İntihar genetik mi? Uzman psikologdan çarpıcı açıklama...

İntihar genetik mi? Uzman psikologdan çarpıcı açıklama...

Son günlerde yaşanan intihar vakaları, kamuoyunda derin üzüntü yaratırken, yaşamına son veren bir kişinin ailesinde de daha önce birden fazla intihar vakasının yaşandığı öğrenildi. Bu durum, "İntihar genetik midir?" sorusunu bir kez daha gündeme taşıdı.

2025.08.08 16:59 - Son Güncellenme: 2025.08.08 17:01 - Sağlık
A
İntihar genetik mi? Uzman psikologdan çarpıcı açıklama...

MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN

İntihar, dünya genelinde ve Türkiye'de giderek artan bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu konuda farkındalık yaratmanın ve koruyucu önlemler almanın hayati önem taşıdığına dikkat çekiyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir intihar vakasının ardından edinilen bilgilere göre, yaşamına son veren kişinin ailesinde daha önce de birden fazla intihar vakasının yaşandığı öğrenildi. Halk sağlığının en büyük tehditlerinden biri olan intiharın genetik olup olmadığı konusunda Bursada Bugün'e açıklamalarda bulunan Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, "İntiharın kendisi genetik değildir, yani genetik olarak "intihar etmeye mahkûm" bir insan profili yoktur" ifadelerini kullandı. 

"PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN GENETİK AKTARIMI MÜMKÜNDÜR"

Deniz, "İntihara yatkınlığı artırabilecek bazı psikiyatrik bozuklukların (depresyon, bipolar bozukluk, şizofreni gibi) genetik aktarımı mümkündür. Dolayısıyla eğer bir ailede bu tür ruhsal rahatsızlıklar sık görülüyorsa, bu bireylerin duygudurum düzenlemelerinde zorluk yaşama, stresle baş etmede zorlanma, umutsuzluk eğilimi gibi faktörlerle baş başa kalma ihtimalleri artabilir. Bu da, intihara giden yolu dolaylı yoldan etkileyebilir.Ama burada yalnızca genetikten bahsetmek meseleyi oldukça eksik bırakır. Çünkü ruh sağlığı, sadece kanla değil, aynı zamanda bağla şekillenir. Yani aile içi ilişkiler, travmatik deneyimler, iletişim biçimi, görülme ve anlaşılma düzeyi, krizlerle baş etme örüntüleri de bir çocuğun büyürken öğrendiği, içselleştirdiği şeylerdir. Eğer bir çocuk, kaygının ya da çaresizliğin konuşulmadığı, bastırıldığı ya da sadece yıkıcı yollarla ifade edildiği bir ortamda büyürse, ileride aynı duygularla başa çıkmakta zorlandığında benzer yollara başvurma riski artar" şeklinde bilgilendirmelerde bulundu.  

"ÇOCUKLAR İÇSELLEŞTİRİLEBİLİR"

Durumun 'psikolojik miras' olarak adlandırılabileceğini belirten Deniz, "İntihar eden bir aile bireyinin ardından, çocuklar bunu bir "çıkış yolu" gibi içselleştirebilirler. Özellikle olay açık açık konuşulmadıysa, duygular bastırıldıysa, "bu bizim kaderimiz" gibi bir kabullenme yerleştiyse, intihar davranışı bir tür öğrenilmiş çözüm haline bile gelebilir. Bu yüzden bir ailede birden fazla intihar vakası varsa, bu sadece genetik bir aktarım değil; aynı zamanda duygusal, kültürel ve iletişimsel bir aktarımın da göstergesidir" dedi. 

"ZİNCİRİ KIRMAK, BİR KUŞAĞIN YÜKÜNÜ HAFİFLETMEKTİR"

Deniz, bu gibi durumlarla karşılaşıldığında yapılması gerekenler hakkında, "Böyle bir durumla karşılaşıldığında, sadece bireye değil, aile sistemine odaklanan bir destek süreci çok kıymetli olur. Çünkü bazen sadece bir kişi acı çekmiyordur; o acı nesiller boyu aktarılarak büyümüştür. Ve birinin bu zinciri fark edip, bu aktarımı durdurmaya çalışması, hem kendisi için hem de gelecek kuşaklar için çok dönüştürücü olabilir. Sonuç olarak, intihar biyolojik bir kader değildir. Ancak bazı ailelerde bu davranışın gölgede kalmış bir dili olabilir. O dili anlamaya çalışmak, üzerine konuşmak, bastırmak yerine işlemek; belki de en önemli koruyucu adımlardan biridir. Bazen bir zinciri kırmak, bir kuşağın yükünü hafifletmek demektir" şeklinde konuştu.

Diğer Sağlık ve Beslenme Haberleri için tıklayın


2025.08.08 16:59
A