Covid miyim, grip miyim? İnfluenza virüsü hızla yayılıyor!

SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN 

Solunum yollarında yaşanan bir enfeksiyon salgını olan grip (influenza) ve COVID-19, hızla yayılmaya devam ediyor.

Bu süreçte de burun çekme, hapşırma, öksürme, yorgunluk gibi semptomların yaşanmasına neden olur. 

Peki grip (influenza) nedir, grip ya da COVİD-19 olduğumuzu nasıl anlarız? Tüm merak edilenleri NEV Esentepe Hastanesi'nden Enfeksiyon Hastalıkları'ndan Uzman Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, Bursada Bugün'de anlattı.

COVİD Mİ, GRİP Mİ?

Bursada Bugün'e konuşan NEV Esentepe Hastanesi'nden Enfeksiyon Hastalıkları'ndan Uzman Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, "Covid-19 pandemisi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de alınan yoğun tedbirler neticesinde üst solunum yolu enfeksiyonlarının görülme oranı belirgin düzeyde bir düşüş gösterdi. Ancak pandeminin bitmesiyle birlikte gündelik hayata kalınan yerden devam edilmesi,  alınan tedbirlerin savsaklanması, ihmal edilen aşılamalar gibi faktörler nedeniyle, grip ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonlarında (ÜSYE) tekrar artış görülmeye başlandı. Pandemi zamanından beri hastalık denilince aklımıza ilk gelen COVID-19 olsa da, başta mevsimsel grip olmak üzere diğer üst solunum yolu enfeksiyonları da varlığını sürdürüyor. COVİD-19 pandemisinin ilk başladığı dönemlerde izolasyon, maske, mesafe ve hijyen kurallarına sıkı sıkıya uyulmasıyla birlikte mevsimsel grip vakalarında büyük oranda düşüş görüldü. Pandemi sonrası sosyal hayatın  normale dönmesiyle birlikte alınan tedbirlerin terkedilmesi mevsimsel grip ve covid gibi ÜSYE larının tekrar hızlı bir şekilde artmasına yol açtı" dedi.

"İNFLUENZA HIZLI YAYILIYOR"

Özsoy, sözlerini şu şekilde noktaladı:

"İnfluenza yani mevsimsel grip virüsünün kuluçka süresinin yaklaşık 2-3 gün olduğuna dikkat çeken Uzman Dr. Mustafa Fevzi Özsoy, "COVİD-19 da bu süre biraz daha uzun, 4-6 gün. Dolayısıyla influenza virüsü daha hızlı yayılıyor, daha çabuk bulaşıyor. Bu dönemde insanlar arası temasın, özellikle toplu yerlerde bulunma periyodunun olabildiğince kısıtlı tutulması gerekiyor. Maske, mesafe, hijyen önlemlerine sıkı sıkıya devam etmek de büyük önem taşıyor. COVID-19 ile grip virüsü karşılaştırıldığında etkili olduğu yaş grupları itibarıyla da farklılıklar bulunuyor, influenza virüsü, çocuk yaş grubunu daha çok etkiliyor ve taşıyıcı olabiliyor. Dolayısıyla okulların açılmasıyla birlikte gribal enfeksiyonların artması, çocuklarla bulaşın diğer popülasyonda yani aile bireylerinde de yaygınlaşması sonucunu doğuruyor.

GRİP İLE COVİD-19'U BİRBİRİNDEN AYIRAN BELİRTİLER NELERDİR?

COVID-19 ve grip virüsü birbirinden farklı olsa da ortak özellikleri de bulunuyor. Her ikisi de solunum yollarını tercih ediyor; boğaz, baş, kas ve eklem ağrılarının yanı sıra öksürük, bulantı, kusma ve ishal gibi semptomlarla başlıyor. COVID-19'da belirtiler biraz daha geç ortaya çıkıyor. Grip hastalığında burun akıntısı ve boğaz ağrısı daha ön plana çıkarken, COVID-19'da koku ve tat alma sorunları daha sıklıkla gözlenmekte. Hastalığın pnömoniye yani zatürreye yol açma riski influenzaya göre COVID-19 hastalarında daha fazla oluyor. Ancak iki hastalığı birbirinden ayırabilmek için test yapmak şart, çünkü ikisinde de benzer klinik tablolar görülebiliyor. İnfluenza saptanması durumunda erken dönemde antiviral ilaç kullanılırsa başarılı sonuç alınıyor. COVID-19 enfeksiyonu saptadığımız zaman klinik belirtiler de varsa işi daha sıkı tutmak gerekiyor. Daha ciddi tedavi basamaklarını çok erken uygulamak açısından, hastayı yakından takip edebilmek için ikisinin ayırımını laboratuvar tanısıyla koyma ihtiyacı oluyor.

