Sinan Albayrak'tan '15 Temmuz' açıklaması

Sinan Albayrak'tan '15 Temmuz' açıklaması

Oyuncu Sinan Albayrak; 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimiyle ilgili; "Bir halk, değerli ordumuzun içine sızmış virüsleri tek tek ayıklayıp bünyesinden atmayı başardı. Mikrobun, virüsün, kangrenin çoğunu attık, kestik, uzaklaştırdık bünyemizden. Bu manada belki de bir tedavi anlamı taşıyabilir" dedi.

2025.07.15 14:13 - Son Güncellenme: 2025.07.15 14:13 - Magazin
A
Sinan Albayrak'tan '15 Temmuz' açıklaması

Sinan Albayrak, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin açıklamalarda bulundu. O gece köydeki evinde olduğunu söyleyen oyuncu, darbe girişimini şaşkınlık ve dehşetle karşıladığını belirterek; "İnanamamıştım haberi ilk duyduğumda. Sonrasında gerçekten beni beynimden vuran, paramparça eden haberi aldım kısa bir süre içerisinde. Çok sevdiğim ağabeyim Erol Olçok ve oğlu Abdullah'ın vefat, şehadet haberini aldım. Yaşananlara ve duyduklarıma gerçekten inanamadım. Evimde bulunan emaneti alıp bölgenin karakoluna gittim ve direnişe dahil oldum. Kimin kim olduğu, kurdun kuzunun birbirine karıştığı bir geceydi. Allah, kimseye böyle bir geceyi, böyle bir komployu, felaketi bir daha yaşatmasın" diye konuştu.

Usta oyuncu, daha önce Türkiye'de askeri darbeler yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: Maalesef ki kendi başbakanının idamına müdahale edilmediği bir dönem yaşandı. O dönemin insanları bugün ne düşünüyor? Belki de 15 Temmuz gecesini yaşadıktan sonra aynı şeyi kendi başbakanlarını korumak için yapabilirler miydi? Bugünkü sosyal medya o gün var olsaydı o günler, o darbe gecesi, o mahkeme süreci farklılık gösterebilir miydi, engellenebilir miydi? Bunu düşünüyorlardır sanıyorum.

Türk halkının birlik olmasının önemine işaret eden Albayrak, "Bir halk, değerli ordumuzun içine sızmış virüsleri tek tek ayıklayıp bünyesinden atmayı başardı. Mikrobun, virüsün, kangrenin çoğunu attık, kestik, uzaklaştırdık bünyemizden. Bu manada belki de bir tedavi anlamı taşıyabilir." ifadelerini kullandı. Sinan Albayrak, darbe girişiminin tiyatroda, sinemada, dizi ya da edebi eserlerde yer almasına ilişkin, şöyle konuştu: Görmek istemeyene gösterebilir misiniz, duymak istemeyene duyurabilir misiniz, o feryadı, çığlığı, acıyı, o kaosu, gerçekten insan ruhunu yıkan o geceyi? Emin değilim. Bir yandan da gerçekten bunun sürekli hatırlatılması, sürekli tekrar yaşatılmasının bir faydası var mı? Ondan da emin değilim. Görmek istemeyen görmeyecek, duymak istemeyen duymayacak. Gerçeğin hassasiyetinden uzaklaşıldığına işaret eden oyuncu, "O gecenin anılması, yaşatılması, aramızdan gidenlerin ruhlarını şad etmek, kalanlarını biraz olsun teselli etmek için anma yapılmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Sinan Albayrak, sanatçının bu tür toplumsal olaylardaki sorumluluğuna da değinerek, şu bilgileri verdi: Sanatçının bu konuda bence yapabileceği çok fazla bir şey yok ama kendi kişiliği, yapısı ölçeğinde değerlendirebilir. Sanat ayrı bir kazanılmış güçtür. Eğer sanat yolunda bir kitleye ulaşmışsan ve bir başarın varsa sanatının oluşturduğu mevki ile elbette sözlerinin duyurulması daha geniş kitlelere ulaşması, çok daha mümkündür. Sanat bir güçtür ama ben yine de bu savaşı sanatçı kişiliğimle değil, anamın babamın yetiştirdiği sürede hassaslaşan ya da bende zenginleşen değerlerimle savunmayı tercih ederim. Kendi karakterim ve kişiliğimle. Kişi kendisi o sorumluluğu taşıyorsa bazı projelerde yer alır.

15 Temmuz'dan sonra yaşamında değişen bir şey olmadığını dile getiren sanatçı, şunları kaydetti: Çünkü ben ve ailem belki de yaptığımız çalışmalar ya da içinde olduğumuz bazı vicdani ve insani hareketlerle taşıdığımız sorumluluk gereğince, bazı alanlarda doğrunun ve gerçekten gazaba uğramış, hakkı yenmiş insanın yanında olma gayreti içindeyiz. Bundan dolayı başka kesimleri kızdırmayı çok iyi başardık ve direnç göstermeyi öğrendik bu süreçte. Başkaları ne derse desin, ruhunuzun, vicdanınızın ne dediği, yaptığınız işin ya da eylemin sonunda vicdanen hissettiğiniz huzurun değeri başkadır. Eğer o değer, o huzur bize bir güç katıyorsa doğru yoldayızdır. 'Kim ne derse desin' halindeyizdir.

Sinan Albayrak, 15 Temmuz gecesi, zaten bilinen şeylerin vuku bulduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü: Bir halk, kurulu bir düzenin, büyük bir gücün, bizim askerimizin kılığında bize olan dayatmasını bizim insanımız gibi görünen katillerin durdurulmasını sağladı. Halkımız birlik olarak büyük bir güç gösterdi. 'Bunlardan adam olmaz.' dediğimiz insanlar bile tepkisini gösterdi. Birbirimizi yargılamaya o kadar alışmışız ki, birbirimizi o kadar yargılar ve küçümser olmuşuz ki, asıl gücün kimde olduğunu bilmezken gördük ki o güç birlikteliğimizden geliyormuş. Hiçbir kesim ayrım yapmaksızın, bir bütün olarak gerçekten bu vatanın insanı dış güçlere karşı büyük bir direnç gösterdi ve bu direnci gösterebileceğini dünyaya ispat etti.

Genç kuşakların her şeyi çabuk unuttuğunu aktaran Sinan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı: 50 yıllık PKK terörünün dahi ne olduğunu bilmiyor olup bir gerilla harekatı, özgürlük savaşçısı gibi görüyorlar teröristleri. Zaten ne kadar düşünmekten aciz olduklarını görüyoruz. Görmeyen, bilmeyen, duymayan bir kuşak var maalesef, berimizden gelen. Biz bu gençliği KKTC'de de görüyoruz. Kıbrıs harekatının neden yapıldığını bilmeyen, Rumların kendilerine saldırmadığını düşünen gençlerden oluşuyor Kıbrıs gençliği. Ancak yaşlılar biliyor. Yaşananları gençlere, çocuklara anlatmadıklarını düşünmüyorum. Maalesef gençlik bambaşka bir yere evrildi. Ne yaparsan yap onlara duyuramayacağız endişesindeyim. Ailede bitiyor her şey. Evdeki ailenin kökü ne derece sağlamsa, yurduna, vatanına, imanına ne kadar sıkı köklenmişse gençlerine ulaşması mümkün olabilir.

Kaynak: HABERTÜRK

Diğer Magazin Haberleri için tıklayın


2025.07.15 14:13
A