkuyoruz...

Buna rağmen olan suyu da koruyamıyoruz. Yani israf edilenlerden (boşa akıtılan bol su) bahsediyorum...

İhtiyacımız olan suyu da sektörlerde, konutta, sanayide, tarlada, arazide, ürünlerde ne kadar verimli kullanabiliyoruz?

'Su yaşamdır'...

Enerji, sanayi, tarım, üretimin olmazsa olmazı...

Vücudun ihtiyacı...

Dolayısıyla doğayla uyumlu olmayı başaramazsak eğer, eksileceğiz...

Özetle...

Birçok kentin içme ve kullanma sularının karşılandığı baraj havzalarındaki su oranlarının azaldığı söylenen haberleri duyduğumuza göre...

Peki, 'etkin su yönetimine' ve 'su güvenliğini sağlamaya', yani 'Su Kanunu'na ihtiyacımız yok mu?

Örneğin...

Tarımda planlı üretim önemli...

Yüzey sulama yöntemleri bırakılarak, daha verimli sulama yöntemleri tercih edilemez mi?

Çiftçiler desteklenerek su tasarrufu sağlayan yöntemlere geçiş sağlanamaz mı?

Yine sanayide de su çok tasarruflu kullanılamaz mı?

Özellikle yaz aylarında amaç dışı bahçe sulamaları, havuzlarda gereksiz su kullanımı gibi durumlardan da kaçınılamaz mı?

Yıllardır biliyor, konuşuyoruz...

Dolayısıyla iklim değişikliği her şeyi anlatıyorken, bir an önce 'etkin su yönetimini' önceliklerimiz arasına almamız gerekiyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları