Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Bursa'ya uyarı!

2023.03.07 18:09 - Son Güncellenme: 2023.03.10 10:52
A

Depremi bekleyen bir taraf var. O da Marmara...

Beklenen deprem üzerine senaryolar konuşuluyor.

Bursa'nın ülke ekonomisindeki ağırlığı ve diğer illerdeki ekonomik süreçleri de etkileyecek merkez oluşu, kısaca beklenen deprem tehdit oluşturuyor. 

Dolayısıyla kaygılar Marmara bölgesine kilitlendi.

Bursa'da ivedilikle önlem çağrıları da arttı.

BTSO İnşaat Konseyi Başkanı Ali Tuğcu, şu noktanın altı çizildi:

"Eski yapı stokunu değiştirmeliyiz!"

Ardından 17 Ağustos 1999 depremine dikkat çekti:

"1999 depreminden sonra inşaat sektöründe birçok değişiklik gündeme geldi. 2001 yılında yapı denetim sistemi başladı, bazı bölgelerde ise 2011 yılında başladı. Ardından yapı denetim sistemine bağlı olarak yönetmelikler, kanunlar, laboratuarlar ve test konusu gündeme geldi. Fabrikalarda üretim sürecini kontrol altında tutabiliyorsunuz değil mi? Fakat 1999 öncesinde maalesef inşaatla ilgili üretim süreçlerinde hiçbir denetim yoktu. 2011 yılından sonra deprem olan bölgelerde yapı denetim kanunu uygulanmaya başlandı. 1999 öncesi mevcut yapı stokundaki problemlerin farkına varılmasıyla 2012 yılında afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi ile ilgili kentsel dönüşüm yürürlüğe girdi. Tabi bazı sıkıntılar da yaşandı. Zamanla kentsel dönüşüm amaç olmaktan çıkararak araç haline geldi ve olumsuz tablolar ortaya çıktı."

Kentsel dönüşümde riskli yapı tespitine dikkat çekti:

"Eski yapıların riskli yapı tespitinden kurtarması mümkün değil!"

"2019 yılında Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması ile ilgili bir yönetmelik çıktı" dedi ve ekledi:

"Elbette eksik tarafları var, fakat çeşitli düzenlemelerle yasa haline getirilmesi lazım. 1997 yılında çıkan deprem yönetmeliği 1997, 1998 ve 1999 yılında uygulanıyordu. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından yönetmelikte revizyonlar yapıldı. Yanlış hatırlamıyorsam eğer, 2001 yılında tekrar bir revizyon oldu. 2007 ve 2018 yıllarında da yeni deprem yönetmeliği hazırlandı ve yürürlüğe girdi. Şu aşamada deprem yönetmeliğimizin başarılı olduğunu düşünüyorum."

Afet riskine dikkat çekti:

"BTSO İnşaat Konseyi olarak göreve geldiğimizden ilk günden itibaren kentsel dönüşümün önemi ve afet riskinin dikkate alınması konusunda çalışmalarımızı yaptık. BTSO meclis ve komite üyeleri, kamu kurum ve kuruluşları, akademisyenler, akademik odalar ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin ortak kanaatleri doğrultusunda 'Kentsel Dönüşüm İlkeleri Raporu'nu hazırladık. Tekrar hatırlatıyorum, mevcut yapı stokumuz ciddi anlamda ele alınması şart!"

Sektördeki değişimleri sıraladı:

"Marmara depreminin ardından sektörde değişimler de oldu. Sadece yapı denetimin başarısı olarak değil; işçisinden müteahhide, teknik elemandan kamu görevlisine kadar depremle ilgili bilgi ve bilinç düzeyi arttı. İnşaat teknolojilerindeki gelişmeler, kanuni düzenlemeler, test imkânları, malzeme kalitesinin artması ve hazır beton kullanımının yaygınlaşması gibi sıralayabiliriz."

Alternatif yapılara dikkat çekti:

"Genellikle betonarme yapıları tercih ediyoruz, fakat çelik ve ahşap gibi yapıları da göz ardı etmemek lazım."

