Uzmandan toksik ilişki uyarısı: 'Sevgi ile korku aynı odada barınamaz'

Uzmandan toksik ilişki uyarısı: 'Sevgi ile korku aynı odada barınamaz'

Günümüzde arkadaşlık ve romantik ilişkilerde en büyük problemlerden biri olarak manipülatif davranışlar öne çıkıyor. Peki, bir kişi ikili ilişkilerde manipüle edildiğini nasıl anlar? Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloğu Helin Ezgi Deniz, Bursada Bugün'e bilgilendirmelerde bulundu.

2025.09.30 10:01 - Son Güncellenme: 2025.09.30 10:20 - Güncel
A
Uzmandan toksik ilişki uyarısı: 'Sevgi ile korku aynı odada barınamaz'

MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN

Romantik ve arkadaşlık ilişkileri, değişen dünyayla birlikte dönüşüm geçiriyor. Günümüz ilişkilerinde sıkça görülen 'toksiklik' kavramı sadece iki kişi arasında olan bağı değil, kişinin kendine olan saygı ve güvenini de aşındıran bir hale geliyor. Toksiklik kavramı ilişkilerde genellikle manipüle yöntemiyle oluşarak kişilerin ve ilişkilerin yıpranmasına neden oluyor. Peki, bir ilişkide manipüle edildiğinizi nasıl anlarsınız? Konu hakkında Bursada Bugün'e açıklamalarda bulunan Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, '"Ben manipüle ediliyor muyum?" sorusunun cevabı çoğu zaman bedeninizde saklıdır' açıklamalarıyla manipülasyon teknikleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. 

"KİŞİ KENDİNİ TETİKTE, BORÇLU, AKLI KARIŞIK HİSSEDİYORSA..."

Toksiklik kavramı hakkında bilgilendirmelerde bulunan Deniz, "İlişkilerde 'toksik' dediğimiz şey tek bir tartışma ya da kötü bir gün değil; güveni, özsaygıyı ve özerkliği sistematik olarak aşındıran bir ilişki örüntüsüdür. Yani tekrar eden bir döngüden söz ediyoruz: kişi kendini sürekli tetikte, suçlu, borçlu ya da 'aklı karışık' hissediyorsa, orada sağlıksız bir dinamik vardır" dedi. 

MANİPÜLE EDİLDİĞİNİZİ NASIL ANLARSINIZ?

Deniz, "Manipülasyon en basit haliyle, karşımızdakinin algısını ve davranışını onun serbest iradesini baypas ederek yönlendirmeye çalışmaktır. Bunu yapan herkes "kötü niyetli" olmak zorunda değildir; öğrenilmiş ilişki kalıpları da buna yol açabilir. Klinik pratikte en sık gördüğüm yöntemler şunlar: "gaslighting" (yaşadığınızı inkâr ettirip kendinizden şüphe ettirme), aşırı idealize edip hızla yakınlaşma/ilgi yağmuru ("love bombing") ardından geri çekilme, sessizleştirme ve görmezden gelme (ceza olarak "sessiz muamele"), sürekli suçluluk aşılamak ("bunu benim için yapardın, gerçekten sevseydin..."), kuralları aniden değiştirmek ve hedefi kaydırmak ("hep daha fazlasını istemek"), kıskançlığı sevgi gibi paketleyerek kontrol etmek, finansal/dijital kısıtlama (parayı şeffaf tutmamak, şifre istemek, konum takibi), utandırma-küçümseme, üstü kapalı tehditler ve "DARVO" dediğimiz taktik (inkâr et-saldır-mağdurla saldırganın rolünü tersine çevir). Bu yöntemlerin ortak sonucu kişinin kendi iç pusulasını kaybetmesidir.
"Ben manipüle ediliyor muyum?" sorusunun cevabı çoğu zaman bedeninizde saklıdır. Sürekli özür diliyor ama ne için özür dilediğinizi tam bilmiyorsanız, "yumurta kabukları üzerinde yürür" gibi hissediyorsanız, partnerinizin yanında olduğunuz kişiden hoşlanmıyorsanız, kararlarınız için onay alma zorunluluğu oluştuysa, yakın çevrenizden giderek uzaklaştıysanız, partnerinizin sözleriyle eylemleri tutarlı değilse ve sınır koyduğunuzda öfkelenme/cezalandırma oluyorsa bu kırmızı bayraklardır" açıklamalarıyla kişilerde görülen manipülatif davranışları değerlendirdi. 

"SEVGİ İLE KORKU AYNI ODADA UZUN SÜRE BARINAMAZ"

Deniz, "Sağlıklı ilişkide hata olur; ama hata sonrası "onarım girişimi" olur: sorumluluk almak, empati kurmak, telafi etmek. Onarımın kalıcı olarak kaybolduğu yerde toksisite artar. Bir ilişkinin toksikleştiğini anlamanın daha yapısal göstergeleri de var. Araştırmalar, aşağılayıcı dil ve hor görmenin (küçümseme, alay, göz devirmeler), kronik eleştirinin, savunmacılığın ve duvar örmenin (tamamen kapanma) ilişkileri en çok yıpratan dört örüntü olduğunu gösterir. Buna güç dengesizliği ve korku ekleniyorsa ('öfkesi tutarsa başıma iş alırım' hissi) artık ilişkideki temel güvenli zemin zarar görmüştür. Sevgi ile korku aynı odada uzun süre barınamaz" açıklamalarında bulundu. 

"DEĞİŞİMİN KANITI SÖZ DEĞİL DAVRANIŞTIR"

Romantik ilişkilerde yaşanan sorunların çift terapisine giderek toparlanabileceğini belirten Deniz, "Evet, şu koşullarda çift terapisi umut vericidir: Fiziksel/duygusal güvenlik sağlanabiliyor, şiddet ve ağır bağımlılık aktif değil ya da eşzamanlı tedaviye alınmış, iki taraf da sorumluluk almaya ve düzenli çalışmaya gerçekten istekli. Terapide biz, suçu kişilere değil döngüye atarız: tetikleyici-duygu-davranış zincirini görünür kılarız, duygusal erişilebilirlik ve onarım becerilerini (duygu düzenleme, etkili iletişim, çatışma yönetimi) öğretiriz; "sınır-ihtiyaç-değer" üçlüsünü netleştiririz. Değişimin kanıtı sözde değil davranıştadır: tutarlı zaman çizelgeleri, şeffaflık, güven inşa eden küçük ama sürekli eylemler, yeniden tetiklendiğinde daha hızlı yatışabilme ve onarım girişimlerinin artması. Ancak devam eden şiddet, yoğun korku ve güvenlik riskleri varken çift terapisi uygun değildir; bu durumlarda öncelik güvenlik planlamasıdır" dedi.

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2025.09.30 10:01
A