Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

"Bursa olumsuz yönde etkilenebilir"

2022.05.06 10:54 - Son Güncellenme: 2022.05.06 10:54
A

Nisan ayı, Bursa ihracatçıları birlikleri için seçim ayı olarak geçti. Bu heyecanı daha sakin yaşayan birliklerden biri de Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) oldu.

UTİB ve aynı zamanda da Polyteks Yönetim Kurulu Başkanı olan Pınar Taşdelen Engin, tek liste ile girdiği seçimde yeniden Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı seçildi.

Seçimlerden sonra Pınar Taşdelen Engin'i ziyaret ettim.

Sektörün mevcut durumunu ve yeni projelerini konuştuğumuz sohbetimizde Başkan Pınar Taşdelen Engin, "Tekstilin başkenti sayılabilecek Bursa ilimizde Rusya -Ukrayna savaşı uzarsa olumsuz yönde etkilenebilir. Zira Bursa'daki tekstil şirketleri sadece ihracatçı kimliği ile değil aynı zamanda İstanbul, İzmir gibi tekstil ve hazır giyim ihracatçısı olan illerimize ara malı ve nihai ürün üreten en önemli üretim aktörleri konumunda. Diğer yandan bazı tekstil firmalarımızın da Rusya ve Ukrayna'da üretim yatırımları bulunuyor. Onlar da orta vadede süreçten olumsuz etkilenebilirler" dedi.

Başkan Pınar Taşdelen Engin, yeni dönemde sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm, yeşil ekonomi konularının gündemlerinde ön sıralarda bulunduğunu söyledi.

Pınar Taşdelen Engin'in ajandasına baktığımızda;

-Sürdürülebilir üretim ve ihracat için çalışmalar hız kesmeden devam edecek.

- Pandemiyle birlikte dijital dönüşüm ortamına taşınan çalışmalar, yeni dönemde de öncelikler arasında yer alacak. (İhracata yönelik fuar katılımları, eğitim seminerleri, Ur-Ge Projeleri, ticaret ve alım heyetleri çalışmaları...)

- Temel hedeflerden birisi de 'Dış ticaret fazlası veren Türkiye' olarak belirlenmiş. Tasarım, inovasyon, girişimcilik, Ar-Ge ve markalaşma en kritik öncelik olarak devam edecek.

"YAPILAN YATIRIMLARIN BİR SONUCUDUR"

UTİB'in ihracatında bazı ürünlerde kilogram değeri 20 doları aştığını söyleyen Pınar Taşdelen Engin, "Birliğimizin gerçekleştirdiği ihracatta elde edilen kilogram başına birim fiyatlar da sektörümüzün yüksek katma değerli üretim ve pazarlama gücünün göstergesidir. Aynı zamanda Ar-Ge, inovasyon, marka ve moda konusundaki yapılan yatırımların bir sonucudur. Bu dönemde Birliğimizin suni sentetik dokuma kumaşlar ihracatında kg birim değeri 11,5 dolar, pamukludokumakumaşlarda 12,7 dolar ve diğer dokuma kumaşlarda ise 22,5 dolar seviyesine yükseldi. Bundan sonra da Bursa başta olmak üzere ülke genelinde dış ticaret fazlası veren, kişi başı geliri yükselmiş, birçok alanda öncü olmayı başarmış ve küresel markalara sahip bir Türkiye idealiyle hedeflerimize doğru ilerlemeye devam edeceğiz" dedi.

"KRİZLER PLANLARIMIZI DEĞİŞTİRMEMİZE YOL AÇIYOR"

Pandemi şartlarına rağmen 2021 sonunda 30,4 milyar dolar ihracat ve 18 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası gerçekleştirdiklerini ifade eden Pınar Taşdelen Engin, "Geçen yıl UTİB, bir önceki yıla kıyasla yüzde 33 artış ile 1 milyar 355 milyon dolar ihracat rakamına ulaştı. Bu yılın ilk çeyreğinde de yüzde 21 artış ile 364 milyon dolar ihracat yaptık ki bu trend yıl sonunda 1,5 milyar dolarlık rekor değeri işaret ediyor. Bu güzel gelişme de geleceğe yönelik motivasyonumuzu artırıyor. Diğer yandan yakın bölgelerimizde patlak veren krizler, doğal olarak planlarımızı değiştirmemize yol açıyor" dedi.