Türkiye'de sanayileşmeyle birlikte inşaat sektörünün de hızlandığından bahsetti:

"60'lı yıllardan sonra kamu ve özel sektör konuya çok hazırlıksız yakalandı. Planlama süreçleri ve kanuni düzenlemeler yetersiz kaldı. Sektörün bilgi ve teknoloji eksikliği, zemin etütlerinin yapılmaması ya da yüzeysel yapılması, işçilik, malzeme hataları, müteahhitlik meslek yasası ile ilgili problemler ya da hiç olmaması, proje hataları, zayıf zeminler ve bazı yönetmeliklerin getirdiği zorlamalar mevcut yapı stokunda risk oluşturdu."

"Tek bir suçlu arayarak sorunu görmezden geliyoruz" dedi ve ekledi:

"Çözüm noktasında kalıcı adım atamazsak, benzer felaketlerle karşılaşırız. Ülkemizin büyük bir kısmı deprem riski altında... Kuzey Anadolu Fay hattının kuzey kolu Marmara bölgesinin içinden ve Güney kolu ise Gemlik, İzmit ve Zeytin bağından geçiyor. Bursa fayı, Mustafakemalpaşa fayı ve diğer faylar... Bizim faylardan ziyade yapı kalitemize ve 'dayanıklı yapı nasıl yapılır?' buna odaklanmamız lazım. Afet sonrasına hazırlık anlamında büyük yatırımlar yapıyoruz. Muhakkak önemli fakat afetin boyutu kontrol edilebilir seviyede olmalıdır. Kontrol edilebilir seviyede tutmak için afet öncesi yapmamız gerekenlere odaklanmalıyız."

"Bursa'yı yeni baştan ele almalıyız!" dedi ve şöyle örnekledi:

"Sanayimizin yüzde 65'i Marmara bölgesinde konumlanıyor ve aşırı bir yığılma var. Sadece konutla sınırlı kalmadan, zayıf zeminlerde bulunan sanayi tesislerimizi gözden geçirmeli ve gerekli önlemleri almalıyız. Bildiğim kadarıyla OSB'lerde bazı fabrikalar bunları yapıyor. Zira üretimin durması ayrı bir problem oluşturacaktır. Yoksa, üretimin kalbi olan Marmara bölgesinde ciddi risklerle karşı karşıya kalırız."

İstihdama dikkat çekti:

"Depremler nüfus hareketliliğine sebep oluyor, istihdam edecek ve üretime katkı koyacak nitelikli eleman gücü bölgelerden uzaklaşıyor. Dolayısıyla riskleri azaltıp, Bursa için farklı çözümler üretmemiz lazım."

Doğru şehirleşmeden bahsetti:

"Kısaca doğru şehirleşmeyi ivedilikle hayata geçirmemiz lazım! Şehirleri aşırı büyütmemek, zeminlerle ilgili kararlarımızı tekrar gözden geçirmek, çok katlı bina yerine daha az katlı konutlar yapmalıyız. Bursa'nın mekânsal planlamaya ihtiyacı var. Kent içinde kalmış dağınık ve küçük ölçekli sanayi yapıları ve atölyeler planlanan veya planlanacak organize ticaret ve sanayi bölgelerine taşınmalıdır. KOBİ OSB, yeni sanayi alanları ve organize ticaret bölgelerimizi yeni bir vizyonla tekrar ele almamız gerekiyor."

Son olarak sözü kredi, destek, fon ve bankalara getirdi.

Ve bugünlerde sıkça duyduğumuz şantiye şefine vurgu yaptı:

"Muhakkak şantiye şefi düzenlemesi hayata geçilmeli, müteahhitlikle ilgili kriterler gözden geçirilmeli, mimarlık ve mühendislik yasası acilen çıkartılmalı, yetkin mimarlık mühendislik uygulaması gündeme taşınmalı, gerekli kanun ve yönetmeliklerde düzenleme yapılmalı, 99 öncesi yapılar için envanter çalışması yapılmalı ve riskli olanları tespit edip güçlendirmeli veya gerekirse yıkıp tekrar yapılmalıdır. Bunun için destekler ve uygun kredi imkânları arttırılmalı. Gerekirse özel fonlar ayrılmalı ve özel bir banka oluşturulmalıdır. Sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile değil, afet ve kentsel dönüşüme özel bir bakanlık kurulmalıdır."


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları