Malum kredi kartları ve krediler tüketim alışkanlıklarında çok büyük bir yer kaplamaya başladı.

Kredi kartları maliyetlerin düşük olduğu dönemde kullanma açısından avantajlı bir finansal araç olsa da, şimdiler de gelirlerinden daha fazla harcayan birçok kişi borçlarını ödemede zorlanmaya başladı.

İnsanlar; faizlerin artması, taksitlendirme imkânlarına sınırlama getirilmesi ve gelir-gider dengesinin bozulmasıyla birlikte problemlerden yakınılır oldu.

Enflasyonun yüksek seyretmesi vatandaşları borçlanmaya teşvik ederken, kişisel harcamaların artmasına neden oldu.

Borçlu tüketim çılgınlığı oluştu!

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, 2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'ın (OVP) açıklanması üzerine bir araya geldi.

Toplantıda, OVP çerçevesinde bankacılık sisteminde TL'nin ağırlığının artırılmasına yönelik uygulamalardaki kararlılıkları vurgulandı.

Bugün Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıklamalarını dinledim.

Kredi büyümesini düşürecekleri yönündeki açıklamaları dikkat çekiciydi.

 "Kredi kartları, bireysel kredi, taşıt kredisi ve ikinci konut kredisinde sadece faizleri artırarak değil, bankalar üzerinden kredi verme iştahını keserek de kredi büyümesini düşüreceğiz. Bu kadar yüksek seyreden bir kredi hacmiyle enflasyonu ve cari açığı kontrol altına alamazsınız" dedi.

 "En son baktığımda yıllık kredi kartı üzerinden kredi hacmi yüzde 140 civarında artmış. Enflasyonun iki katından fazla... Bu kadar yüksek seyreden kredi hacmiyle siz enflasyonu kontrol altına alamazsınız. Yüzde 140 büyüyen krediyle enflasyonla mücadele olmaz. Biz para politikası dediğimiz zaman faiz boyutu var. 1. konutu kredilendirmede bir değişikliğe gitmeyeceğiz, ikinci, üçüncü, tatil yerlerindeki yazlıklara ilişkin vatandaşın imkânı varsa alır ama krediyle desteklemeyeceğiz. Hem fiyatlama hem de miktar olarak sınırlayacağız. Bankalarda bu tür kredilerin risk ağırlığını artırdık, artırmaya devam edeceğiz ve gerekirse miktarsal sınırlandırmaya gideceğiz" dedi.

Bana kalırsa, Bakan Mehmet Şimşek'in bütün hedeflerin arkasında kararlılıkla duracağının göstergesi.

Artık sıkılaşma politikasındayız ve bundan sonra da geri adım atılmayacak.

Ardından tanıdığım bankacılık sektör kaynakları ile kredi gelişmeleri üzerine biraz sohbet ettik.

Zaten uzun zamandır ticari tarafta büyük ticari firmalar kredi kullanamıyordu. Yılbaşından beri bir fren çekilmişti.

Bankalar tıkanan muslukları açmaya başladı. Çünkü TCMB'nin politika faiz oranını 750 baz puan artırarak yüzde 25'e çıkarma kararı piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde oldu.

Peki, bankaları zorlayan durum neydi?

TCMB'nin politika faizinden yüksek faiz satamazsın demesi, dolayısıyla bankalar için zararına iş yapmak gibiydi.

Bankaların mevduat faizlerinin yüzde 45'e kadar ulaştığından söz ediyorlar.

Ayrıca bankalar kredi vermeye başlamış, yani artık bankalar kredi vermemek için bin dereden su getirmiyormuş.

Aslında finansmana erişimin zor olduğu süreçte her banka kendi müşterisini kurtarma yoluna gitmiş.

Örneğin banka müşterisi kendi bankasındaki çekini ödesin diye kredi kullandırılmış.

Şimdi bundan sonra ne olacak?

Şunu algılamakta fayda var, artık bankalardan büyük yatırım ve proje kredileri falan yok.

Yeni ekonomi yönetimi ağırlıklı olarak kredileri ihracatçılara yönelik vermek isteyecek.

Yani bundan sonraki tüm paketler ihracatçılara yönelik olacak.

Çünkü hedef enflasyonu frenlemek...

Bireysel anlamda işsizlikler başladı.

Kredi kartları ilgili sınırlama getirmek isteniyor. Örneğin; 150 bin TL kredi kartı limitin varsa banka şak diye indiremiyor. Bankaların otomatik limit artışına da sınırlama getireceği konuşuluyor.

Kredi düzenlemesi 'bireyleri fazla kredilendirmeyeceksin' diyor, fakat diğer tarafta da rafta bir ürün var.

Şu anda geldiğimiz yerde artık kredi maliyetli bir ürün!

Kredi kartı faizi gecikmesi maliyetli!

Bu maliyetler içerisinde olan yine vatandaşa olacak!

Yazımın başına dönersek...

Çünkü zamanında borçlandırılmışız!

Ne olacak?

Döngüyü döndürmek için oradan çekip oraya koyacak.

Tüketim, tüketim, tüketim...

Hatırlarsanız zaten nakit avanslara bir sınırlama getirilmişti.

Şimdi ikinci hatta üçüncü evini almak isteyen, yazlık ve araba almak isteyen buyursun alsın bakalım.

Aklıma geldi...

Zamanında işini bilen patronlar vardı.

KGF teminatlı bol kepçeyle dağıtılan desteklerin büyük bölümü çarçur edildiğini ve hatta ucuz maliyetli banka kredilerinin yata, kata, arabaya, dövize gittiğini hep duyduk.

Artık paradan para kazanma ya da maldan para kazanma yoluna gitme dönemi bitti.

Bunlara izin verilmeyecek.

Bence doğru bir adım.

Artık ucuz kaynak olmayacak!

Enflasyonu düşürmek amacıyla artık kolay kaynak hayal, unutun!

Emeklisinden işçisine ve işsizine inşallah ayakta kalabilir.

Düşünsenize okullar açılıyor, kış geliyor derken; yakacak sıkıntısı kıyafet sıkıntısı var.

Bu insanlar hadi kredi kullanayım derse, faiz oranları ve vade sınırlamaları derken alsana tefeci faizi...

Yani hane gelirinden dolayı bireyleri çok etkileyecek diye düşünüyorum.

İhracatçı değilsen, iç piyasaya çalışıyorsan o taraflarda da sıkıntılar var.

Bence yeni düzenleme ihracatçıyı rahatlatacak, fakat bundan sonra bankaların karlılıkları ciddi düşecek gibi...