Kalp ve damar hastalığında genetik yatkınlık!
Genlerimizde taşıdığımız özellikler nesiller boyu taşınarak kuşaktan kuşağa iletilir. Bu genetik miras bazen çok olumlu özellikleri taşır. Bazen de hiç istenmeyen hastalıkları. Yani hem bir şans hem de bir şanssızlık kaynağı olabilir. Genetik olarak şanslıysanız ne mutlu size. Ama genlerinizde sizi ileride bazı hastalıklara örneğin kalp hastalıklarına götürecek özellikler varsa da hiç üzülmeyin ancak farkında olun, önlemlerinizi iyi alın, eğer gerekiyorsa tedavinize de erkenden başlayın.
Pıhtı oluşumuna yatkınlıkların incelenmesinde kan tahlilinde kolayca bakılan Antitrombin, Protein C veya Protein S eksikliği gibi kalıtımsal risk faktörleri 50 yaştan daha genç hastalarda pıhtı oluşumuna zemin hazırlar. Pıhtı ile oluşmuş bir damar tıkanıklığı olan hastada bu saydığımız kolaylaştırıcı faktörler yoksa mutlaka genetik bir yatkınlıktan şüphelenerek araştırma yaptırmakta fayda vardır. Bu genetik araştırmalarda önde gelen sebeplerden biri de faktör V Leiden mutasyonudur. Koruyucu kardiyolojide genetik riskler arasında tuhaf isim ve rakamlardan oluşmuş şifreler gibi sıralanan listede görebileceğiniz diğer risk örnekleri arasında şunları sayabiliriz. Fibrinojen -455 G>A: Fibrinojen düzeyini artırıp erken dönemde oluşabilecek kalp krizi ve inme riskini atırır. MTHFR A1298C: MTHFR C677T ile birlikte bulunursa, kalp damar hastalıkları ile karşılaşma riskini artırır. Protrombin G20210A, PAI-1 4G-5G: 4G, MTHFR C677T de pıhtı oluşumlarını artıran genetik özellikler içerir, GPIIIa L33P (HPA-1): HPA 1b erken dönemde karşımıza çıkabilecek kalp krizi ve inme için risk faktörüdür, ACE I/D: Yaşlılarda ve sigara içenlerde kalp damar hastalığını daha da artıran risk faktörüdür.
Son Güncellenme: 2021.12.13 14:37
Kategori: Diğer
Öne Çıkan Galeriler