"TEKSTİL FİRMALARI ÇOK ÇEVİK KARAR ALABİLEN YAPIDADIR"

Rusya-Ukrayna krizi tekstil sektörünü nasıl etkileyecek?

Türkiye, Rusya ve Ukrayna ile güçlü ilişkileri olan bir ülke. Ülkemizin bu süreçte barış odaklı adımlar atması çok değerli. Rusya-Ukrayna eksenindeki gelişmeler doğal olarak bölgeden Türkiye'ye tekstil, hazır giyim ve deriürünlerisiparişlerinde bazı iptal ve ertelemelere yol açtı. Coğrafi olarak çok kolay bir bölgede değiliz. Fakat hep vurguladığım bir şey var. Tekstil firmaları, çok çevik karar alabilen yapıdadır.Pandemi döneminde de gördük. Çok yakınımızda ciddi bir dram yaşanıyor. Uçak krizinde de yaşadığımız gibi bizim sektörümüz, bizim üyelerimiz böyle dönemlerde mutlaka bir çaresini bulup yüzlerini farklı pazarlara çevirip ürün gamlarını çeşitlendirerek her türlü zorluğu atlatmaya odaklanıyor.

"İHRACATÇININ İSTEDİĞİ EN ÖNEMLİ ŞEY İSTİKRARDIR"

Pınar Taşdelen Engin, şöyle devam etti: "İhracatçının istediği en önemli şey, istikrardır. Bu kur için de, enerji maliyetleri için de, jeopolitiketkenler için de geçerli bir durum. Firmalarımız bu tür durumlarda çok çabuk reaksiyon veriyor ve ileriye güvenle bakabiliyor. Ülke genelinde de, Bursa özelinde de tekstil ve hazır giyim sektörlerimiz, çeşitlendirdikleri ürün gamlarıyla farklı pazarlara odaklanarak bu süreçten kârlı çıkmasını bilecektir. Türkiye ihracatının büyük bir kısmını karşılayan tekstil ve hazır giyim sektörü, Rusya-Ukrayna eksenindeki gelişmeler nedeniyle oluşan dezavantajlı tabloyu avantajlı hale getirebilecek güçtedir. Diğer sektörler de aynı şekilde farklı pazar analizleri doğrultusunda çıkış yolu bulacaktır. Birlik olarak Almanya, ABD, İspanya, Birleşik Krallık, İtalya, Fas, MısırRomanya, Hollanda ve Polonya başta olmak üzere tüm kıtalarda, 160'dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren yapımızla biz geleceğe umutla bakıyoruz."

"TIPKI UÇAK KRİZİNDE OLDUĞU GİBİ..."

Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı nedeniyle ne kadar kayıp yaşandı? Ticaret ve üretim durma noktasına geldi mi? Ne kadar bir ticaret hacmi vardı, zarar ne kadara ulaştı?

Bu süreçte sipariş iptalleri, ertelemeler ve ödemeler noktasında Rusya-Ukrayna özelinde sıkıntılar yaşandı doğal olarak. Ancak tıpkı uçak krizinde olduğu gibi, tıpkı pandemide olduğu gibi sektörümüz, dış ticaret hacmini artırarak bu süreçleri başarıyla atlattı. Hâlihazırdaki Rusya-Ukrayna eksenli gelişmeler karşısında da dış ticaretteki ivmemizi koruyarak yolumuza devam ediyoruz. Türkiye özellikle 2011-2013 yılları arasında Rusya'ya yılda 1 milyar doların üzerinde tekstil ihracatı gerçekleştirme başarısı elde etmişti. 2015 yılındaki krizden sonra ihracatımız önemli düzeyde düşüş kaydetmiş olsa da özellikle geçtiğimiz 3 yılda önemli düzeyde artış oranları ile bu değeri 300 milyon dolar düzeyine yükselttik. Türkiye'nin Rusya'daki başarılı pozisyonunu tekrar kazanma potansiyeli çok yüksek. Tekstil sektöründe hedef pazarlarımızın arasında yer alıyor. 2021 yılında 115 milyon dolar ihracat yaptığımız Ukrayna da Türkiye tekstil ihracatında önemli partnerlerimiz arasında yer alıyor. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak 2021 yılında Rusya'ya 20 milyon dolar düzeyinde ihracatımız oldu. Bu olaylarla doğrudan bağlantılı bir diğer ülke olan Belarus'a yıllık ihracatımızı ise 40 milyon doların üzerine yükselttik.

