İlişkilerde 'beige flag' ne anlama geliyor? İşte manipülasyon kurbanı olduğunuzu gösteren işaretler...

İlişkilerde 'beige flag' ne anlama geliyor? İşte manipülasyon kurbanı olduğunuzu gösteren işaretler...

İlişkilerde "bej bayraklar" ne anlama geliyor? İşte konuya ilişkin tüm detaylar...

2024.09.09 17:46 - Son Güncellenme: 2024.09.09 17:49 - Yaşam
A
İlişkilerde 'beige flag' ne anlama geliyor? İşte manipülasyon kurbanı olduğunuzu gösteren işaretler...

Son dönemlerde ilişkilerdeki kırmızı bayraklar hakkında sık sık tartışmalar gerçekleştiriliyor. Gelecekte sakıncalı davranışları doğurabilecek tehlike sinyalleri 'red flag' olarak adlandırılıyor. Herkes bu belirgin sinyalleri gördüğünde kaçması gerektiğini biliyor, ancak bej renkli olanlar radarın altında kalıyor fakat uzun vadede kırmızılardan dahi daha tehlikeli olabiliyorlar. Nasıl mı? İşte cevabı

Bej bayraklar, ilişkide olası bir çatışmanın veya hatta istismar ihtimalinin habercisi olan daha incelikli davranışlar veya işaretler olarak tanımlanabiliyor. Doğrudan tehlike arz ediyor denilemeyen ancak gizli tehlikelerin sinyalcisi olan bu davranışlar pek çok kez tolere edilerek görmezden geliniyor.

Posta'da yer alan habere göre; Bu tür uyarı işaretleri etrafındaki tartışmalar, Colleen Hoover'ın "It Ends With Us" adlı romanından uyarlama olan filmin yayınlanmasıyla birlite artış gösterdi. Filmde başkahraman Lily Bloom erkek arkadaşı Ryle Kincaid ile bej bayraklar olarak adlandırılabilecek aynı deneyimleri yaşıyor.

New York Post'un haberine göre psikolojik danışman Dr. Cheralyn Leeby, Psychology Today'de ilişkilerde dikkat edilmesi gereken önemli birkaç noktayı ve bej bayrağı paylaştı.

SALDIRGANLIK HAKİM OLDUĞUNDA 

Leeby'e göre, "saldırganlık" yoluyla başa çıkma, ilişkilerde gelecekte fiziksel şiddete maruz kalma olasılığının büyük bir göstergesi. Ani öfke patlamaları yaşayan, bir şeyleri kırma veya tekmeleme, yumruklama eğilimi gösteren kişiler şiddete meyillerini bu küçük darbelerle belli ediyor.

2001 tarihli bir çalışma, insanların cansız nesnelere karşı saldırgan davranışlarda bulunmasının ilişkilerdeki fiziksel tacizle güçlü bir şekilde ilişkili olduğunu buldu. 2023'te kaydedilen başka bir çalışma ise, saldırgan eylemler gibi başa çıkma mekanizmalarının sıklıkla şiddet ve taciz gibi daha ciddi bir şeye dönüştüğünü ortaya koydu.

KISKANÇLIK DUYGUSAL İSTİSMARA İŞARET EDER 

Kıskançlık ve sahiplenme duygularının ince belirtileri ilk bakışta endişe verici görünmeyebilir, hatta sevimli bile görülebilir; ancak bunlar daha büyük problemlerin habercisi olabiliyor.

Özellikle toplumumuzda hakim olan 'seven kıskanır' algısı bu bej bayrağın fark edilmesini zorlaştıran yegane etkenlerden yalnızca biri.

Bir çalışma, mantıksız ve güçlü kıskançlığın, özellikle genç yetişkinler arasında, duygusal istismarın bir göstergesi olduğunu göstermiştir. Leeby, kıskanç davranışlar arasında bir korelasyon bulduğunu, örneğin; eylemlerin ve temelsiz suçlamaların bağımlılığa ve potansiyel olarak daha şiddetli istismar biçimlerine yol açan korkutucu bir ortam yaratabildiğini belirtti.

Uzman isim kıskançlığın mutlaka sevgi ve şefkat belirtisi olmadığını ve bu belirtileri erken fark etmenin ileride yaşanacak istismarcı ilişkileri önleyebileceğinin de altını çizdi.

SOSYAL İZOLASYONU TEŞVİK EDİYOR 

Sosyal izolasyon, tacizcilerin partnerleri üzerinde kontrol sahibi olmak, destek ağlarını izole etmek ve onları tacizciye daha bağımlı hale getirmek için kullandıkları yaygın bir yaklaşımdır. Üstelik Stockholm Sendromu ile de ilişkilendirebileceğimiz bu durum, kişinin asıl suçluyu tek seçenek ve kurtarıcı olarak görmesine kadar gidebiliyor.

İzolasyon ve arkadaşlık eksikliği, mağdurun yardım aramamasına veya istismar kalıplarını fark edememesine yol açabiliyor. Bu durum da algının kapanmasına ve istismarcı ne derse onun haklı görülmesine sebebiyet veriyor.

Leeby, bunun ilk başta belli belirsiz olabileceğini, partnerin iyiliği için gerçek bir endişe gibi görünebileceğini, ancak sonunda izolasyona ve bağımlılığa yol açabileceğini belirtiyor.

ÖZGÜVENİ VE ÖZSAYGIYI ZEDELEYEN 'SİNSİ' GASLİGHTİNG 

Leeby, gaslighting'in, yani tacizcinin partnerini kendi algılarından veya gerçeklerden şüphe etmeye yönlendirmesinin, dikkat edilmesi gereken büyük bir tehlike işareti olduğunu söylüyor.

2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, gaslighting mağdurları sıklıkla düşük özsaygı, artan kaygı ve kendi yargılarına olan güven kaybı yaşıyor.

Leeby, gaslighting'i "psikolojik tacizin en sinsi biçimlerinden biri" olarak tanımlıyor.

YAKIN ÇEVRENİZDEN BİRİ TARAFINDAN DİLE GETİRİLEN ENDİŞE 

2006 yılında yapılan bir araştırma, fiziksel şiddete maruz kalan kadınların "önemli" bir yüzdesinin, arkadaşlarının veya ailelerinin, partnerleriyle ilgili endişelerini veya uyarılarını paylaştığını bildirdiğini ortaya koydu.

Leeby, dışarıdan gelen uyarıların ve gözlemlerin çoğu zaman nesnel bir bakış açısı sunduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini, çünkü bunların kişiyi inkar nedeniyle kör eden tehlikelere karşı uyarabileceğini söylüyor.

Kaynak: BURSADA BUGÜN

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2024.09.09 17:46
A