Bursa'nın 'uyuyan tehdidine' karşı hayati çağrı!
Jeoloji Mühendisleri Odası, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin yıldönümünde kritik bir basın açıklaması yaparak, Bursa için olası deprem riskine karşı hayati uyarılarda bulundu. Kentin aktif fay hatları üzerinde yer almasına dikkat çeken Oda, Bursa'nın 'uyuyan tehdidine' karşı acil önlem çağrısında bulundu.
2025.08.16 13:03 - Son Güncellenme: 2025.08.16 13:51 - Bursa Bölge
MERVE DENİZ EKİCİ / BURSADA BUGÜN
Jeoloji Mühendisleri Odası, 17 Ağustos 1999 depremini anmak ve doğal afet farkındalığını artırmak adına basın açıklaması düzenledi. Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, afet risk manifestosu hazırlanması gerektiğinin altını çizerek çözüm önerilerini sıraladı.
"AFET RİSK MANİFESTOSU HAZIRLANMALI"
Afet risk manifestosu hazırlanması gerektiğinin altını çizen ve çözüm önerilerini paylaşan Yıldız, "Merkezi ve yerel idareler; afetlerle mücadele ve korunma strateji belgelerini, bugüne kadar yaşanan afet ve acil durum deneyimlerini, uluslararası afet yönetim tecrübelerini ve Birleşmiş Milletler Afet Risklerinin Azaltılması Sekretaryası tarafından yayınlanan "Dirençli Kentler" ve "Kentimi Hazırlıyorum" kampanyalarını baz alarak "Afet Risk Azaltma Manifestosu" hazırlamalıdır. Şehrin kapasite ve kaynaklarına bağlı olarak, halkın yerel karar vericiler ile birlikte katılımcı bir modelle şehirlerini planladığı ve karar verdiği, tüm kentli grupların katılımı ile sürdürülebilir kentleşmeyi sağlayabilen, yetkin ve hesap verebilir bir yerel yönetime sahip olan, bütün nüfusu konutlarda ve mahallelerde yaşayan, mahallelerin altyapı ve hizmetleri yeterli olan, taşkın alanlarına ya da dik yamaçlara aykırı resmi bir şekilde yerleşilmesine gerek kalmadan, akılcı imar mevzuatına uygun yapılarda yaşandığı için pek çok afetin etkilerinin düşük olduğu, tehlikelerin fark edilip, tehlikeler ve risklere, onlara maruz kalanlar ve zarar görebilirliği olanlar üzerine güçlü bir yerel bilgi alt yapısı geliştirmiş olan, felaketi öngörme ve varlıklarını korumak için adımlar atmış olan, olağanüstü hava koşulları, deprem veya diğer tehlikelerden kaynaklanan fiziksel ve sosyal kayıpları en aza indirebilen, bir doğa kaynaklı afet öncesinde, sırasında ve sonrasında gerekli kaynakların sağlanacağını taahhüt etmiş ve kendi kendine düzenleme yeteneğine sahip olan, afet sonrasında temel hizmetlerini hızlı bir şekilde onarabilecek ve bunun yanı sıra sosyal, kurumsal ve ekonomik faaliyetlerini devam ettiren hedefler temel alınarak, her düzeyde bütünleşik afet risk analizi yapılmalı ve elde edilen analiz sonuçlarına göre afet risk azaltma planları hazırlanmalıdır" dedi.
"SUÇLARI İŞLEYEN KİŞİ VE KURUMLAR İÇİN AĞIR CEZALAR TANIMLANMALI"
Yıldız, "İhtiyaç duyulan nüfus, jeoloji, yapı, adres, imar planı, koruma alanları, yapı ruhsatı, riskli alan, riskli yapı, enerji, altyapı, lojistik yapı ve hizmetler, ulaşım, tarım, orman vb. kentsel işlevlere ve yönetime ilişkin tüm veriler Coğrafi Bilgi Sistemleri ortamında bir araya getirilerek gerekli analizlerin hızla yapılması sağlanmalı; merkezi ve yerel yönetim bütçelerinin en az %10'unun bu araştırma ve yatırımlara ayrılması sağlanmalıdır. Afet, imar, çevre ve yapı alanındaki tüm mevzuat yeniden gözden geçirilmeli, parçalı yapı giderilmeli; kişi, kurum ve kuruluşların görev, yetki ve sorumlulukları yeniden belirlenmeli ve bu alanlardaki faaliyetlerin koordineli, bütünleşik afet risk azaltma stratejilerine uygun şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır. Caydırıcı bir kanuni düzenleme ile; afet, imar ve çevre suçları için özel yasalar çıkarılmalı ve bu suçları işleyen kişi ve kurumlar için ağır cezalar tanımlanmalıdır" şeklinde konuştu.
