Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Komşuda pişen bize de düşer mi?

2022.08.22 19:12 - Son Güncellenme: 2022.08.22 19:12
A

Firmalar geleceklerinden kaygı duymaya başladı.

Çünkü maliyetler dövize endeksli!

Hatta bugün Euro / Dolar paritesi yaklaşık 1 ay aradan sonra yeniden 1,0000 seviyesini test etti.

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eylüldeki toplantıda 75 baz puanlık faiz artışına gideceğine yönelik artan beklentiler söz konusu seyirde etkili olduğu ifade ediliyor.

Dün bir imalatçı ile sohbet ederken ilginç paylaşımlar yaptı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın  (TCMB) bu yılın ilk 7 toplantısında faizde bir değişiklik yapılmayışı ile üretim yapan firmaların birçoğunun maliyetlerden dolayı battıklarına değindi.

Tabi malzeme fiyatlarının uçtuğunu bir kez daha hatırlattı.

"Yüzde 80 yerli üretim yapıyoruz diyenler bile dolarla malzeme alıyor" dedi.

 "Faiz oranının yüzde 14'den yüzde 13'e indirilmesi ve faizin oynaması doların artmasına sebep oluyor. Herkes dolarla alım yapıp, Türk lirası ile vadeli satış yapıyor. Kur korumalı mevduat hesabında parası olan kazandı" diyerek ekledi.

Şöyle de bir sıkıntıdan da bahsetti:

"Bankada siz paranızın yüzde 40'ını yabancı para olarak saklayabiliyorsunuz. Örneğin, iş insanı ihaleye girmiş dolarla fiyat vermiş ve zarar çok büyük."

Piyasa dengesine bakalım...

"Diyebiliriz ki, ekonomi öncelikle üretim maliyeti ile ilgilidir. Para malzeme maliyeti ile doğru orantılıdır. Devlet olarak toplumun en çok ihtiyacı olan ürünleri en uygun fiyatla halka kazandırma çabası içinde olmalıyız. Bunun içinde Cumhuriyetin ilk yıllarında en önemli tüketim malzemeleri için devlet fabrikalar kurmuştur. Bu serbest piyasadaki fiyat dengesizliğinin önüne geçmek içindir. Zaruri ihtiyaçlar uygun fiyata karşılanınca insanlarda alımı hızlandırır. Bu da piyasa dengesini oluşturur."

Sonra özelleştirmeye dikkat çekti:

"Oysaki son 20 yılda yapılan en büyük yanlış özelleştirmedir. Her firma kendi çapında hammadde teminini yapınca maliyetler yukarı çıktı. Oysaki devlet tekelinde kalsalardı dengesizlik olmazdı. Paradan para kazanma özendiriliyor. Ürün satmadan faizle para kazanmak insanlara kolay geldi. Faizi sabit tutmak da en büyük yanlışlar arasında yer alıyor. Ayrıca bankalar, Merkez Bankası'ndan 14 bandında para alıyor ve bunu kredi kullananlara 30 bandına ulaşan faizlerle veriyor. Uçurumdan atlamaktır bu!"

"Ekonomi önce karnını doyurmakla başlar" diyor ve tarıma dikkat çekiyor:

"Tarım en önemli faktör. Gübre, tohum gibi başlıca malzemeleri dolarla alırsa bir çiftçi ve ürününü de kooperatiflere veremezse değerinin karşılığını bulamaz. Bende olsam bu kadar zor bir işten vazgeçerim."

"Herkes geçim derdinde!" sözünün altını çiziyor:

"Demokratik bir devlette temel ihtiyaç olan elektrik, su, doğalgaz halka ucuz temin edilmeli. Bunu bile yüksek rakamlarda alıyorsak, bırakın iş yapmayı herkes şu an geçim derdinde! Eskiden iş sahasında hırsızlarımız ve rekabetlerimiz bile kaliteliydi. Bu gelecek yıllarımız için büyük tehlike. Vergi yükünün altında eziliyoruz. Ekonomi insanca yaşanabilir düzeye gelmediği sürece bizi daha kötü günler bekliyor."

Neden böyle diyor?

Eğer malzeme maliyetini karşılayacak kadar güçlü değilse bir firma, bir süre sonra üretememe noktasına gelebiliyor.

Tüm sektörler gibi arz sıkıntısı yaşanmaya başlanıyor.

İç piyasanın ihtiyacı karşılanmadığı sürece sektörlerden imalatçılara, firmalara ve sokaktaki vatandaşın cebine kadar zarar veriyor.

Velhasıl demem o ki, pazar sohbetinden kıssadan hisse...

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları