Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse o kara günleri geri getiremez

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse o kara günleri geri getiremez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Sırf başındaki örtüsünden dolayı annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemediği, yemin törenine dahi katılamadığı o kötü günler artık tamamen geride kalmıştır. Bir kez daha açıkça ifade ediyorum, bu makamlarda olduğumuz müddetçe Allah'ın izniyle hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir. Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz" dedi.

2024.09.30 16:06 - Son Güncellenme: 2024.09.30 20:53 - Siyaset
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse o kara günleri geri getiremez
11:58 Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse o kara günleri geri getiremez

İLGİLİ VİDEO

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse o kara günleri geri getiremez

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. 15.45'de Beştepe'de başlayan toplantı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası önemli açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;

Kabine toplantımıza katkı veren tüm bakanlarımıza ve bürokratlarımıza teşekkür ediyor. Aldığımız kararların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bölgemizde her gün bir yenisi patlak veren krizlere rağmen Türkiye'nin refahı, huzuru, güvenliği için koşturmaya devam ediyoruz.

'KÜLLİYEMİZİN TÜM ÖĞRENCİLERİMİZE HAYIRLI OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM'

Yine açılışlar, toplantılar ve ziyaretlerle dolu bir üç haftayı geride bıraktık. 13 Eylül tarihinde mensubu ve mezunu olmaktan her zaman iftihar ettiğim Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi'nin açılışını gerçekleştirdik. Marmara Denizi'ne hakim iki buçuk hektarlık arazi üzerinde toplam 12 milyar liralık yatırımla hayata geçirdiğimiz külliyemizin üniversitemize ve tüm öğrencilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bir buçuk asra yaklaşan tarihinde Türkiye'ye büyük hizmetlerde bulunmuş nice insan yetiştiren Marmara Üniversitesi'nize böyle bir eseri kazandırmak şahsım için ayrı bir bahtiyarlık kaynağıydı. Bugün bir kez daha üzerinde hakkı olan hocalarımı şükranla iad ediyor, vefat edenlere Allah'tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ömürler niyaz ediyorum.

'BALKANLARDA BARIŞTAN YANAYIZ'

Yine bu vesileyle yeni akademik yılda tüm hocalarımıza ve üniversite öğrencilerimize üstün başarılar diliyorum. Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Deniz Beceroviç'in ülkemize yaptığı çalışma ziyareti oldukça verimli geçti. Orta Doğu'yu kan gölüne çeviren üst aklın son aylarda Balkanlarda da toplumsal fay hatlarını kaşıdığını görüyoruz. Ayrılıkçı gündemlerin körüklenmesinin gerisinde hangi niyetlerin olduğu bellidir. Türkiye olarak biz Balkanlarda özellikle de Bosna Hersek'de barıştan, huzurdan ve istikrarın korunmasından yanayız. Bu konudaki hassasiyetimizi Demokratik Eylem Partisi Genel Başkanı Bakir İzzet Begoviç'e de geçtiğimiz günlerde İstanbul'da ifade ettim. İnşallah bundan sonra da Boster Hersek'in yanında olmayı sürdüreceğiz. Bu sene Peygamberimiz ve şahsiyet inşası temasıyla idrak edilen Mevlid-i Nebi haftasında Diyanet Camiamızla bir araya geldik.

'28 ŞUBAT ZİHNİYETİNİN YANSIMASI'

Rabbim, bizlere son nefesimize kadar Resulullah Efendimizin izinden yürümeyi, O'nun örnek hayatı ve ahlakıyla şahsiyetimizi şekillendirmeyi nasip eylesin, diyor. Ülkemizde ve dünyanın farklı köşelerinde, irşad faaliyetlerinde bulunan, din-i mübin İslam'ın yayılması ve yaşanması için mücadele eden, iman kalesinin muhafızları olarak gördüğümüz tüm hocalarımıza şükranlarımı sunuyor, kendilerine Mevla'dan muvaffakiyetler diliyor. Burada bir hususu özellikle dikkatlerinize getirmek istiyorum. Son yıllarda, bilhassa 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş akabinde, Diyanet Teşkilatımıza yönelik sinsi bir kampanya yürütülüyor. 28 Şubat döneminden gayet iyi hatırladığımız faşizan manşetlerin tekrar atılmaya başlanması, bu linç kampanyasının bir parçasıdır. Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar, bakıyorsunuz bugün de 28 Şubat zihniyetini, başörtülü, çarşaflı, sakallı, cübbeli diyerek yeniden horlatmaya çalışıyorlar. Yıllarca millete yaşam tarzı dayatanlar, şimdi farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor, milletimizin bazı kesimlerini adeta öcü gibi göstermeye kalkıyor.

'KİMSE O KARA GÜNLERİ GERİ GETİREMEZ'

Şunun bilinmesini istedim. Bu devlet, hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun, 85 milyonun tamamıdır. İnsanımızın kılık kıyafetinden dolayı devletin belli kurumlarına giremediği dönemler artık sona ermiştir. İnsanımızın başörtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günler artık mazide kalmıştır. İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler artık geride kalmıştır.  de Demokrasiyi hazmetmekte sorunu olanlarla da mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar devam ettireceğiz. Aziz milletim, adalet hizmetlerinde ülkemizi hak ettiği yere getirmek için yoğun gayret sarf ediyoruz. 23 yıldır güven veren ve erişilebilir adalet hedefimizden asla kopmadık. 2002 yılında 9 bin civarında olan hakim savcı sayımız 15 Temmuz'da yaşadığımız ihanete rağmen yaklaşık 3 kat artışla bugün 25 bini geçti. Nicelikle beraber niteliğin de arttırılmasına öncelik veriyoruz. İlk kez bu sene uygulamaya geçirdiğimiz yardımcılık müessesesiyle hakim ve savcı adaylarımızın usta çırak ilişkisi içinde mesleğe daha donanımlı bir şekilde hazırlanmasını amaçlıyoruz. Yeni modelle akademideki eğitimlerine başlayan 1076 hakim ve savcı yardımcımızı tekrar tebrik ediyor, hepsine başarılar diliyor. Bağımsız, tarafsız, adil ve etkili bir yardım sisteminin kökleşmesi için bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz.

Konuşmasının önemli bir kısmını İsrail'in saldırılarına ayıran Erdoğan saldırılara tepki göstererek, "Biz bu zulme, bu barbarlığa asla rıza göstermeyiz" dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ana gündem maddesi İsrail'in Gazze'den sonra Lübnan'ı hedef alan katliamı ve savaşın bölgeye yayılma riski oldu. Uluslararası toplumun İsrail'e karşı sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Filistin ve Lübnan'a sahip çıkmak insanlığa sahip çıkmaktır" dedi.

"GÖZÜNÜ KAN BÜRÜMÜŞ SİYONİSTLER BÖLGEMİZİ ATEŞE ATIYOR"

"Gözünü kan bürümüş bir avuç radikal siyonist bölgemizi ve dünyayı ateşe atmaktadır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Güvenlik konseyi gerekli iradeyi göstermezse Genel Kurul'un 1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır. İsrail'in haydutluğuna daha fazla sessiz kalınamaz. Zulme en büyük tepkiyi müslümanlar vermelidir. Kardeşlerimize önce biz sahip çıkmazsak, başkalarının destek olmasını zaten bekleyemeyiz" ifadelerini kullandı.

"BİZİM TÜM DÜNYAYA LİDERLİK YAPMAMIZ GEREKİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'e yönelik tepkisinde şunları kaydetti: Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da yaşanan zulme en büyük tepkiyi, İslam ülkeleri vermelidir. Müslümanlar olarak, zulmü engelleme ve mazluma el uzatma noktasında, bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor. Kardeşlerimize önce biz sahip çıkmazsak, başkalarının destek olmasını zaten bekleyemeyiz. Ancak bu konuda ilk günden beri maalesef ciddi bir zafiyet yaşanıyor. İsrail hükümetini, Hamas'ın kabul ettiğini açıkladığı ateşkese zorlayacak ekonomik, ticari ve diplomatik adımlar atılmıyor. Bu atalet karşısında üzüntü duyduğumuzu özellikle söylemek isterim.

"FİLİSTİN HER MÜMİN KULUN ÖNÜNDEKİ BİR SINA KAĞIDIDIR"

Oysa bugün Merhum Cahit Zarifoğlu'nun o veciz ifadesiyle "Filistin Her mümin kulun önündeki bir sına kağıdıdır" Bugün Filistin ve Lübnan'a sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak; barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmak demektir. Bugün İsrail, katliam politikalarıyla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte; ona destek verenler de bu suça ortak olmaktadır. İsrail, dozunu artırdığı devlet terörüyle sadece uluslararası hukuka olan inancı değil, kendisine destek veren ülkelerin itibarını da yok etmektedir.

"ZULME ASLA RIZA GÖSTERMEYİZ"

Gözünü kan ve nefret bürümüş bir avuç radikal siyonist, bölgemizi ve tüm dünyayı ateşe atmaktadır. Açık söylüyorum, biz bu zulme, bu barbarlığa asla rıza göstermeyiz. Siyonist lobinin şahsımızı hedef alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz. Ne pahasına olursa olsun bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz. İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum.

"İSLAM ALEMİNİ HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ"

İsrail'e karşı "insanlık ittifakının" kurulmadığı her gün, bilinmelidir ki, tehlike daha da büyüyecektir. İsrail'in uyguladığı mezalimin yol açtığı sorunlar, eninde sonunda herkesin kapısını çalacak. Tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı YPG saflarında kan döken yabancı teröristler gibi İsrail'in saldırılarının etkileri katliamı tribünden seyredenlere de ulaşacak. Türkiye olarak, insanlığın aynı yanlışa tekrar düşmesini istemiyoruz. Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden bölgemizdeki herkesin huzuru için uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.

Kaynak: AA

Diğer Siyaset Haberleri için tıklayın


2024.09.30 16:06
A