"RİSK AZALTMA YAKLAŞIMI GELİŞTİRİLMELİDİR"
Yıldız, "Yerleşim alanlarının 1/5000 ve 1/1000 ölçekli jeolojik-jeoteknik ve mikrobölgeleme etütleri yapılarak deprem, heyelan, su baskını, volkanik tehlikeler, tıbbi jeoloji vb. tehditlerin yarattığı riskler modellenmeli; bu alanların yerleşime uygunluk değerlendirmeleri yapılarak risk azaltıcı arazi kullanım önlemleri belirlenmeli ve her düzeyde hazırlanan planlara işlenmelidir. Afet yönetim sistemi, "yapı" yerine insan ve çevre odaklı bir sistem olarak inşa edilmeli; bu yeni sistemin başarısı için serbest piyasa kuralları yerine kamu yararı, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkelerine uygun, insanı yaşadığı doğal, yapılı ve sosyal çevresiyle bir bütün olarak gören bir risk azaltma yaklaşımı geliştirilmelidir" dedi.
"SİZCE DE ZAMANI GELMEDİ Mİ?"
Yetkili kurum ve kuruluşlara seslenen Yıldız, "Sonuç olarak, yakın tarihte yaşadığımız depremler sonucu on binlerce can kaybı ve milyarlarca dolarlık ekonomik kayıpla bir daha karşılaşmamak için, yukarıda ifade edilen temel ilke ve değerleri baz alan "Bilinçli Yurttaş ve Dirençli Yaşam Alanları için Afet Risk Azaltma Manifestosu", sadece sağlıklı, güvenli ve doğayla bütünleşmiş kentler için bir rehber değil, aynı zamanda toplumun afetlere karşı bir örgütlenme biçimi olarak da görülmelidir. Bu sürecin her aşamasında katılımcılık, erişilebilirlik, şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınmalıdır. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, hemen hemen her ağızdan duymaya alıştığımız "17 Ağustos'u Unutmadık" söylemleri yerine, başta Bursa Valisi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe belediye başkanları olmak üzere ilgili ve sorumlu tüm kurumlar ile vatandaşlarımıza şu soruyu yöneltiyoruz, Hep birlikte başarabiliriz, sizce de zamanı gelmedi mi?" ifadelerine yer verdi.
Öne Çıkan Galeriler

Öne Çıkan Videolar
-
00:35
-
01:14
-
00:21
-
02:28
-
00:58
En Çok Okunanlar
- Bölge beşik gibi! Bursa yine sallandı...
- Bursa'ya bir uyarı daha! Bu kez başka olacak
- Genç çift evlerinde ölü bulunmuştu! Acı...
- Bursa'nın ünlü firmasında skandal iddia!...
- Pazartesi günü Türkiye'de hayat duracak!...
- Herkes şikayetçiydi! Karayollarındaki hız...
- 26 yıldır dinmeyen acı: "Ağustos ayı...
- Yıllık bütçesi 29 milyon TL! Çok sayıda...
- Bursa'da liman sahasında iş durdu!...
- Büyük deprem riski açıklandı! Bir şehrin...
- Ormanda vahşi cinayet! Kadın korkunç...
- Bursa'da feci motosiklet kazası! Yakınları...
- Bursa'da iş bırakma eylemi!
- Cumhurbaşkanı Erdoğan uyarısında haklı...
- Bursa'da bu nasıl vurdumduymazlık?