TMMOB ve KESK, Amasra'yı unutmadı

TMMOB ve KESK, Amasra'yı unutmadı

Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği (TMMOB) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Ekim 2022'de Amasra'da yaşanan maden faciası hakkında basın açıklaması düzenledi.

2024.10.14 18:38 - Son Güncellenme: 2024.10.14 22:36 - Bursa Bölge
A
TMMOB ve KESK, Amasra'yı unutmadı

MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN

TMMOB ve KESK, 14 Ekim 2022 tarihinde 43 işçinin hayatını kaybettiği Amasra'da yaşanan maden faciasının 2. yılını anmak için basın açıklaması gerçekleştirdi.

"İŞ CİNAYETLERİNİN TAMAMINA YAKINI ÖNLENEBİLİR SEBEPLERDEN KAYNAKLANMAKTADIR"

Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) Bursa Şube Başkanı Uğur Üçöz basın açıklamasını gerçekleştirdi. Üçöz, "Sermaye düzeni ve temsilcileri bizlere her yıl yaşanan binlerce iş kazasının ve bunlara bağlı olarak gerçekleşen ölüm ve yaralanmaların birer kader olduğuna inandırmak için elinden geleni yapmaktadır. Oysaki hepimizin bildiği gibi iş cinayetlerinin neredeyse tamamına yakını önlenebilir sebeplerden kaynaklanmaktadır. Amasra'da yaşadığımız maden faciası da sonrasında ortaya çıkan gerçeklere baktığımızda alınabilecek önlemlerle 43 madenciyi kaybetmemizin önüne rahatlıkla geçilebilirdi. Sadece Amasra'da değil; Soma'dan Ermenek'e Şirvan'dan İliç'e kadar madenlerde yaşanan ve yüzlerce emekçinin canına mal olan hemen her kaza göz göre göre gelmiştir; patronlar ve onları denetlemekle yükümlü yetkililer bunların yaşanmasına göz yummuştur" şeklinde konuştu. 

"SERMAYE DÜZENİNİN BİZLERE DAYATTIĞI TAŞERONLAŞTIRMA POLİTİKALARI MADENLERDE ETKİSİNİ GÖSTERMEKTEDİR"

Üçöz, madenciliğin barındırdığı tehlikeler nedeniyle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren en tehlikeli iş kollarından biri olduğunu belirterek, "Kömür madenlerinde ise grizu ve göçük en bilinen, en çok can yakan tehlikelerdir. Etkisi ve riski bilinen tehlike kaynaklarına karşı proaktif önlem almak hem yasal hem de vicdani bir zorunluluktur. Ancak içinde yaşadığımız neoliberal sermaye düzeninde maliyet hesapları ve kar hırsı insan hayatının önüne geçmektedir. Hemen hemen her alanda sermaye düzeninin bizlere dayattığı özelleştirme ve taşeronlaştırma politikaları madenlerde de etkisini yaşadığımız facialarla ve yitirdiğimiz canlarla göstermektedir" şeklinde konuştu. 

"İYİLEŞTİRME FAALİYETLERİNİN GÖZ ARDI EDİLDİĞİNİ ORTAYA KOYULMUŞTUR"
 

Maden işletmeciliği konusunda yapılması gerekenlerden bahseden Üçöz, "Yeraltı maden işletmeciliğinin olmazsa olmaz koşulu iyi havalandırma planı ve yeryüzüne ulaşmayı sağlayacak en az iki bağımsız yolun var olmasıdır. Yeraltında havalandırma ölçümlerinin not edildiği havalandırma defteri bulunur. Ocak havası sensörlerle izlendiği gibi seyyar ölçü aletleri ile de ölçülür ve deftere kaydedilir. Bu yasal zorunluluktur. Ocak havası iyi ve yeterli bir havalandırma ile temizlenebilir. Amasra'da gördüğümüz ve katliama yol açan faciaya neden olan gerçek var olan havalandırmanın ocak içindeki metan gazını temizlemeye yetecek düzeyde olmamasıdır. ATİM'de ocak havasının derinlere indirilmesi ve havalandırmasının iyileştirilmesi için gerekli yatırım ve iyileştirme projelerinin hayata geçirilemediği hem TBMM Araştırma Komisyonu'nu raporu hem de TTK'nın dava sürecinde ortaya çıkan yazışmaları idarenin alınması gereken önlemleri ve iyileştirme faaliyetlerini gözardı ettiğini açık bir şekilde ortaya koymuştur" şeklinde konuştu. 

"SORUMLULAR GÖSTERMELİK CEZALARLA SORUMLULUKLARI ÜZERLERİNDEN ATACAKLARINI BİLİYORLAR"

Üçöz, "Bizler Amasra gibi maden katliamlarının yıldönümlerinde bu gerçekleri tekrar tekrar hatırlatmayı bir görev addediyoruz. Acımızı ve öfkemizi her zaman diri tutmak zorundayız. Aynı acıları tekrar tekrar yaşıyoruz. 14 Mayıs 2014'te Soma'da 301, 28 Ekim 2014'te Ermenek'te 18, 17 Kasım 2016'da Siirt Şirvan'da 16, 14 Ekim 2022'de Amasra'da 43, 23 Kasım 2022'de Şirvan'da 3 ve 13 Şubat 2024'te İliç'te 9 madenciyi maden facialarında yitirdik. Hesabı sorulmayan her bir iş cinayeti, her bir maden katliamı bir yenisini beraberinde getirdi. En yetkili ağızdan bunlara madencinin kaderi veya fıtratı demek yeni katliamlar için açık bir davetiye çıkarmaktır. Çünkü patronlar ve sorumlular göstermelik cezalarla veya buna gerek bile kalmadan sorumlulukları üzerlerinden atacaklarını bilmektedir. Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser diye boşuna denilmemiştir. Kendisine bu iktidarın marifetiyle elverişli bir siyasi ve ekonomik düzen yaratılan sermaye insanlığı ve içinde yaşadığımız dünyayı bir yok oluşa doğru sürüklemektedir" açıklamalarında bulundu.

 

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2024.10.14 18:38
A