Covid-19 belirtileri her yeni varyantla nasıl değişti?
Televizyon yapımcısı ve gazeteci Mehdi Hasan, birkaç hafta önce sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, "Neredeyse 4 yıldır Covid-19'dan kaçmayı başardım. Ama 2023'ün sonunda beni de yakaladı" dedi.
BÜYÜK RİSK ALTINDALAR
Towers'a göre pandemi süresince alınan en önemli ders, hastalarda ortaya çıkan semptomlar büyük ölçüde önceki bağışıklık durumuna bağlı olması. 2024'te ise bu durum, söz konusu kişinin kaç kez Covid'e yakalandığı, aşılanıp aşılanmadığı ve aşı kaynaklı bağışıklığının azalıp azalmadığı gibi karmaşık bir sürü faktöre bağlı. ABD'deki New York Şehir Üniversitesi'nde epidemiyolog Denis Nash, son takviye aşılarının üzerinden uzun bir süre geçmişse Covid-19 ile ilk kez karşılaşan kişilerin daha büyük risk altında olduğunu söylüyor.
Hala bir şekilde Covid bulaşmamış insanlar olduğunu vurgulayan Nash, "Eğer bu kişiler aşılanmamış ya da eksik aşılanmışlarsa, şiddetli ve uzun süreli semptomlar açısından en yüksek riske sahipler" diyor. Ancak, Sars-CoV-2 ya da bilinen adıyla Covid-19, sürekli olarak mutasyona uğruyor, bu da insan vücuduna etki etme şeklini zor algılanır şekilde değiştiriyor. Örneğin JN.1 varyantı, diğer Omicron alt varyantlarına kıyasla bağışıklık sisteminden kaçma konusunda daha yüksek bir kabiliyete sahip. Ancak bu aynı zamanda insan vücudunu etkileme şeklini de değiştiriyor. Virginia Commonwealth Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki araştırmacıların 2023'te yaptığı bir çalışma, pandeminin başlarına kıyasla, Omicron varyantının bulaştığı kişilerin koku veya tat alma duyularını kaybetme olasılıklarının sadece yüzde 6-7 olduğunu ortaya koydu.
İngiltere'deki Exeter Üniversitesi'nde kardiyometabolik sağlık alanında çalışan Doç. Dr. David Strain BBC'ye yaptığı değerlendirmede, bunun yerine hastalarının JN.1 veya EG.5 varyantları ile enfekte olduktan sonra ishal veya baş ağrısı şikayet olasılığının daha yüksek olduğunu söylüyor.
Towers ise "Viral tropizmde, yani hangi hücrelerin enfekte olacağı konusunda büyük bir değişim oldu" diyor ve şöyle devam ediyor: "Bu da spike proteininin dizilimi tarafından yönetilen bir durum. Dünyada neredeyse herkes enfekte oldu ya da aşılandı. Bu nedenle de virüs bulaşmaya devam etmek için bu bağışıklık sistemlerinden kaçmak için büyük bir baskı altında. Spike proteini de bu yüzden çok gelişti. Bu da virüsün vücuda giriş yapmak için farklı hücreleri enfekte etmesine yol açıyor, işte bu yüzden insanlar artık koku ve tatlarını kaybetmiyor."
Son Güncellenme: 2024.01.15 11:04
Kategori: Haber
Öne Çıkan Galeriler