KİMLER RİSK GRUBUNDA?

Gerek mevsimsel grip, gerekse Covid-19 tüm yaştaki bireyleri etkilerse de, bazı gruplar hastalık açısından daha risklidirler; gebeler, 65 yaş üstü kişiler, kalp, akciğer, karaciğer, böbrek hastalığı olanlar, kanser, diyabet, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, organ nakli olanlar ve aşırı şişman olanlar risk grubu içinde yer alırlar.

KIŞ MEVSİMİNDE ÜSYE'LARINDAN KORUNMAK İÇİN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

1- Bağışıklık sistemini koruyan ve dolayısıyla üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için en etkili yöntem, yeterli uyku ve dengeli beslenmedir. Günde en az 7-8 saatlik bir uykunun sağlam bir bağışıklık sistemi için çok önemli olduğunun unutulmaması gerekir.

2- D vitamini; bağışıklığı güçlendiren, hastalıklardan koruyan en önemli silahlarımızdan biri olarak kabul ediliyor. Ne var ki kış aylarında güneşe maruz kalma imkanı azaldığı için vücuttaki D vitamini seviyesi düşüyor. Dolayısıyla özellikle kış aylarında hekim gözetiminde D vitamini takviyesi alınması gerekiyor. D vitamini yüksek dozlarda alınamayacaksa, günlük ihtiyaçları karşılamak için D vitamini ölçümüne gerek kalmadan günlük dozlarda (günde 1000-2000 ünite kadar) D vitamini alınabiliyor. Kişide ciddi düzeyde D vitamini eksikliği olduğundan şüpheleniliyorsa, test yapılarak daha yüksek dozda D vitamini de verilebiliyor. 

3- C vitamini de antioksidan etkisiyle birlikte bağışıklık sistemi için en önemli vitaminlerden biri. Suda çözünen bu vitamin, depolanmıyor. Günlük olarak, yeterli miktarda tüketilmesi gerekiyor. Genelde portakal, limon, çilek gibi meyveler ile ıspanak, lahana gibi yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunuyor. 

4- Dengeli ve sağlıklı, özellikle de protein ağırlıklı beslenme bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı oluyor. Protein eksiklikleri vücutta lenfosit eksikliğine yol açıyor. Lenfositler, bağışıklık sisteminin temel hücrelerinden birisi. Et, süt, yumurta, peynir ve baklagiller, protein içeriği çok yüksek gıdalar olduğu için yeterli miktarda tüketilmesinde fayda var.

5- Düzenli egzersiz yapmak da sağlıklı yaşamın gereklilikleri arasında yer alıyor. Bu alışkanlık; kalp sağlığını güçlendiriyor, kan basıncını düşürüyor, vücut ağırlığını kontrol altına almamızı sağlıyor ve bunlara ek olarak bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor.

NE ZAMAN COVİD-19 TESTİ YAPTIRILMALI?

COVID-19 risk grubunda olan kişilerin, pozitif olduğu bilinen birisiyle yakın temas öyküsü varsa, hiç belirti görülmese de PCR testi yaptırması gerekiyor. Bu virüsün güncel olarak halen varlığını, taşıyıcılığını ya da hastalığı gösteren en etkin yöntem PCR testidir. Ayrıca ateş, kuru öksürük, kas-eklem ağrısı, burun akıntısı, tat ve koku alma bozukluğu, izah edilemeyen genel durumda düşkünlük, halsizlik, bitkinlik gibi durumlarda da şüphelenerek PCR testi yaptırmak gerekiyor."

Diğer Sağlık ve Beslenme Haberleri için tıklayın