Çağın yeni hastalığı! Adı zor söyleniyor ama zararı büyük...

Çağın yeni hastalığı! Adı zor söyleniyor ama zararı büyük...

İnternetten hastalık arama hastalığı olarak tanımlanan ve çağın yeni hastalığı olan siberkondri, birçok psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Peki, siberkondriyle baş etmek için neler yapılabilir? NEV Esentepe Hastanesi'nden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz açıkladı.

2025.03.19 17:06 - Son Güncellenme: 2025.03.19 17:11 - Bursa Bölge
A
Çağın yeni hastalığı! Adı zor söyleniyor ama zararı büyük...

SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN 

İnternette hastalıklarla ilgili araştırmalar yapan kişiler, yanlış ve yanıltıcı bilgilerle karşılaşıp, sağlık kaygılarını artırıyor.

Psikolojik sorunlara yol açan siberkondri hastalığı ise her geçen gün daha da artıyor.

Peki siberkondri nedir? Bundan kurtulmak mümkün mü?

"SİBERKONDRİNİN TEMELİNDE HİPOKONDRİYAZİS (HASTALIK HASTALIĞI) YATIYOR"

Siberkondri hastalığının günümüzde dijital çağın en yaygın psikolojik fenomenlerinden biri haline gelmiş durumda olduğuna dikkat çeken NEV Esentepe Hastanesi'nden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, "Temel olarak kişinin internet üzerinden sürekli olarak sağlıkla ilgili araştırmalar yapması ve bu araştırmaların sonucunda kaygısının artmasıyla karakterize edilen bir bozukluktur. Özellikle anksiyete düzeyi yüksek bireylerde daha sık görülen bu durum, sağlıkla ilgili normal bir merakın çok ötesine geçerek, kişinin günlük hayatını ve psikolojik iyi oluşunu olumsuz etkileyebilecek bir obsesyon halini alabilir. Siberkondrinin temelinde hipokondriyazis (hastalık hastalığı)yatıyor diyebiliriz. Ancak burada kritik fark, bilgiye erişim şeklidir. Geleneksel hipokondriye sahip bireyler, doktor ziyaretleriyle veya fiziksel belirtilerini sürekli kontrol ederek kaygılarını beslerken, siberkondrik bireyler bu süreci internette araştırma yaparak yürütür. Kişi, küçük bir baş ağrısını "beyin tümörü", mide rahatsızlığını "kanser" olarak yorumlayan makaleler veya forumlar okuyarak, sağlığına dair gerçekçi olmayan bir korku geliştirir. Bilgiye ulaşmanın kolay olması, aslında kişinin kaygısını azaltmak yerine daha fazla artırır. Çünkü internette yer alan bilgiler çoğu zaman genelleştirilmiş, bağlamından koparılmış ve bireysel sağlık durumlarını göz önünde bulundurmayan içeriklerdir.
Bu durumun psikolojik arka planına baktığımızda, belirsizlikle başa çıkma becerisi oldukça önemli bir faktör haline geliyor. Siberkondrik bireyler, bedensel duyumlarını yanlış yorumlamaya eğilimli oldukları gibi, belirsizliği tolere etmekte de zorlanırlar. Yani herhangi bir fiziksel belirtiyle karşılaştıklarında, bu belirtiyi doğal bir süreç olarak değerlendirmek yerine, hemen internet üzerinden bilgi edinmeye çalışırlar. Ancak buradaki paradoks şu: Bilgi arayışı, kişinin kaygısını gidermek yerine onu daha fazla tetikler. Her yeni okunan belirti veya olası hastalık senaryosu, kaygıyı derinleştirir ve kişi kendini bir kısır döngünün içinde bulur" dedi.

SİBERKONDRİ İLE NASIL BAŞ EDİLİR?

Siberkondri hastalığının bireylerde sadece psikolojik stres yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda tıbbi sistem üzerinde de bir yük oluşturabildiğini ifade eden Klinik Psikolog Helin Ezgi Deniz, "Bu bireyler, sık sık doktor ziyaretleri yapabilir, gereksiz tahliller talep edebilir ve gerçek bir sağlık sorunu olmasa bile sürekli bir hastalık beklentisi içinde olabilirler. Bu da hem bireyin kendisi için hem de sağlık sistemleri açısından maliyetli bir sürece dönüşebilir. Peki, siberkondriyle baş etmek için neler yapılabilir? Öncelikle bireyin bilgi tüketim alışkanlıklarını sorgulaması gerekiyor. Sağlıkla ilgili bilgi ararken hangi kaynaklara güvenildiği, ne sıklıkla bu araştırmaların yapıldığı ve araştırma sonrası hissedilen kaygı düzeyi üzerine düşünmek, bu süreci farkındalıkla yönetmeye yardımcı olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bu noktada en etkili yöntemlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü BDT, kişinin düşünce süreçlerini yeniden yapılandırmasına ve sağlıkla ilgili obsesyonlarını kontrol edebilmesine olanak tanıyor. Ayrıca, kişinin belirsizliği tolere etme becerisini geliştirmesibüyük önem taşıyor. Gerçek şu ki, insan bedeni zaman zaman bazı belirtiler gösterebilir ve her belirti mutlaka ciddi bir hastalığın habercisi değildir. Ancak siberkondrik bireyler, vücutlarındaki en ufak bir değişikliği bile büyük bir tehdit olarak algılamaya meyillidir. Bu yüzden bedensel farkındalık ile kaygılı düşünceyi ayırt edebilmek ve sağlıkla ilgili bilgiye ulaşırken daha bilinçli hareket edebilmek, bu sorunun üstesinden gelmede kritik bir adımdır. Sonuç olarak, siberkondri dijital çağın yarattığı yeni nesil bir kaygı bozukluğu olarak görülebilir. Bilgiye erişimimiz kolaylaştıkça, belirsizlikle başa çıkma becerimiz azalıyor ve bu da bizi daha fazla endişeye sürüklüyor. Önemli olan, sağlıkla ilgili bilinçli ve kontrollü bir bilgi tüketim alışkanlığı geliştirmek, kaygıyı yönetebilmek ve gerektiğinde psikolojik destek almaktan çekinmemektir" ifadelerini kullandı.

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2025.03.19 17:06
A