Cumhurbaşkanı Erdoğan: Aile kurumu tehdit altında
Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen KADEM 5. Olağan Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, nüfus artış hızındaki düşüşe dikkat çekerek "Mevcut tablonun devam etmesi halinde nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor. Ülkemizi ve milletimizi nüfus konusunda endişe verici bir gelecek bekliyor. Bu ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir" şeklinde konuştu.
2025.04.19 15:07 - Son Güncellenme: 2025.04.19 15:53 - Güncel
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen KADEM 5. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından önemli satırbaşları:
Fıtraten kadın ve erkekten oluşan insanı ayrıştırarak birbirine rakip ve düşman yapma, birbiriyle çatıştırma zihniyeti bizim medeniyetimize ait değildir. Kadını ve erkeği karşı karşıya getiren anlayış, insanlığa en karanlık deneyimleri yaşatan Batı'ya ait. Bu zihniyet daha bir iki asır öncesine hata 1960'lı yıllara kadar devam eden utanç tablolarını örtmek için kendine sahte bir tarih inşa etmeyi başarmıştır.
Batı'nın iyice zayıflamış ahlakı da yok oldu
18 aydır Gazze'de devam edem soykırım başta olmak üzere Batı değerleri denen kavramların boş olduğunu hepimize göstermiştir. Her masum çocukla, kadınla, bebekle birlikte Batı'nın iyice zayıflamış olan ahlaki üstünlüğü de yok olmuştur.
Demokrasi kavramının Batı'nın boyundurluğundan kurtularak hak ve özgürlük meşalesi olarak insanlığa kazandırılması şart. Kadın haklarıyla ilgili batı patentli kampanyalara aynı zaviyeden bakmamız gerektiğine inanıyorum.
Bizim medeniyetimizde erkekle kadın arasında ne bir rekabet, ne de üstünlük yarışı söz konusu değildir. Üstünlüğün asla cinsiyette, ırkta değil ilimde, takvada, merhamette aranmasını emreder.
Bizim ülkemizde kadınlarla ilgili sizlerle beraber omuz omuza verdiğimiz mücadelenin özünde bu yaklaşım vardır. Sorunlarımızı halının altına hiçbir zaman süpürmedik. Her meselemizde cesaretle yüzleştik. Kimi zaman töre denilerek kimi zaman güya dinimize affedilerek meşrulaştırılmak istenen hatalı uygulamalar yerine doğruyu, iyiyi, ikame etmeye çalıştık.
Hangi engellerle karşılaştığımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Ülkemizde özellikle 1960'lı yıllardan itibaren Batı'nın desteğiyle yürütülen siyasi, ekonomik, sosyal politikalar işimizi zorlaştırmıştır. Sinsi politikalar, kadınlarla ilgili sorunlarımızı da farklı bir mecraya taşımıştır. Önceleri televizyon, radyo, gazete, dergi gibi medya araçlarının son dönemde etrafımızı örümcek ağı gibi saran sosyal medya platformlarının yıkıcı etkileri karşısında direnebilmek gerçekten meşaketliydi. Aynı sorunları hissediyoruz. Sosyal medyanın kaotik atmosferi çabalarımızı daha da güçleştiriyor.
Nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor
Çocuklarımızın zihinleri ve gönülleri kontrolü tamamen bizim dışımızda olan sanal bir dünyanın tesiri altındadır. Batılı devletler dahil herkes insanın kendi elleriyle ortaya çıkardığı bu Frankenstein ile mücadele içindedir. Demografik yapımızdaki dramatik değişimi bundan ayrı göremeyiz. Bu konuyu her gündeme getirdiğimizde bizi eleştirmek, ezberlenmiş cümlelerle bize saldırmak dışında hiçbir şey yapmıyorlar. En iyimser projeksiyonlar bile Türkiye nüfusunun artıştan azalışa geçeceğini gösteriyor. Nüfusumuzun 10 milyon gerilemesi bekleniyor. Ülkemizi ve milletimizi nüfus konusunda endişe verici bir gelecek bekliyor.
Ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdit
Cumhuriyet döneminde 1960'larda yanlış bir iş yaparak doğum kontrol sistemiyle Türk nüfusunu azalttılar. Bu, ülkemiz için savaştan çok daha önemli bir tehdittir.
Biz içi boş kavramlar uğruna birbirimizle didişirken vaktimizi ve enerjimizi fütursuzca harcarken milli bünyemizi böyle zayıflattılar. Ülkemize açıkça söylemek gerekirse büyük bir pusu kurdular. Yanlış nüfus kontrolü politikasıyla milletimize güç ve zaman kaybettirdiler. Bu yanlışı bugün de muhalefet eliyle halen devam ettirmeye çalışıyorlar.
Milletin kaynaklarını sapkın akımlara peşkeş çekmekten utanmıyorlar
Batı'nın bile kurtulmak için yollar aradığı cinsiyetsizleştirme politikalarının ülkemizdeki savunuculuğunu muhalefet yapıyor. Belediyelerde personele maaş dahi ödeyemezken bakıyorsunuz milletin kaynaklarını sapkın akımlara peşkeş çekmekten utanmıyorlar. LGBT paçavralarıyla donattıkları belediyelerde ortaya çıkan yolsuzlukları ise hepimiz ibretle takip ediyoruz.
Toplumun temeli olan aile kurumu, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehdit ve tehlike altındadır.
Mesele sadece muhalefetin ihanetiyle sınırlı değil, Neoliberal kültürün özendirdiği hayat tarzının olumsuz etkileriyle de karşı karşıyayız.
Çocuk sahibi olmanın daha önce hiç olmadığı kadar örselendiği bir dönemin içindeyiz
Aile kurumu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tehdit ve tehlike altındadır. Ailenin, aile kurmanın, çocuk sahibi olmanın daha önce hiç olmadığı kadar örselendiği bir dönemin içindeyiz. Pek çok aile, çocuklarını evlenip yuva kurmaya ikna edemiyor.
Diğer coğrafyalardan gelen misafirlerimiz olmasa pek çok sektör ciddi sıkıntıya düşecek
Gençler tek başlarına yaşıyor ve 1+1 ev onlara yetiyor. Avrupa devletleri kendi nüfusları ülkenin çarklarını çevirmeye yeterli olmadığı için sürekli göçmen alıyor. Her türlü propaganda aracını kullanıyorlar. Türkiye'yi sürekli karalayan, ülkemizi kötüleyen önemli kısmı bu kara propagandanın ürünüdür. Yabancı düşmanlığı körüklenerek insani diplomasiye zarar verilmesi isteniyor. Suriye'den Türk Cumhuriyetlerinden, diğer coğrafyalardan gelen misafirlerimiz olmasa pek çok sektörün ciddi sıkıntıya düşeceğine bizler inanıyoruz. Bu bizim tercih ettiğimizi bir durum değil ama vaka böyle. Karşımızdaki tablonun felaketimiz olduğunu anlamak için 10 yıl daha beklemeye gerek yok. Zihinleri değiştirmeden, yanlış algıları yıkmadan hedeflediğimiz noktaya varamayız. Unutmayın, yitik kaybedildiği yerde aranır. Biz irfanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Pek çok noktada irfanımızı kaybettiğimiz de bir hakikattir. Önce irfanımıza sahip çıkacağız, önce onu dirilteceğiz. Böylece kendimize geleceğiz.
Bizim yapmamız gereken de milletimize özellikle de kadınlara ve çocuklarımıza yapılan dayatmalara itibar etmemektir. Özümüze dönecek, köklerimize yeniden sarılacağız. Milletimizin geleceğini ülkemizin kadınlarının, çocuklarının gönüllerini milli ve manevi hasretlerimizin bereketiyle fethederek biçimlendireceğiz.
Nüfusumuzu artırmak için bir dizi önlem aldık uygulamaya başladık ancak meselenin maddi teşviklerin ötesinde bir medeniyet tasavvuru olduğunu unutmamalıyız.
Sözleşme değil, kanun yaşatır
KADEM'in bu husustaki liderliğine güveniyorum. Kadınların eğitimden, siyasi temsiline kadar sayısız başlıkta hayata geçirdiğimiz uygulamaları en iyi sizler biliyorsunuz. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizin samimiyetimizin, sıfır tolerans yaklaşımımızın en yakın şahidi sizlersiniz. Kadına ve çocuğa karşı şiddetle mücadele aile kurumunu güçlendirmeyi amaçlayan politikalarımızın en önemli unsuru olmayı sürdürüyor. Hükümetlerimiz döneminde yürürlüğe giren 6284 Sayılı Kanun'un tavizsiz uygulanmasına verdiğimiz önemi bugün bir kere daha ifade ediyorum. Sözleşme değil, kanun yaşatır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede dirayetli tutumu sürdüreceğiz.
Kadınlar 23 senede sizin kibir kokan düzeninizi yerle bir etti
İş dünyası, eğitim ve siyaset başta olmak üzere kadınların kazanımlarında herhangi bir geri gidişe izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Uzatılan her mikrofona, yapılan her paylaşıma kin kusanlar şunu çok iyi bilsin; kadınların başörtülerinden, inançlarından dolayı ayrımcılığa uğradığı karanlık günler artık geride kaldı. Kadınlar 23 senede sizin kibir kokan düzeninizi yerle bir etti. Cam tavanlar paramparça oldu. Kadınların başörtüsüne, kılık kıyafetine, inancını kamusal alanda yaşama iradesine saygı duymayı öğreneceksiniz.
Kamunun ve özel sektörün tepe noktalarına daha fazla kadın görmeye alışacaksınız
Kamunun ve özel sektörün tepe noktalarına daha fazla kadın görmeye alışacaksınız. Kadınların hayatın her alanında özgürce yer aldığı yeni Türkiye'ye uyum sağlayacaksınız. Kadın düşmanı zihniyet AK Parti iktidarıyla tarihe karışmıştır. Biz sorumluluk makamında olduğumuz sürece orada kalacaktır. Son 23 yılda Türkiye'yi kadınlarla birlikte büyüttük. Demokrasi ve özgürlüklerde parmakla gösterilen konuma getirdik. Türkiye Yüzyılı'nı da siz kadınlarla birlikte omuz omuza inşa edeceğiz. Kadınlarla dayanışma içerisinde güçlü, hukuki ve sosyal altyapı üzerinde KADEM ve sivil toplum kuruluşlarımızın etkin çalışmalar yürüteceğine yürekten inanıyorum.
Terörsüz Türkiye çalışmalarına güçlü destek bekliyoruz
Cumhur İttifakı olarak az konuşup çok iş yaparak büyük bir hassasiyetle yürüttüğümüz terörsüz Türkiye çalışmalarına sizlerden güçlü destek bekliyoruz. 40 yıldır ağır bedeller ödediğimiz terör sorunu en fazla kadınlara zarar verdi. Diyarbakır kadınlarını bir kenara koyamayız. Terörün yol açtığı acı ve gözyaşı herkesten fazla kadınların yüreklerini dağladı. Terörün olmadığı bir Türkiye'den de en büyük faydayı kadınlar görecektir. Türkiye, güvenli, huzurlu ve terörsüz bir geleceğe sizlerin sahiplenmesiyle yürüyecek.
Öne Çıkan Galeriler

Öne Çıkan Videolar
-
00:22
-
00:31
-
01:52
-
00:42
-
00:27
En Çok Okunanlar
- Passo, Bursaspor maçında patladı!
- Ünlü oyuncu Berk Atan'dan kötü haber!...
- Her evde var! Bu eşya, 65 buzdolabının...
- Ünlü oyuncu, sosyal medya fenomeni...
- Bursa'da bugün hava nasıl olacak? 5 günlük...
- Bursa'da minibüste akılalmaz anlar!
- Bakan Göktaş ödeme tarihini açıkladı! 5...
- Tapu sahiplerini ilgilendiren 90 günlük...
- Yüzlerce personel alımı yapılacak, KPSS...
- Mimar Ece Gürel'in ölüm nedeni belli oldu!
- Bursa'da yaşlı adamı vuran çocuk, nedenini...
- Bursa'da uygunsuz görüntülerini oğlunun...
- Bursalılar dikkat! Hafta sonu çok sayıda...
- Bursa'da 22 okulda o uygulama başladı!
- Emeklilikte '7 yıl kuralı' değişiyor!