"BURSA, SAVAŞ UZARSA OLUMSUZ YÖNDE ETKİLENEBİLİR"

Pınar Taşdelen Engin, şöyle devam etti: "Tekstilin başkenti sayılabilecek Bursa ilimiz de bu savaş uzarsa olumsuz yönde etkilenebilir. Zira Bursa'daki tekstil şirketleri sadece ihracatçı kimliği ile değil aynı zamanda İstanbul, İzmir gibi tekstil ve hazır giyim ihracatçısı olan illerimize aramalı ve nihaiürünüreten en önemli üretim aktörleri konumunda. Diğer yandan bazı tekstil firmalarımızın da Rusya ve Ukrayna'da üretim yatırımları bulunuyor. Onlar da orta vadede süreçten olumsuz etkilenebilirler. Geride bıraktığımız dönem, sadece pandemi ve jeopolitik risklerin gölgesinde geçmedi. Ticarette teknik engeller olarak adlandırılan ve uluslararası ticaretin serbest akışını olumsuz etkileyen birçok engel de karşımıza çıktı. Bunların ortadan kaldırılması ve yenilerinin karşımıza çıkarılmaması için, UTİB olarak kamu otoriteleri ile sürekli dirsek teması halinde olduk. Bazı ülkelerin ihracatımızı olumsuz etkileyecek düzenlemeleri karşısında Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi ile senkronize şekilde çalıştık ve kritik noktalarda çözüm geliştirilmesinde etkili olduk ve olmaya da devam edeceğiz."

"ABD PAZARINI ÖNEMSİYORUZ"

Pazar hangi ülkelere kayacak ve bundan sonraki süreçte hangi pazarlar ön planda olacak?

Biz Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak aslında pazar çeşitlendirmesini başarıyla gerçekleştirmiş bir Birliğiz. Avrupa Birliği, pazar bölgelerimiz arasında doğal olarak ilk sırada yer alıyor ancak toplam ihracatımızdan sadece yüzde 47 pay alıyor. Afrika yüzde 12, diğer Avrupa ülkeleri yüzde 10 ve Kuzey Amerika bölgesi de yaklaşık yüzde 10 pay alıyor. Dolayısıyla bu pazar çeşitlendirmesi, bölgesel krizlere karşı bir çeşit sigorta işlevi de sağlamış oluyor. Yeni pazarlara ulaşmak, her zaman öncelikli hedeflerimiz arasında. İhracatımızın yarısından fazlasını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. Bunun yanı sıra ABD de son yıllarda hızlı artış sağladığımız hedef pazarların başında geliyor. ABD'yi hem dünyanın en fazla tekstil ithalatı yapan ülkesi olması, hem de dünyaya açılan bir kapı olması nedeniyle çok önemsiyoruz. Önümüzdeki süreçte yine AB ve ABD pazarının ön planda olacağını düşünüyoruz. Ortadoğu ve diğer Avrupa ülkelerini de bu süreçte ön planda yer alacak pazarlar olarak değerlendiriyoruz.

"TERMİN NOKTASINDA PROBLEMLER KARŞIMIZA ÇIKABİLİYOR"

Tekstil sektöründe, hammaddede gerek fiyat gerek arz ile ilgili sıkıntıların devam ettiğini söyleniyor. İplik krizi devam ediyor mu?

Pamuk ve pamuk ipliği başta olmak üzere hammadde fiyatlarındaki olağanüstü artış, haliyle sektörleri zorluyor. Global pazarlarda emtiafiyatları son bir yılda dolar üzerinden ortalama yüzde 20 yükseldi. Ülkemizde bu oran, yüzde 40'ları buluyor. Fiyat artışının yanı sıra tedarik noktasında da sıkıntılar yaşanıyor. Hammadde odaklı sorunlar nedeniyle termin noktasında problemler karşımıza çıkabiliyor.

" KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERDE PAZARDAN DAHA FAZLA PAY ALMAK"

Çin ve diğer Asya ülkelerinden bu yıl Türkiye'ye önemli bir sipariş kayması oldu. Tekstilciler, ham maddeye erişimdeki sorunlar nedeniyle bu avantajı istedikleri gibi kullanamadı mı?

