Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

Bursa'nın 'Tehlikeli Kimyasallar Risk Haritası' bilmecesi!

2024.07.13 19:31 - Son Güncellenme: 2024.07.13 19:31
A

Doğal afetler açısından adeta bir sınavdan geçiyoruz.

Maalesef depremler, orman yangınları, endüstriyel yangınlar, seller, toprak kaymaları gibi felaketlere karşı bugüne kadar gösterilen yaklaşım ise, genellikle afet sonrası çalışmalar üzerinde yoğunlaşmakta.

Afetlerin çevresel etkilerini göz ardı etmek, doğayı ve insanı gelecekteki risklere daha açık hale getiriyor.

Kuraklığın etkilerini konuşurken, yoğun yağış ve sel felaketleriyle karşılaşıyoruz.

Derken deprem, orman ve sanayi yangınları gündemimize giriyor.

Baktığımızda hepsinin içerisinde insan faktörü yer alıyor.

Burada suçlu kim? Doğa mı? Sanayi fabrikaları mı? Binalar mı? Yoksa değişmeyen insanoğlu mu?

İklim ve afet hassasiyetinin arttığı bir dünyada insan hassasiyeti de aynı oranda artmayınca fatura da ister istemez kabarık çıkıyor.

O yüzden afetlerle mücadele etmek için önce zihinlerde bir değişiklik gerekmez mi?

Bursa...

Türkiye'de en fazla sanayi bölgelerinin yer aldığı illerden biri.

Sürekli 'güvenli kent' olmaktan bahsediyoruz.

Peki, olası bir depremde Bursa'yı neler bekliyor?

Olası bir depremden kurtulduk, peki sanayi bölgelerinde çıkacak zehirli gazlardan Bursalılar etkilenmeyecek mi?

Bursa'da kimyasalların ve kimyasal atıkların denetimi yeterli mi?

Halk için tehlike var mı?

Tehlikeli kimyasalların bulunduğu iş yerlerine yönelik bir risk haritası hazır mı?

Yada tehlikeli bir kimyasalın üretiminden son ürününe kadar oluşum aşamalarında meydana gelecek her türlü emisyon, imisyon ve ortaya çıkacak atık miktarlarının tespitinin yanı sıra olası kazalarda can ve mal güvenliğini önlemeye önemli katkı sağlayacak olması nedeniyle Bursa'da 'Tehlikeli Kimyasal Maddeler Envanteri' çıkarıldı mı?

Bursa içindeki kimyasalların envanteri var mı?

Yani bu bilmece ne zaman çözülecek?

Ne bekliyoruz?

Afetler sınır tanımıyor...

Etkisi ve tepkisi farklı...

İşte bu bir sınav...

Dersini çalışan ve hatta kent sorumluluğunu layıkıyla yerine getirenin geçebileceği bir sınav.

Yoksa kopya çekerek ya da şans eseri geçilebilecek bir sınav değil maalesef...

Sözü yakından takip ettiğim, Bursa'da yapılan çalışmalara getirmek istiyorum.

Yazımın başında paylaştığım sorulara cevap bulmak açısından.

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi'nin önemli saha çalışmalarından bahsetmek istiyorum.

Tehlikeli Kimyasallar Risk Haritası'ndan...

Kimya Mühendisleri Odası (KMO) Bursa Şubesi yönetimi, Bursa'ya dertlenip eyleme geçti.

İkinci afet olarak tanımlanan deprem sonrası Bursa'nın en az zarar görmesi için 'Kimyasal Risk Haritaları'nın ivedilikle çıkarılması için Bakanlık ve Valilik yetkilileri ile görüşmeler yapıyorlar.

Konuyu TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Vedat Sezer ile görüştüm.

Sorduğum sorulara önemli cevaplar aldım.

Öncelikle AFAD üzerinden Bursa Valiliği'nden onay bekleniyormuş. Bursa Büyükşehir Belediyesi ve İtfaiye Müdürlüğü'nden de katılım ve destek istenmiş. Bu çalışmanın afet(ler) öncesi yapılması, İl Afet Risk Azaltma Planı'nı (İRAP) destekleyici nitelikte olması açısından ilgililer tarafından olumlu görülüyormuş.

"Aşamalar söyle olmalı; havza-sanayi bölgeleri bazında kuruluşlarının dökümü, hammadde ve ürün envanteri ( tehlikeli kimyasal olarak ) ile risk tespiti. Bunların risk büyüklükleri ve öncelik verilmesi gereken bölge (ler), afet öncesi, afet sırasında ve sonrasında yapılması gerekenler gibi... Tabii ki; BTSO, Sanayi Bölge Müdürlükleri, OSB sınırlarındaki üretici sanayi kuruluşları, depolama/ lojistik işleri yapan firmalar ve sanayiciler gibi paydaşlarda destek vermeli. Sanayicilerin ikna edilmesinin de süre alabileceğini düşünüyorum."

"AFAD öneriye olumlu bakıyor, Bursa Valiliği'ne onlar sunacak. Sonrasında bir ya da bir kaç çalışma grubu ile özellikle KMO'dan ve belki başka bazı ilgili odalardan destekle saha inceleme timleri oluşturma zorunluluğu var gibi görünüyor. Sanayi kesimiyle, afet(ler) veya endüstriyel kaza(lar) öncesinde böyle bir çalışmanın yapılması, üretim tesislerinin afet sırasında ve sonrasında yaşanabilecek kayıp, hasar ve zarar riskini en aza indireceğinden mutabık olmamız gerek."

Hassas bir konu...

Özellikle sanayi kesiminin desteği çok önemli!

Deprem, yangın ve sel gibi afetleri düşünürsek, riskli bölgelerde yerleşim, kamu yapıları ve sanayi tesisleri olduğunu hatırlamakta fayda var.

Velhasıl...

Kimyasalların yönetimine dair gerekli önlemlerin alınması ve gerekli denetimlerin yapılması, sanayi kenti Bursa için ertelenemeyecek bir duruma gelmedi mi?

Marmara bölgesini bekleyen deprem, aynı zamanda tehlikeli kimyasallar nedeniyle vereceği zararı arttırmayacak mı?

Bölgesel bir eylem planı hazırlanması hala önem taşımıyor mu?

Unutmayalım ki;

Tesislerde yaşanan yangın ya da patlamalar yalnızca tesis için bir risk unsuru değil, çevresindeki yapılar için de benzer riskler söz konusu.

Başta Bursa olmak üzere birçok büyükşehirde yangın ve patlamaların önemli bir kısmının artık yaşam alanlarının yanı başında hatta içinde kalan tesislerde gerçekleştiğini görüyoruz.

Bu durum plansız yerleşim ve sanayileşmenin, denetimsiz kimyasalların insanlar için çok önemli bir risk olduğunu ortaya koymakta.

Olası Marmara depremine ilişkin bölgedeki tehlike yaratabilecek olan sanayi tesislerinin sıklığı da düşünüldüğünde, deprem sonrası endüstriyel yangın ve patlamalar dâhil tüm kimyasal tehlikelerin önlenmesi için çalışmalar yapılmalı ezberinden çıkıp, artık geç kalmayalım!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları