Elif Didem Danacıoğlu

Elif Didem Danacıoğlu

5 bin öğretmen işsiz kalabilir

2022.09.11 16:53 - Son Güncellenme: 2022.09.11 17:06
A

Servis ücretlerinden günlük yemek bedeline kadar özel okulları masaya yatırdığımız günlerden geçiyoruz.

Özel okulları fırsatçı olarak çokça bahsedildiğine tanık olmaya başladım.

Hatta bazı özel okulların günlük yemek bedelini 2 katına varan fark istemeye başladığına da...

Konuya biraz daha detaylı bakmak istedim.

Bursa Birey Okulları Kurucusu ve Eğitimci Özgür Demir ile görüştüm.

Sohbet ederken ilginç paylaşımlar yaptı.

Özgür Demir, "Türkiye genelinde ortalama 5 bin öğretmen işsiz kalacak" dedi.

Nasıl olur?

Şaşırdım!

"Bazı özel okulların enerji ve gıdada artan maliyetleri bahane edip erkenden tahsil ettikleri yemek ücretine 2 katına varan fark istemeye başladığını duydum" dedim.

Özgür Demir,  şu bilgiyi verdi:

"Aslında bu durumu Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizden dolayı yaşıyoruz. Bugüne kadar hiçbir okul yöneticisi ya da okul sahibi böyle bir şey yapmamıştı. Bugün niye yaptı? Biraz da böyle bakmak lazım... Tabi yapanlar var, fakat çoğunluğu yapmıyor. Bursa için eğitim sektöründe bu yapan okul sayısı yüzde 30 civarında ve yüzde 70 ise bunu yapmıyor. Fedakârlığa devam ediyor. Birey Eğitim Kurumlarında ise bu süreç yaşanmadı."

Ve ekledi:

"Pandemide en uzun kapalı kalan ve sonrasında da ekonomik olarak en çok zarar eden kurumlarız. Kendilerine göre haklı payları var. Sektörün yüzde 70'in de ek zam yapma durumu yok. Maliyetler ciddi oranda arttı. Maliyetler tahminlerimizin çok dışına çıktığı için işletmeler bu zamları yapmak mecburiyetinde kalıyor."

Maliyet artışlarından dolayı yemek sanayinin ve okul yemekhanelerinin sıkıntı çektiğini belirtti:

"Birçok okul yemeklerini yemek sanayinden alıyor. Yemek ücretlerinin artmasının sebebi yemek sanayinin maliyetleri arttı. Aynı zamanda kendi yemeğini yapan okullarında maliyetleri arttı. Biliyorsunuz ki, her şey düzenli olarak haftalık ya da aylık zamlanıyor."

"Unutulan bir şey var" diyerek dikkat çekti:

"Eğitim kurumu ve velilerle yapmış olduğumuz sözleşmede bizi bağlayan eğitim ücretidir. Bizim sözleşmelerimizde eğitim ücreti yıllıktır. Eğitim ücretine yılda bir kez zam yapılabilir. Bu zam oranını da Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) belirliyor. Bakanlıkta yıllık TÜFE  - ÜFE ortalamasına göre belirler. Bu sebepten dolayı eğitim ücretine zam yapamayız. Ama bununla beraber diğer gıda, kırtasiye, kitap, yemek, güvenlik ve servis gibi konulara yapılan zamlar eğitim kurumları ile ilgili değildir. Ülkenin bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve yüksek enflasyon bu zamları kaçınılmaz kılıyor."

Başka bir konuya işaret etti:

"Bakın kimse zararına çalışmak istemez. Şu anda birçok okul kapanıyor. Hatta insanlar zararına çalışmak istemediği için birçok okul da kapandı."

Örnek verdi:

"Servis ücretleri açıklandı. Gerçekle alakası yok. 0 - 3 km arası en yakın mesafe dediğimiz en ucuz servis ücreti yıllık 13 - 14 bin TL, aylık 1,500 TL ödemesi var. 10 km mesafe servis ücreti 20 bin TL.  Okul servis ücretlerine gelecek zam oranını Servisçiler Odası belirliyor, okullarla ilgisi yok. Çünkü mazot, benzin pahalı ve günden güne zamlanıyor."

Öneri sundu:

"O zaman devlet tüm özel okulları kamulaştırsın. Ya da biz bu işletmeleri bizleri eleştirenlere bırakalım onlar yönetsinler. Maaş ve kira bedellerini buyurun siz ödeyin."

Şu noktanın altını çizdi:

"Bugün Bursa'da Milli Eğitim Müdürlüğüne kapanış dilekçesi vermek için 20'nin üzerinde eğitim kurumu ( okul ve kurs ) hazırlık yapıyor. Türkiye genelinde ortalama 5 bin öğretmen işsiz kalacak demektir. Bursa'da kurs merkezi, okul, anaokulu ve diğer eğitim kurumları ile birlikte 500 civarı eğitim kurumu var. BTSO kayıtlı 1600 civarında eğitim şirketi var. Türkiye genelinde maliyet artışlarından dolayı ve pandemi sonrası kapanan kurum sayısı yüzde 15, kapanmak üzere olan kurum sayı yüzde 50 civarında. Ne yazık ki, maliyetler kurtarmıyor. Bir devletin eğitim ve sağlığın özeli olmaması lazım. O zaman devletimiz bizi kamulaştırsın; öğrenci, veli, öğretmen ve bina hazır. Böyle bir durumda vermiyorum diyecek kurum sayısı yüzde 10 yoktur. "

"Zamları kestiremiyoruz" dedi ve şu paylaşımı yaptı:

" 2 yıl önce bu problemleri yaşamıyorduk. Çünkü enflasyondan dolayı alım gücü düştü. Sadece alım gücü işçiye mi düştü? Yemek üreticileri mercimeği önceden 10TL'ye alırken, şimdi 40 TL'ye alıyorum diyorlar. Zam yapmaya mecbur kalınıyor. Ülkedeki enflasyondan dolayı tüm sektörler gibi bizlerde önümüzü göremiyoruz."

Sonrasında şu yorumu yaptı:

"Eğitimciler olarak hepimiz kredi patağındayız. Kurumlarımızı yaşatabilmek için arabamızı, evimizi, bağımızı ve bahçemizi sattık. Bu durum sektörün yüzde 90'nında yaşanan bir problemdir. Biz hala okullarımızı açık tutmaya gayret ediyoruz. Kredi çekerek maaş ödüyoruz. Eğer talep eden varsa, şuanda Türkiye'de sektörün yüzde 50'si satmaya hazır. Bursa'da da yüzde 70 oranında. Örneğin yakın zaman da bir özel okul daha kapandı. Kapanmak üzere olan bir sürü okul daha var. Bu okullar para kazanamadığı için kapanıyor. "

"Bu durum nereye gidiyor?" dedim ve duruma isyan etti:

"Böyle giderse eğer, Bursa'da 500 değil, 100 özel eğitim kurumu kalacak. Bugün 30 bin TL 'ye özel okul bulunurken, en ucuz özel okul 100 - 150 bin TL olacak. Dolayısıyla özel okula giden öğrenci sayısı düşecek. Orta sınıf tamamen yok olacak. Tamamen ekonomik geliri yüksek elit kesim dediğimiz bir özel okul yapısı oluşacak. O zaman Bursa'da en ucuz okul ücreti 150 bin TL olacak ve bütçe ayrılamadığı için herkes devlet okullarına yönelecek. Devlet okullarında sınıf sayıları daha da artacak. Devlet bu ihtiyacı karşılamakta zorlanacak. Türkiye genelinde ortalama 5 bin öğretmen işsiz kalacak."

Son olarak şu paylaşımın altını çizdi:

"Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon ve toplumda alım gücünün düşmesi sonucunda ülkemizde özel okulların doluluk oranı çok düştü. Birçok okul kontenjanının yüzde 25'ini bile dolduramadı. Ekonomik kriz nedeniyle boş kalan okullar maalesef kapanacak."

Özetle...

Enerji ve gıdada artan maliyetler zorlamaya devam ediyor.

Veliler duruma isyan ederken, eğitim kurumları da veliler kadar tepki gösteriyor.

Enflasyona çözüm geliştirilmezse eğer, tüm sektörler gibi eğitim sektörü de darboğaza girecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları