Dijital dönüşüm, yapay zekâ kavramları ekonomide en önemli başlıklardan biri haline geldi.

Ekonominin doğasındaki dijital dönüşümü anlayamayan aktörlerin zamanla tarih sahnesinden kaybolup gideceği de aşikâr.

Şüphesiz bu dönüşümün en temel ittirici gücü yazılım, kodlama, robotlar gibi yani bilişim sektörü...

Bilginin işlenmesi, depolanması, kullanılması ve sunulması için uygulanan bilişim teknolojilerinin dâhil olduğu istihdam alanından bahsediyorum.

Ekonomide katma değerli üretim yapabilmek ve rekabet gücünü elde edebilmenin temeli bilişim sektöründe gizli.

Tabi dijital treni kaçırmamak elzem...

O halde rekabetçiliğin sırrı bilişimden geçiyor.

Ne dersiniz?

Dün akşam Bursa'da bilişim sektörü ödül töreni vardı.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı ve BİSİAD'ın 27. kuruluş yıldönümünün kutlandığı gecede 'Bilişim Yıldızları' ödül törenini izledim.

Çevre dostu teknolojilerden e-ticaret teknolojilerine, ihracat yapan teknolojilerden IOT teknolojilerine, siber güvenlik teknolojilerinden yapay zekâ teknolojilerine, insan kaynakları uygulamalarında dijital dönüşümden inşaat ve gayrimenkul uygulamalarında dijital dönüşüme, kamuya yönelik uygulamalarda dijital dönüşümden tekstil uygulamalarında dijital dönüşüme, üretim teknolojilerinde dijital dönüşümden yönetim bilişim sistemlerinde dijital dönüşüme kadar farklı alanlarda başarılı işinsanları ödül için sahneye çıktı.

Öncesinde Bilişim Sektörü İş İnsanları ve Profesyonelleri Derneği (BİSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Doğrul, kürsüye çıktı.

"Bilişim dünyasında daha pek çok inanılmaz başarı ve inovasyon dolu bir gelecek diliyorum. Hep birlikte, daha büyük hedeflere yürümek için güç birliği yapalım"dedi.

Ardından...

Pandemi sonrası dünyanın yapısal bir değişiklikten yaşamın resetlenmesine kadar çok iddialı bir süreye girdiğini hatırlattı.

Dünyada yıkıcı teknolojiler adı altında bilişim ve yazılım dünyasına değindi.

Dijital çağa giriş...

Yeşil mutabakat ile yenidünya düzeninde bilişim ve yazılımın etkileri, yani resetlenen sıfırlanan yenidünya düzeninden bahsetti.

"Biz bilgisayarcı değiliz, yazılım sanayicileriyiz! Bu algının değişmesi elzem bir konudur" diyerek altını çizdi.

"BİSİAD olarak, yenilikçi çözümleri ve geleceğin teknolojilerini şekillendiren liderleri bir araya getirmekten dolayı gurur duyuyoruz. Sadece bugünü değil, aynı zamanda yarını da şekillendirecek olanları öne çıkarmak, ilham vermek ve desteklemek için buradayız" diye ekledi.

Değişime işaret etti:

"Bu yıl, teknolojinin sınırlarını zorlamaya devam ettik. Yapay zekâ, büyük veri analitiği, nesnelerin interneti ve siber güvenlik gibi alanlarda gerçekleşen inovasyonlar, sektörümüzün dinamiklerini tamamen değiştirmekte. Ancak bu hızlı değişimle birlikte, sorumluluklarımızın da arttığını unutmamalıyız. Teknolojik gelişmeleri sadece başarı değil, toplumsal fayda için bir araç olarak kullanma sorumluluğumuz bulunmaktadır."

BİSİAD'ın öneminin altını çizdi:

"BİSİAD olarak, sadece sektörümüzün başarılarına odaklanmıyoruz, aynı zamanda bu başarıları toplum için değerli kılacak adımları atmaya kararlıyız. Eğitim, iş birliği, sürdürülebilirlik ve etik değerlere uygun bir şekilde hareket etmek bizim için sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir taahhüttür. Gelecekte de sektörümüzü taşıyacak olan genç yeteneklere ve girişimcilere güveniyoruz."

Son olarak...

Yazımı yazarken aklıma uzun zamandır yakınılan konulardan biri geldi.

Beyin göçü...

Peki, nitelikli profesyonellerin Türkiye'de kalmasını nasıl teşvik edebiliriz?

Türkiye'de var olan sanayinin dışında bilişim sanayisi alanına da yoğunlaşılmalı.

Artık sermaye, bilişim sanayisinin potansiyelini fark etmeli ve sermaye ile gençler buluşturulabilmeli.

Sermayenin bilişim sektörünü fark ettiği an gençler yurtdışına çıkmayacaktır ve Türkiye daha cazip hale gelebilir.

Tersine beyin göçünün sağlanabilmesi ve beyin göçünün engellenebilmesi için sermaye ve akıl birlikteliğinin tesis edilmesinde büyük fayda var.

Velhasıl sermayenin girişimcilerle buluşması lazım...

Dünya çapında şirketler yaratmak daha mümkün hale gelecektir.

Unutmayalım ki;

Türkiye'de bilişim sektöründe personel sorunu devam ediyor.

Türkiye'deki bilişim sektörü, son yıllarda hızlı bir büyüme yaşadı ve sektördeki iş olanakları da bu büyümeyle birlikte arttı.

Ancak, buna rağmen bilişim sektöründe hala personel sorunu devam ediyor.

Bilişim sektöründe en çok aranan pozisyonlar arasında yazılım mühendisi, sistem analisti ve veri bilimcisi gibi teknik pozisyonlar yer alıyor.

Ancak, bu pozisyonları doldurmak için yeterli sayıda nitelikli aday bulmak her zaman kolay olmuyor.

Birçok bilişim şirketi, uygun niteliklere sahip adayları çekmek için çeşitli yollar deniyor.

Bunlar arasında üniversitelerle işbirliği yapmak, staj ve işe alım programları düzenlemek ve nitelikli çalışanları tutmak için cazip teklifler sunmak gibi yöntemler yer alıyor.

Özetle küçük bir hatırlatma...

Ancak, sektördeki büyüme trendi ve şirketlerin nitelikli çalışanları çekmek için yaptığı çabalar gelecekte bu sorunları çözmeye yardımcı olabilir.

Öte taraftan nitelikli ara eleman yetiştirilmeli!

Ara elemanının yani meslek liselerinde algoritma ve yazılım bilen nitelikli elemanın yetiştirilmesi lazım ki, dünya ile bilişim sektöründe rekabet edebilelim.