Uzakdoğu'dan Türkiye'ye yönelen tekstil talebinin devam etmesini ilerleyen dönem için de öngörüyoruz. Bu noktada Türk tekstili, hammadde ile ilgili hacim sorunu yaşamadı ancak hammaddeye erişim aşamasında bazı sıkıntılarla mücadele ettik. Firmaların kolektif çalışmalarıyla, Uzakdoğu odaklı oluşacak talebe karşılık verebilecek durumdayız. Kapasiteleri sadece özel, nitelikli, katma değerli ve butik ürünlerle doldurmak mümkün değil. Tekstil sektörü olarak amacımız, katma değerli ürünlerde pazardan daha fazla pay almak. Gelinen noktada tekstil ürünleri ihracatımızın yüzde 20'sini teknik tekstiller oluşturuyor. Ama bunun yanında standart ürünleri de imal etmeye devam edeceğiz.

"KRİZ MASALARINDA ÇÖZÜM YOLLARI İÇİN ÇALIŞMALAR BAŞLATILDI"

Tekstil sektörünün önemli bir ayağını oluşturan Laleli ve Osmanbey bölgelerinde yüksek kapasite kullanımları yeni yatırım ihtiyacını artırdı mı?

Laleli ve Osmanbey bölgelerinde müşteriler ağırlıklı olarak Rusya ve Ukrayna'dan. Hatta Rusya, daha ağır basıyor bu tabloda. Böyle bir süreçte sipariş iptalleri ve ertelemelerin olması ve ödemelerde sıkıntılar yaşanması gibi durumlar ortaya çıktı. Ancak Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi bünyesinde oluşturulan kriz masalarında çözüm yolları için çalışmalar başlatıldı. Buralardaki çalışmalar, önemli. Bu iki bölgede yüksek kapasite kullanımlarının yeniyatırım ihtiyacı doğurup doğurmadığı konusu için uygun bir zaman diliminde olduğumuzu düşünmüyorum.

"EKOLOJİK DÖNÜŞÜME ODAKLANMIŞ DURUMDA"

Türk tekstil sektörü 'yeşil mutabakat' ile ilgili ne tür çalışmalar yapıyor?

Bursa'nın geleneksel sektörü tekstil, ekolojik dönüşüme odaklanmış durumda. Pek çok firma, yatırım gündeminin ilk sıralarına sürdürülebilir üretim, yenilenebilir enerji ve çevreci ürünleri koydu. Katma değeri yüksek üretim yapabildiğimiz tekstil sektöründe, dönüşümü ne kadar çabuk ve sağlıklı gerçekleştirirsek başarımız ve kazanımlarımız o kadar fazla olacak. UTİB olarak karbon emisyonlarını azaltmak için Kurumsal Karbon Ayakizi Danışmanlık sürecini başlattık. Ur-Ge projesinin amaçları ve sıfır karbon hedefine daha çabuk ulaşmamız için firmalarımıza izlemeleri gereken yolu iyi anlatmamız gerekiyor. Bunun için verdiğimiz danışmanlığın meyvelerini, elde edilen başarılarla toplayacağız. İnanıyorum ki proje kapsamında bilinçlenen firmalarımız, dönüşümde öncü olarak tekstil sektörünün geleceğine yön verecek. Ziyaretlerle de firmalarımızla kurduğumuz bağlantıları güçlendirerek faaliyet sürecimize olumlu katkılar sağladık.

"İSTİKRARSIZLIKTIR"

İhracatı ve ihracatçıyı bekleyen risk var mı?

İhracatı ve ihracatçıyı bekleyen en önemli risk, istikrarsızlıktır. Döviz kurları ve temel ekonomik göstergeler kadar yanı başımızdaki coğrafyalarda yaşanan istikrarsızlıklar, ihracat dünyası için mevcut düzenin değiştirilmesi ve yeni pazar arayışlarına odaklanmayı gerektiriyor. Yeşil dönüşüme uyum yolculuğunda yapılacak hatalar ve eksikler de risk unsuru taşıyabilir. Bu dönüşümde doğru adımları atacak olan firmalar, sorunsuz şekilde ihracat çalışmalarını yürütecektir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları